Türkiye-Almanya İşgücü Anlaşmasının 56. yıl dönümü
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Yeneroğlu:- 'Almanya'ya göçün 56. yılında Almanya'daki Türk toplumu artık 'misafir işçi' ve 'gurbetçi' kimlikleri ile değil, her iki ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik hayatına katma değer katan bir topluluk olarak görülmelidir'

Oluşturma Tarihi: 2017-10-30 18:14:35

Güncelleme Tarihi: 2017-10-30 18:14:35

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Almanya'daki Türk toplumunun artık "misafir işçi" ve "gurbetçi" kimlikleriyle değil, her iki ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik hayatına katma değer katan topluluk olarak görülmesi gerektiğini belirtti.

Yeneroğlu, Türkiye ile Almanya arasında 30 Ekim 1961 tarihinde imzalanan İşgücü Anlaşması'nın yıl dönümüne ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, anlaşma ile iki ülke ilişkilerinin yeni bir boyut kazandığını bildirdi.

Anlaşmanın ardından bugüne kadar 4,1 milyon kişinin Almanya'ya göç ettiğini, 2,9 milyon kişinin Türkiye'ye geri döndüğüne işaret eden Yeneroğlu, "Günümüzde Almanya'da yaklaşık 3 milyon insanımız yaşamaktadır. Toplumsal hayatın her alanında vatandaşlarımıza rastlamak Almanya'nın gerçeğidir." ifadesini kullandı.

Yeneroğlu, Almanya'ya göçün 56. yılında Almanya'daki Türk toplumunun artık "misafir işçi" ve "gurbetçi" kimlikleriyle değil, her iki ülkenin sosyal, siyasal ve ekonomik hayatına katma değer katan bir topluluk olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.

AK Parti iktidarı ile birlikte Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı ve Yunus Emre Vakfının kurulmasıyla yurt dışı eğitim, dil ve kültür politikalarında köklü adımlar atıldığına işaret eden Yeneroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Son dönemde Türkiye ile Almanya arasında yaşanan gerginlik, bu ülkedeki vatandaşlarımızı kilit konuma getirmiştir. Özellikle bazı çevrelerde hakim olan Türkiye karşıtlığı, vatandaşlarımızın günlük hayattaki ilişkilerini zedelemekte, Almanya'ya olan aidiyetleri yara almaktadır. Bu dönemde Türkiye algısının marjinal gruplar ve terör destekçileri tarafından şekillenmemesi için mücadele etmek, ikili ilişkiler adına büyük bir kazanç olacaktır."