Türkiye'nin Hayvansal Üretimi Sempozyumu
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, 'Önümüzde ve yanı başımızda savaşlar, sıcak gelişmeler ve dünyada ciddi huzursuzluklar var ama önümüzdeki 10 yılları bekleyen savaşlar ve çatışmaların gıdaya erişim savaşları olacağı tahminleri artık aleniyet kazanmaya başladı. İhtirasların değil ihtiyaçların esas alındığı bir üretim ve tüketim modeline geçmeliyiz' dedi.
9 Yıl Önce Güncellendi
2017-01-10 14:11:47
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik Türkiye'de tarım öğreniminin 171'inci yıl dönümü çerçevesinde gerçekleştirilen Türkiye'nin Hayvansal Üretimi sempozyumuna katıldı.
Konuşmasına tarımın önemini vurgulayarak başlayan Bakan Çelik, "Tarım ilk insandan bugüne son derece önemli ve son insana kadar da hayat devam ettiği sürece son derece önemli bir sektör. Bu nedenle bu bakanlık sizin bakanlığınız, hiç teklifsiz her an gelmeniz gereken, her an birikimlerimizi paylaşmamız gereken bir yer olduğunu ifade etmek istiyorum. Bilim olmadan neticeleri sağlıklı bir şekilde almak mümkün değildir. Daha önceden de bilim adamlarıyla bir araya geldiğimde ifade etmiş olduğum gibi, lütfen bilgilerinizi raflarda, çantada, beyinlerde değil, toplumla ve toplumun önünü açacak şekilde değerlendirmeniz gerekiyor. Gerek Ankara Üniversitesi gerekse diğer üniversitelerimizden hocalarımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçtiğimiz Pazar günü organik çaya geçişle ilgili hocalarımızın önderliğinde son derece sağlıklı bir çalışma yaptık ve şuan da bilimin öncülüğünde organik çay üretimine nasıl geçeriz konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Yalnız çay değil elbette, tarım denilince ne kadar geniş kapsamlı olduğunu biliyorsunuz, her konuda görüşmeye hazırız" şeklinde konuştu.
"2 milyar insan aç ve yoksul"
Dünyada var olan açlık ve diğer yandan yaşanan israf sorunlarına ilişkin konuşan Çelik, "Dünya nüfusu artıyor ayrıca tarım arazilerinin de her gün dünyada ve ülkemizde azaldığını da görüyoruz. Ben açık sözle söylüyorum, tarımda siyaset yapmayalım, bu alan siyaset alanı değil ki hepimizin sofrasını ve geleceğini ilgilendiriyor. Böyle bir bakış açısıyla biz Türk tarımını daha yükseklere ve arzuladığımız noktalara taşıyabiliriz. Araziler küçülüyor deniliyor, dünya da küçülüyor rakamları var, ülkemiz de küçülüyor. Kim küçültüyor, aydan gelenler değil ki, hepimiz küçülmesine vesile oluyoruz, o halde bu meseleye toplumsal bir sorun olarak bakmalıyız. İklim değişiklikleriyle karşı karşıyayız, su kaynaklarında azalmalar söz konusu, gıdaya erişimde artık zorluklar yaşanıyor, aşırı tüketim de bir başka neden olarak karşımızda. Tüm bunlara baktığımızda tarımın ne kadar stratejik bir alan olduğunu görmemiz mümkün. Bugün AB ülkeleri bütçelerinin yüzde 40'ını tarıma ayırmak zorunda kalmışlarsa bu rastgele bir bakış açısı değil. Tüm insanlığın geleceği tarımda. Gıdada ve gıdaya erişim açısından yapılan bilimsel değerlendirmeler neticesinde tarıma bu kaynaklar tahsis edilmeye başlanmıştır. Dünya nüfusunun yüzde 40'ının istihdam edildiği bir sektör tarım ve dünya nüfusunun yüzde 75'inin de birincil geçim kaynağı tarımdır, nasıl stratejik sektör olmayacak. 2 milyar insan aç ve yoksul, 1 buçuk milyar insan ise fazla kilolu ve 500 bini de obez noktasında. Dünya her yıl 1.4 milyar tonluk bir gıda israfıyla karşı karşıya, açlık bir tarafta dururken. 34 ülkede gıdaya, 80 ülkede suya erişimde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Ortada eşitsizlikler süreci içerisinde yaşıyoruz ve çivisi çıkan bir dünya tablosuyla karşı karşıya olduğumuzu rahat bir şekilde söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
"İnsanların ihtiyaçlarını dikkate almak durumundayız"
"2030 yılına kadar 700 milyon insanın yaşadığı yeri, kuraklık veya doğal nedenlerden dolayı terk ediyor olması son derece önemli sorunlar çıkaracak" diyen Bakan Çelik şöyle devam etti:
"Dünya 2050 yılında 9 buçuk milyar nüfusa ulaşacak ve bugün ürettiğimizin yüzde 60 üzerinde bir üretim gerçekleştiremezsek, 2 milyar aç ve yoksula ilave aç ve yoksullar gelecek. O halde üretimde yüzde 60 daha fazlayı nasıl gerçekleştireceğiz, bu konuda Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesiyle bu küresel ve bölgesel sorunlar açısından bir çözüm üretmek için değerlendirme yapıyoruz. Önümüzde ve yanı başımızda savaşlar, sıcak gelişmeler ve dünyada ciddi huzursuzluklar var ama önümüzdeki 10 yılları bekleyen savaşlar ve çatışmaların gıdaya erişim savaşları olacağı tahminleri artık aleniyet kazanmaya başladı. O halde ne yapalım, ihtirasların değil ihtiyaçların esas alındığı bir üretim ve tüketim modeline geçmek durumundayız. İnsanların ihtiyaçları neyse bunu dikkate almak durumundayız."
"Kadına pozitif ayrımcılık"
Çiftçiye hibe ve hayvan desteği konusundaki çalışmaların sürdüğünü ifade eden Çelik, "Çiftçiye özellikle 2016 yılı çiftçilerimiz açısından önemli adımlar attık, gübre ve yemde KDV'nin kalkması sektör açısından son derece önemli bir gelişmeydi. Mazot desteğini başlatmıştık ama mazotla ilgili temel olarak desteği yüzde 50'ye çıkarmak önemli bir gelişme diye düşünüyorum. Yine bu dönem içerisinde sertifikalı fidan ve tarımsal arazisi 5 dekarın altında olan arazilerin destek kapsamına alınması da 2016 yılında gerçekleştirdiğimiz önemli faaliyetlerdir. 15 bin çiftçimize hibe desteği gerçekleştirdik, bir üreticiye küçükbaş olarak 40 koyun ve büyükbaş olarak 6 büyük hayvan hibe desteğini de tamamlamış bulunuyoruz. Burada kadınlarımıza pozitif bir ayrımcılık yaptık ve hemen hemen yüzde 80 kadın çiftçilerimize bu destekleri sağlamış olduk. Bu yıl 12.8 milyar direk nakdi olarak tarımsal desteği inşallah gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara