UNDP Türkiye'den yapılan açıklamaya göre, 24 Eylül'de "Su", 8 Ekim'de "Tarım ve Gıda" başlığıyla gerçekleştirilen İklimce Sohbetler'in üçüncü buluşması, UNDP Türkiye İyi Niyet Elçisi Mert Fırat'ın ev sahipliğinde Ataşehir DasDas'ta yapıldı.
Toplantıda, UNDP Türkiye İklim Dayanıklılığı ve Afet Risk Yönetim Uzmanı Erdem Ergin, İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Profesörü Azime Tezer ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Strateji Geliştirme Şefi Seda Özdemir konuşmacı olarak yer aldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Mert Fırat, moderatörlüğünü yaptığı buluşmada insanlığın tarih boyunca sayısız felaket atlattığına, bu afetlerin öykülerini yazdığına, şarkılarını söylediğine ve Nuh Tufanı'ndan bu yana, kendinden sonra gelen kuşakları afetlerle ilgili uyardığına dikkati çekti.
Ancak iklim krizinin bu afetlerin hiçbirine benzemediğini kaydeden Fırat, "Eğer kendi elimizle yarattığımız bu afeti durduramazsak, bu kez insanlığın nasıl kurtulduğuna dair bir öykü de yazamayacağız." ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Strateji Geliştirme Şefi Seda Özdemir de kentlerin iklim krizi karşısındaki dayanıklılığının ve uyumunun önemsenmesi gerektiğine belirterek, "İBB olarak, İstanbul için hazırladığımız acil eylem planında uyuma çok önem verdik. Sektörlerin kırılganlıklarını belirleyerek onlara uyum yolları çıkardık ki afetlerle baş edebilelim." değerlendirmesinde bulundu.
- "İstanbul kriz anında yetecek tarımsal ürünleri üretebilecek potansiyele sahip"
UNDP Türkiye İklim Dayanıklılığı ve Afet Risk Yönetim Uzmanı Erdem Ergin, iklim krizine bağlı aşırı hava olaylarının gittikçe arttığının altını çizerek, "Medeniyetlerin çöküşü, tarih boyunca var olandan fazlasını harcamalarıyla gerçekleşiyor. Afetler, bizim doğadan çektiğimiz kredilerin hatırlatması. Doğadan ciddi şekilde iklim kredisi çekiyoruz. Bunun mutlaka geri ödemesi olacak. Bunlar da afetler. Bankaların affı olabilir ama iklimin affı olmaz." diye konuştu.
İstanbul Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Profesörü Azime Tezer, iklim krizinin etkisinin artık bir insanın ömrü içinde gözlemlenebilecek boyutta olduğunu belirterek, "Kıyılardaki kentler, aşırı hava olaylarından çok daha fazla zarar görecek. İstanbul en azından kriz anında yetecek tarımsal ürünleri üretebilecek potansiyele sahip. Isınmayı sulamayı çok amaçlı nasıl kullanabileceğimizi düşünmeliyiz. Mekanı çok amaçlı kullanmalıyız. Çünkü doğa çok amaçlı. Eskiden bir evi ısıtırdık, üzerinde yemek yapardık." değerlendirmesinde bulundu.
İklimce Sohbetler'in son buluşması 5 Kasım Salı günü "Şehir Yaşamı" başlığında yapılacak.