Vergi beyannamesi verme süreleri uzatıldı
Maliye Bakanı Naci Ağbal, vergi beyanname verme sürelerinin 27 Mart'a uzatıldığını açıklayarak, 'Bu ayın 23'ünde muhtasar beyanname verilmesi gerekiyor. Bu muhtasar beyanname verme süresini 23 Mart'tan 27 Mart'a uzattık. 24 Mart itibarıyla KDV beyannamesi verilmesi gerekiyor. Bu süreyi de 27 Mart'a uzattık. Yıllık gelir vergisi beyannamesinin de 27 Mart tarihinde verilmesi gerekiyor. Bunun da verilme süresini 31 Mart tarihine uzattık' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2017-03-22 16:16:28

Güncelleme Tarihi: 2017-03-22 16:16:28

Maliye Bakanı Naci Ağbal, vergi beyanname verme sürelerinin 27 Mart'a uzatıldığını açıklayarak, "Bu ayın 23'ünde muhtasar beyanname verilmesi gerekiyor. Bu muhtasar beyanname verme süresini 23 Mart'tan 27 Mart'a uzattık. 24 Mart itibarıyla KDV beyannamesi verilmesi gerekiyor. Bu süreyi de 27 Mart'a uzattık. Yıllık gelir vergisi beyannamesinin de 27 Mart tarihinde verilmesi gerekiyor. Bunun da verilme süresini 31 Mart tarihine uzattık" dedi.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, TGRT Haber'de "Gündem Özel" programında TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın sorularını cevapladı. Referandum sürecini değerlendiren Ağbal, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Türkiye'de kalıcı siyasi istikrarı getirecek. Kalıcı siyasi istikrar demek, kalıcı ekonomik istikrar demek. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, ekonomiye her bakımdan olumlu yansıyacak. Bürokrasi azalacak. Siyasetin karar mekanizmalarının hızı artacak ve siyasette güven, öngörülebilirlik artacak. Yatırımcı neye bakar? Bir yatırım kararı verilirken, öngörülebilirliğe bakar. Ben yatırım yapıyorum, 2 yıl yatırım sürecek bunu da geriye almam yaklaşık 5 yıl sürecek, o zaman bu ülkede önümüzdeki 7 yıl boyunca işler nasıl gidecek diye bakıyor. Türkiye'de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devreye girerse çok hızlı bir şekilde artık Türkiye'de eskiden beri yaşadığımız siyasi istikrarsızlıklar, öngörülemezlikler ortadan kalkacak" ifadelerini kullandı.

Büyüme oranlarına değinen Ağbal, "Bu referandumdan sonraki dönemlerde de ekonomide büyüme artacak. 2016'nın son çeyreği daha iyi gelecek. 2017'nin ilk çeyreği bundan daha iyi gelecek ama referandumdan sonraki büyüme oranları önceki dönemlerden daha yukarı olacak. Niye? Öngörülebilirlik artacak. Kalıcı bir siyasi istikrar oluşmuş olacak. Olumlu sonuç çıkarsa ekonomideki göstergeler daha da artarak büyüyecek" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin detayları

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin bilgi veren Ağbal, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, orta ve uzun vadede ekonomide kalıcı iyileşme meydana getirecek. Referandumun kendisi olumlu neticelendiğinde kısa vadede de ekonomide olumlu bir toparlanmaya sebep oluyor. 2010 Eylül referandumu bunu rakamlarıyla ortaya koymuş. Nisan referandumundan sonra ekonomide ne olur sorusunun cevabı çok net, olumlu olursa ekonomide de olumlu şeyler olacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde Meclise bütçeyi cumhurbaşkanı sunacak. Maliye Bakanlığı, bütçe hazırlık evresiyle ilgili bütün çalışmalarını bugün yapıyor ve Başbakanlığa sunuyor. Yeni sistemde de Maliye Bakanlığı bütün hazırlıklarını yapacak, Cumhurbaşkanlığına sunacak. Yeni sistemde cumhurbaşkanı bütçeyi hükümet adına Meclise teklif edecek. Bütçe hazırlama süreciyle ilgili bütün hazırlıkları Maliye Bakanlığı yapacak. Bütçe kanun teklifini Cumhurbaşkanlığına sunacak. Cumhurbaşkanlığı burada hükümet olarak son nihai kararlarını oluşturduktan sonra teklifi TBMM'ye sunacak. Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı, bütün bakanlıklar üzerinde şemsiye bir kuruluş olarak bütün hükümet faaliyetlerinin koordine edildiği, yürütüldüğü ve siyasi sorumluluğun birleştiği bir mekanizma haline gelecek. Bütçede yenilik arzeden husus; Başbakanlık yerine Cumhurbaşkanlığının gelmesi" açıklamasında bulundu.

"Uyum yasaları yapacağız"

Anayasa değişikliği yapıldıktan sonra uyum yasalarının yapılmaya başlanacağına dikkati çeken Ağbal, "Bu evetle sonuçlanırsa, anayasa değişikliği bakımından birinci aşamasını tamamlamış bulunacağız. Sonra ne yapacağız? Bütün bakanlıkların teşkilat yasalarında, kamu yönetimindeki işlem akışlarına ilişkin bütün düzenlemelerde, bürokrasideki görev, sorumluluk ve yetkilerde olağanüstü değişiklikler yapacağız. Çünkü, yeni sistem icraatın daha güçlü olduğu ve vatandaşa doğrudan doğruya hesap verdiği bir sistem olacak. Bürokrasideki reform, bürokratik oligarşinin kaldırılması noktasında önemli bir ivme olacak" diye konuştu.

