Uluslararası Göçmenler Günü dolayısıyla TİHEK'ten yapılan açıklamada, tarih boyunca bazı kişilerin ve aile fertlerinin soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaşlar, istikrarsızlık, ekonomik krizler, mübadeleler, doğal afetler gibi nedenlerin yanı sıra maddi ve sosyal koşullarını iyileştirmek, kendileri ve ailelerine ilişkin beklentilerini geliştirmek amacıyla başka bir ülkeye veya bölgeye göç ettiği anımsatıldı.
Dünyanın en önemli göç rotalarından biri üzerinde yer alan Türkiye'nin, tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yaptığı ve içinde bulunduğu coğrafyanın çok büyük göç süreçlerine tanıklık ettiği belirtilen açıklamada, Anadolu geleneğinin göçlerle harmanlanarak zengin bir kültüre kavuştuğu ifade edildi.
Türkiye'nin, 190 farklı milletten göçmene ev sahipliği yaptığı ve düzensiz göçle mücadele etmek için ülkede önemli hukuki, siyasi ve idari adımlar atıldığı vurgulanan açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
"Ülkemizin göç alanındaki mevzuat eksikliğini giderebilmek, göç alanındaki politikalarını düzenlemek ve göçü daha etkin yönetmek amacıyla, 6458 sayılı 'Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu' kabul edilmiş ve 11.04.2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu kanunla İçişleri Bakanlığına bağlı sivil ve uzmanlaşmış bir kurum olan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun ve bu kanunun uygulama yönetmeliği 6 Eylül 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 79'uncu maddesinde göçmen kaçakçılığı suçu düzenlenmiştir."
Göç hareketliliğinin, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en yoğun dönemini yaşadığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Son on yılda dünya göçmen nüfusunun, 150 milyon kişiden 214 milyona yükseldiği bilinmektedir. Birleşmiş Milletler verilerine göre son 20 yıldaki hızıyla artmaya devam ederse, dünyadaki uluslararası göçmenlerin sayısının 2050 yılında 405 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bugün dünyada her 33 kişiden biri göçmen kökenlidir. Bu artışın arkasında uluslararası ve yerel çatışmaların, savaşların, insan hakları ihlallerinin, ekonomik sömürünün önemli payı olduğu düşünüldüğünde, göçmen sorununa kayıtsız kalmak; insan hakları ihlallerinin artmasına, yoksul ülkelerde yaşam koşullarının ağırlaşmasına katkıda bulunmak anlamına gelmektedir.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak, 18 Aralık Dünya Göçmenler Günü'nde tüm ülkeleri, insanların göçe zorlanmadığı, insan hakları ve onurunun korunduğu, insan hayatının pazarlık konusu yapılmadığı bir dünya oluşturmak ve göçmen düşmanlığını önlemek için gerekli tedbirleri almaya, üstlerine düşen insani yükümlülükleri yerine getirmeye davet ediyoruz."
