Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (1)- 'Bağımlılıkla terör birbirine benzer. Bunlarla etkin mücadelenin yolu, sivrisineklerle uğraşmak, yanında bataklığı kurutmaktır. Bunu başarmamız lazım'- 'Terör örgütlerinin en önemli finansman kaynağının uyuşturucu ticareti ile alkol ve tütün ürünleri kaçakçılığı olması tesadüf değildir. Bağımlılık yapan maddeler öyle tehlikelidir ki üreten de taşıyan da

Oluşturma Tarihi: 2018-11-26 13:31:47

Güncelleme Tarihi: 2018-11-26 13:31:47

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bağımlılıkla terör birbirine benzer. Bunlarla etkin mücadelenin yolu, sivrisineklerle uğraşmak, yanında bataklığı kurutmaktır. Bunu başarmamız lazım." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilay tarafından Sağlık Bakanlığının desteğiyle düzenlenen "2. Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu"nun açılışındaki konuşmasında, bir asır önce Türkiye'nin işgal yıllarında çoğunlukla da işgalciler eliyle yaygınlaştırılmaya çalışılan alkol ve madde bağımlılığıyla mücadele için kurulan Yeşilay'ın, bugün küresel boyutta bir markaya dönüştüğünü söyledi.

Türkiye'de 107 şubesi ve dünya genelindeki 41 ülkede aynı isimli kuruluşlarıyla her geçen gün daha da büyüyen Yeşilay'ın, uluslararası alanda giderek daha çok kabul görmeye, itibar sahibi olmaya başladığını belirten Erdoğan, faaliyetlerini alkol ve tütün yanında bağımlılığın her türünü içine alacak şekilde genişleten Yeşilay'ın çalışmalarını hep desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini ifade etti.

İlk sempozyum ile bugün arasında geçen 4 yılda yaşananların, diğer alanlarla birlikte bağımlılıkla mücadele konusunda katedilmesi gereken daha çok yol bulunduğuna işaret ettiğini aktaran Erdoğan, şunları anlattı:

"Esasen bizim medeniyetimizle, kültürümüzle, tarihimizle, alkol ve tütün bağımlılığını yan yana düşünebilmemiz dahi mümkün değildir. Buna rağmen uyuşturucu ve alkol tüketiminin yaygınlaşmasından, tütün tüketimiyle mücadelede istediğimiz neticeleri bu alanda alamamamızdan eğer şikayet ediyorsak, çalışma yöntemlerimizi demek ki gözden geçirmemiz gerekiyor. Bir yerde bir eksiklik var. Elbette önleyici polisiye tedbirler, rehabilitasyona yönelik sosyal programlar, tedaviye yönelik sağlık hizmetleri önemlidir. Mutlaka en iyi şekilde bunlar verilmelidir. Ancak asıl mesele toplumumuzda bu tür kötü alışkanlıkların kök salabilmesine zemin hazırlayan iklimi ortadan kaldırmak olmalıdır. Bunun yolu da eğitimden, kültürden, medeniyet değerlerimizin yeni nesiller ve toplumun tamamına en iyi şekilde aktarılmasından geçiyor."

- "Toplumu cehalet yıkar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, haramı, helali bilen bir toplumda uyuşturucu, alkol, hırsızlık, haksızlık sorunlarının olamayacağını belirterek, şöyle devam etti:

"Eğer bu tür sıkıntılar varsa ve giderek büyüyorsa, bağımlılıktan öte başka sıkıntılarımız var demektir. Eskiler 'Duvarı nem, insanı gam yıkar.' derdi. Ben buna bir de 'Toplumu cehalet yıkar.' ifadesini ekliyorum. Cehalet öyle bazılarının sandığı gibi okuma yazma bilmemek değildir. Asıl cehalet, kültürünü, medeniyetini ve onun ürünleri olan kavramları, doğruları, yanlışları, iyileri, kötüleri, velhasıl değerlerimizi bilmemektir. Ülkemizde en azından bir kesimin, içinde bulunduğu cehalet karanlığında giderek daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz. Kim olduğundan habersiz, nereden geldiğini ve nereye gittiğini bilmeyen, günübirlik yaşayan, hayatta ölçüsü, geleceğe dair ideali olmayan bu kesim için üzülmekten daha fazlasını yapmak zorundayız."

- "Bağımlılıkla terör, birbirine benzer"

Türkiye'nin geçen 16 yılını değerlendirirken, eğitim ve kültür politikalarının yetersizliğinden hayıflanmalarının sebebinin bu tür konularda arzu ettikleri mesafenin katedilememesi olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"En güzel okulları yaptık, içlerini en modern araçlarla donattık, öğretmensiz sınıf bırakmadık. Ama bu okullara topladığımız çocuklara neler vermemiz gerektiği hususunda yeteri kadar tefekkür edemedik. Kültür ve sanat politikalarını desteklemek adına çok ciddi bütçeler ayırdık. Çok önemli fiziki altyapılar oluşturduk ama kendi kadim tarihimizi, kültürümüzü, sanat anlayışımızı yeni nesillere aktarma, benimsetme daha ileriye taşıma konusunda ortada kayda değer bir netice göremiyoruz. Böyle olduğu için de burada uyuşturucudan, alkolden, tütünden, bütün bunlardan kaynaklı bağımlılık tehdidinin sürekli büyümesi karşısında neler yapabileceğimizi konuşmak zorunda kalıyoruz.

