Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu'nda düzenlenen Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu Kongresine katıldı.
Erdoğan, kongrede yaptığı konuşma gençleri selamlayarak, "Tüm şehitlerimizi selamlıyorum. Konuşmamın başında hemen diyorum ki selamların en güzeliyle gelin tüm şehitlerimize birer Fatiha göndererek selamlayalım" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan işgale direnen, zulme rıza göstermeyen Filistin'in vakur gençlerini, sabrı katık eden Suriye'nin cefakar gençlerini, zindanlarda çile dolduran Mısır'ın kahraman gençlerini, umut yolculuğuna çıkmış Afrika'nın mağdur ve mağrur gençlerini selamlıyorum. Yurdumuzun dört bir yanında gece-gündüz demeden, eli tetikte nöbet tutan her biri fedakarlık abidesi kahraman Mehmetciklerimizi selamlıyorum. Milletimizin huzuru ve güveni için canını hiçe sayan tüm zorluklara, sıkıntılara rağmen görevini hakkıyla yerine getiren polislerimizi selamlıyorum. Rabbim onlara güç, kudret, cesaret versin" diye konuştu.
Gençlerle bir araya gelmesini sağlayan Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu Başkanı ve ekibine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin hayırlara hayırlara vesile olmasını diledi.
- "Kendi geleceğimiz için inisiyatif almak durumundayız"
"İçinde bulunduğumuz bölge son derece önemli ve sancılı bir süreçten geçiyor" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadece bugünümüzün, yakın geleceğimizin değil, önümüzdeki yüzyılın temellerinin atıldığı, şekillendiği, adeta tasarımının yapıldığı bir değişim yaşanıyor. Türkiye olarak bu sürecin öznesi olmak, kendi coğrafyamızda kendi geleceğimiz için inisiyatif almak durumundayız. Kendi hedeflerimiz doğrultusunda hadiselerin gidişatını yönlendirmek mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde tıpkı geçmişte olduğu gibi seyirci koltuğuna oturup çizilecek yeni sınırları izlemek durumunda kalacağız. Bir varlık-yokluk mücadelesi verdiğimizin altını özellikle çizmek istiyorum. Burada varlıktan kastım sadece ülkemizi, yani üzerinde bulunduğumuz toprak parçasını bir bütün olarak muhafaza etmek değildir. Mücadelemizin özünü, bu coğrafyanın ruhunu oluşturan, milletimizi bir arada tutan, vatana anlam katan değerlerimizin tamamı oluşturuyor. Millet olarak birliğimize, beraberliğimize sahip çıkmanın mücadelesini veriyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir millete ait olmanın sadece aynı toprak parçasını paylaşmak ve tesadüfen bir arada bulunmak olmadığını belirterek, "Millet olmak, aynı ulvi değerler etrafında birleşmek, ülkesinin geleceği, vatanın huzuru için kaygı duyabilmek, fedakarlık yapabilmektir. Ancak aynı gelecek hayalini paylaşan, ülkesinin çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde tutabilen topluluklar millet olabilir. Biz destansı bir mücadeleyle bu toprakları kendimize vatan yaparken, bin yıllık tarihimizi gergef gibi işlerken, aynı amaç, aynı ruh, aynı idealler etrafında toplanan bu milleti de milletçe hep birlikte inşa ettik" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anadolu topraklarında Malazgirt ile birlikte ilk harcını koyduğumuz İstanbul'un fethiyle siluetini yükselttiğimiz, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda restorasyonunu yaptığımız bu gerçeği tüm dünyaya defalarca ilan ettik. Üstesinden geldiğimiz her badirenin ardından birbirimize daha da kenetlenerek istiklalimizi şerefimiz ve namusumuz bilerek bugünlere geldik" dedi.
- "Milletim bunun hesabını sormaya hazırlanmalı"
"Bizim bir Rabiamız var, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" şeklinde konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:
"(Tek millet) dedik, 78 milyonla biz tek milletiz. 'Tek bayrak' dedik, bizim bayrağımızın rengi belli. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Şimdi birileri çıkmış, iyi saz çalıyormuş, ne diyor, 'Bayrağa saygısızlık yapan mı var' diyor. Yahu bayrakları indirmeye çalışan sizsiniz. Son zamanda akıl verenler sayesinde birkaç yerde Türk bayrağını dalgalandırdınız diye bunu yutacağımızı mı zannediyorsunuz? Teröristlerin cesetlerini kendi bayrağınızla sarıyorsunuz ve orada da onların huzurunda güya cenaze namazı kılıyorsunuz ve bunu da sosyal medyadan her yerle dünyayla paylaşıyorsunuz. Sizin gerçek yüzünüz o. Bunu kimseye yutturamazsınız. Ben diyorum ki milletim bunun hesabını sormaya hazırlanmalı, buna hazır mıyız? Bu çok önemli."
(Sürecek)