TAYSAD yöneticileri, Almanya'nın Frankfurt kentinde düzenlenen "Automechanika Fuarı" kapsamında yerli ve yabancı basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Toplantıda Türkiye'nin Frankfurt Başkonsolosu Mustafa Çelik ve Frankfurt Başkonsolosluğu Ticaret Ateşesi Gülay Babadoğan Tarakcıoğlu da hazır bulundu.

Toplantıda bir konuşma yapan İnci, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen Türkiye'de sanayi sektörünün büyümeyi sürdürdüğünü ve Türk otomotiv sanayisinin de yatırımlara tüm hızıyla devam ettiğini söyledi.

Perihan İnci, yılın ilk 8 aylık ihracat verilerine göre Türkiye'nin otomotiv sektör ihracatının geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,2 artarak 15 milyar 141 milyon dolarla Türkiye ihracatında ilk sıradaki yerini koruduğunu dile getirdi.

Tedarik sanayi ihracatının ise söz konusu dönemde yüzde 7 artarak 6 milyar 15 milyon dolar düzeyinde gerçekleştiğini ifade eden İnci, otomotiv tedarik sanayisinin tüm otomotiv ihracatından aldığı payın da yüzde 40 seviyesinde gerçekleştiğini aktardı.

Türkiye'nin her yönüyle potansiyel vadeden bir ülke olduğuna dikkati çeken İnci, şunları kaydetti:

"Ekonomik veriler bunun en önemli göstergesi. 15 Temmuz'dan 2 ay sonra bugün görüyoruz ki herhangi bir ülkenin kolayca başa çıkamayacağı bu süreçte, Türk sanayisi üretim taahhütlerinin tamamını aksama olmaksızın yerine getirmiştir. Bizler Türkiye'nin en önemli ihracat kalemi olan otomotiv sektörünün temsilcileri olarak işimizin başındayız. Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerindeki iş birliklerimizi ve yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Avrupa'daki paydaşlarımız bize güvendi ve Türk otomotiv tedarik sanayisi bu güveni boşa çıkarmadı."

- Türkiye'nin otomotiv ihracatında Almanya ilk sırada

Perihan İnci, Ocak-Ağustos döneminde Almanya'nın 2 milyar 537 milyon dolarla Türkiye'nin otomotiv ihracatında ilk sırada yer aldığını bildirdi.

"Yılın ilk 8 ayı geride kalırken, Almanya'ya yüzde 18, İtalya'ya yüzde 44, Fransa'ya yüzde 14, İspanya'ya yüzde 22, Hollanda'ya yüzde 71 ihracat artışı yaşandı." diyen İnci, Avrupalı ülkelerle temasın artması gerektiğine işaret etti.

Sektöre yönelik önemli bir riskin söz konusu olmadığını belirten Perihan İnci, "Tam tersine yatırımlarımız meyve vermeye başladı. Artık vites büyütüyor, ortaklarımızla birlikte yeni yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Yabancı yatırımcılar ve yurt dışındaki tüm paydaşlarımız Türkiye'nin var olan potansiyelini, hızını ve iş yapma beceresini değerlendirerek fırsata dönüştürebilirler." ifadelerini kullandı.

İnci, Avrupa'da ve özellikle Almanya'da Ar-Ge yatırımlarının devam ettiğini ifade ederek, "Çünkü biz ülke olarak Avrupa'ya inanıyor ve sanayideki atılımlarını destekliyoruz. Aynı inanç ve desteği Avrupalı devletlerden ve Avrupa'daki iş ortaklarımızdan da göreceğimize inanıyoruz." diye konuştu.

- "Avrupa'ya olan güvenimiz karşılıksız kalmamalı"

TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi Hayri Kaya ise Türkiye tarafından Avrupa Birliği'ne (AB) sunulan taahhütlerin büyük bir hassasiyet ve kararlılıkla yerine getirildiğini anımsattı.

Sektör temsilcileri olarak AB ülkeleri ile olan mevcut iş birliklerini geliştirmek istediklerini vurgulayan Kaya, "Türkiye'nin en önemli ihracat kalemi olan otomotiv sektörünün temsilcileri olarak şunu söyleyebiliriz ki ana ve tedarik sanayimizle birlikte, AB ülkeleriyle ekonomik entegrasyonu güçlendirmek istiyoruz. Türkiye bu bağlamda AB ülkeleri ile olan mevcut iş birliklerini geliştirmek ve karşılıklı yatırımları artırmak için olağanüstü gayret sarf etmektedir." şeklinde konuştu.

Kaya, AB ülkeleri ile tesis edilen güvenin karşılıklı olarak artırılması ve kuvvetlendirilmesi için AB ülkelerinden pozitif destek ve iş birliği beklediklerini belirterek, "Türkiye'nin halen devam etmekte olan müzakere sürecinin desteklenmesi ve iş dünyası için önemli olan AB serbest dolaşım hakkının Türk vatandaşlarına tanınmasıyla ekonomik, siyasal ve sosyal anlamda karşılıklı kazanımlar sağlanacaktır." dedi.

- "Alman şirketleri Türkiye'ye güveniyor"

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının (TYDTA) Alman temsilcisi Ole Von Beust ise Türkiye'deki yatırım ortamı ve iş fırsatlarını değerlendirdi.

Türkiye'nin siyasi tartışmalara rağmen hızlı büyümesini sürdüren ve ekonomik açıdan istikrarlı bir ülke olduğunun altını çizen Beust, şunları kaydetti:

"Bu açıdan Alman şirketleri Türkiye'de aktif faaliyetlerini sürdürmekte ve istisnasız memnuniyet sağlamaktadır. Bu durumun sürdürülebilir olması, yani yabancı yatırımcılara her türlü desteğin ve misafirperverliğin sağlanmasının devamlılığı halinde, ekonomik alanda yasal kesinlik sağlanacaktır."