Bağımlılıkla terör, birbirine benzer. Her ikisiyle de etkin mücadelenin yolu, sivrisineklerle uğraşmak yanında asıl bataklığı kurutmaya çalışmaktır. Bunu başarmamız lazım. Kaynağını kesmediğimizde bağımlılıktan kaynaklanan sıkıntıların önüne sadece polisle, jandarmayla, sosyal hizmet uzmanıyla, sağlık personeliyle geçmemiz mümkün değildir. Ülke yönetiminin en üst düzey sorumlusu olarak bu tür toplantılardan ve sizlerden beklentim, meselenin asıl kaynağının tespiti ve çözümü hususunda eğer disiplinlerle birlikte neler yapılabileceğinin yol haritasını önümüze koyamazsak, bu sıkıntı devam eder. Uzmanlar olarak sizler, bu rehberliği yaptığınızda işimiz çok daha kolaylaşacaktır."

- "Elektronik araçlardaki bağımlılık çok daha büyük tehditleri oluşturuyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyadaki mazlum toplumların, diğer pek çok sorun gibi uyuşturucu ve alkol bağımlılığının yükünü çektiğini dile getirerek, yoksullukla bağımlılığın bir arada olmasının fevkalade düşündürücü olduğunu, çünkü uyuşturucu ve alkolün, ciddi maliyeti olan bağımlılık türleri olduğunu vurguladı.

Hayatını idame ettirmekte zaten zorluk çeken toplumlarda bu tür kötü alışkanlıkların yaygınlaşmasının masum bir eğilim olmadığına inandığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Geçmişte doğu bloku ülkelerinde alkolün, toplumları bir nevi uyuşturmak, geçmişleriyle bağlantılarını kesmek, düşünmelerini, tartışmalarını engellemek için araç olarak görüldüğünü biliyoruz. Devlet eliyle yapılan teşviklerle yaygınlaşan alkol kullanma sorunu hala ciddi boyutlardadır. Aynı şekilde tütün alışkanlığının da uzun yıllar boyunca çok büyük imkanlara sahip uluslararası şirketler tarafından özendirildiği, o da ortadadır. Gazete ve televizyonlarından sinemasına kadar tüm medya endüstrisi, bu konuda etkili bir araç olarak kullanılmıştır. Uyuşturucu bağımlılığının ciddi boyutlarda olduğu geri kalmış ülkelerin kahir ekseriyetinin önemli yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip olması, aslında hadisenin gerisindeki sebeplerle ilgili olarak bize fikir veriyor."

Gelişmiş ülkelerdeki uyuşturucu ve alkol sorununun sebeplerinin daha farklı olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye gibi orta gelişmişlikten, üst gelişmişlik grubuna geçme mücadelesi veren ülkelerdeki uyuşturucu ve alkol bağımlılığının yaygınlaşmasının gerisinde de ihmaller yanında farklı saiklerin olduğunu kaydetti.

Bağımlılığında artık çeşitlendiğini aktaran Erdoğan, sadece alkol ve tütün bağımlılığı değil, elektronik araçlardaki bağımlılığın çok daha büyük tehditleri oluşturduğunu söyledi.

Bugün, 2 yaşındaki bir yavrunun, cep telefonuna bağımlı hale geldiğini, her şeyden koptuğunu, anne ve babasından kaçarak onunla meşgul olduğunu belirten Erdoğan, "Bu da ayrı bir tehdit. Buna karşı da neler yapabiliriz? Bunun üzerinde de ayrıca çalışmamız lazım. Bugün Türkiye'de satılmış cep telefonu sayısı 70 milyon civarında. Bizim nüfusumuz, 81 milyon. Bu, çok ciddi olumsuz sinyaller veriyor." dedi.

Terör örgütlerinin en önemli finansman kaynağının uyuşturucu ticareti ile alkol ve tütün ürünleri kaçakçılığı olmasının tesadüf olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bağımlılık yapan maddeler öyle tehlikelidir ki üreten de taşıyan da satan da bunların aynı zamanda tüketicisi olmaktan kurtulamaz. Dolayısıyla bağımlılık yapan ürünlere karşı verilen mücadele, aynı zamanda terörün kaynaklarını kurutmaya yönelik bir mücadeledir. Terörün olmadığı yerlerde de organize suç örgütleri, aynı işlevleri üstlenir. Bizim gözümüzde bunların hiçbirinin diğerinden farkı yoktur." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)