"Beyaz eşya satışları yüzde 42 arttı"

ÖTV ve KDV indirimine ilişkin açıklamalarda bulunan Ağbal, "Şu anda Bakanlar Kurulu kararıyla aldığımız karara göre, 30 Nisan'a kadar beyaz eşyada ÖTV'yi kaldırdık. Mobilyada ise yüzde 18 olan KDV'yi yüzde 8'e indirdik. Ben nereye gitsem ilgili sektör temsilcileri bu sürenin uzatılıp uzatılmayacağını soruyor. Benim de gittiğim yerlerde söylediğim şey şudur; yapmış olduğumuz indirim piyasada canlılık meydana getirdi. Dün 4 firmayı kapsayan bir istatistik çalışmasına bağlı olaraktan beyaz eşya satışlarında yüzde 30, 2016 Şubat'tan 2017 Şubat'a yüzde 30 arttı. Bugün arkadaşlar kapsamı çok daha geniş bir beyaz eşya istatistiği getirdiler, son bir yılda yani Şubat'tan Şubat'a ÖTV indirimini kapsayan ürünler itibarıyla toplamda bakıldığında satışlarda yüzde 42 artış var. Burada çamaşır makinesi satışlarında yüzde 35 artış olmuş, bulaşık makinesinde yüzde 44.5'e kadar gitmiş. Toplamda da yüzde 42.1. Bu neyi gösteriyor? Demek ki yapmış olduğumuz indirim etkisini gösteriyor" şeklinde konuştu.

"Bu indirimi uzatma kararı hükümet olarak vereceğimiz bir karardır"

Ağbal, konuşmasında şunları kaydetti:

"Bu indirimi uzatma kararı hükümet olarak vereceğimiz bir karardır. Bu konuyu ile ilgili gelen rakamları takip ediyoruz. Gelen rakamlar olumlu sonuçlar gösteriyor, ama uzatma konusunda şu an itibarıyla verilmiş bir kararımız yok. Nisan ayı geldiğinde rakamlara bakacağız. Piyasada canlanma noktasında belli bir noktaya gelmişsek, o takdirde uzatmaya gerek yok. Hala bir ihtiyaç varsa o zaman da uzatabiliriz. Bazı açıklamaları gördüğüm zaman üzülüyorum, uzatabiliriz açıklaması yapmadık. Sadece gelen talepler karşısında rakamları takip ettiğimizi, bu değerlendirmelerimizi yaptığımızı, Nisan ayının sonuna doğru da gelişmeleri Bakanlar Kurulunun dikkatine getireceğimi ifade ettim."

Şu ana kadar konut sektöründe önemli vergi indiriminin yapıldığını hatırlatan Ağbal, şu anda üzerinde çalışılan vergi indiriminin olmadığını ifade etti.

"KDV yeniden düzenlenecek"

Ağbal, KDV'nin yeniden düzenleneceğini vurgulayarak, "Burada reform niteliğinde değişiklikler yapalım. KDV sistemini, büyümenin önünde engel oluşturan sistem olmaktan çıkarıyoruz. Vergi düzenlemeleri, baştan aşağı yeniden düzenleniyor. Şu anda kendimize 3 aylık süre biçtik, 3 ay içinde bütün paydaşlarla katma değer vergisini sistemini ele alacağız. Yerli sanayi ve özellikle ithalat noktası da dahil olmak üzere baştan sona gözden geçireceğiz, yeni bir KDV sistemi kuracağız. Türkiye, yeni bir KDV sistemine kavuşacak" diye konuştu.

Bugün KDV kanunundaki bazı uygulamaların yerli işletmeyi caydırdığını belirten Ağbal, kimsenin mevcut sistemden memnun olmadığını ifade etti. Vergi sisteminin büyümeyi aşağıya çeken değil, yukarıya çeken özellik arzetmesi gerektiğine işaret eden Ağbal, bu konuyla ilgili kapsamlı bir çalışmanın yapılacağını ve bütün paydaşlarla istişarede bulunulacağını dile getirdi.

"Vergi beyanname verme süreleri 27 Mart'a uzatıldı"

Vergi beyanname verme sürelerinin 27 Mart'a uzatıldığını açıklayan Ağbal, "Mart ayının yoğunluğunu dikkate alarak beyanname sürelerini uzattık. Bu ayın 23'ünde muhtasar beyanname verilmesi gerekiyorb. Bu muhtasar beyanname verme süresini 23 Mart'tan 27 Mart'a uzattık. 24 Mart itibarıyla KDV beyannamesi verilmesi gerekiyor. Bu süreyi de 27 Mart'a uzattık. Yıllık gelir vergisi beyannamesi 27 Mart tarihinde verilmesi gerekiyor. Bunun da verilme süresini 31 Mart tarihine uzattık. Ödeme sürelerinde bir değişiklik yok" ifadelerini kullandı.

Bakan Ağbal'dan vatandaşlara 'beyanname verme sürelerini kaçırmayın' uyarısı

Mart ayında 1 milyon 870 bin adet mükellefin beyanname vereceğini belirten Ağbal, yaklaşık 1 milyon 450 bin vatandaşın kiraya verdiği gayrimenkulü olduğunu söyledi. Vatandaşlara uyarıda bulunan Ağbal, "Stopaj suretiyle vergi ödenmeyen konutu olan bir kişi, bu evini kiraya verirse elde ettiği gelir yıllık olarak 3 bin 800 TL'yi aşıyorsa o takdirde beyanname vermesi gerekiyor. Dolayısıyla beyanname verirse 3 bin 800 TL'lik kısmı zaten vergiden istisna. Eğer beyanname verilmezse, bu takdirde bu beyanname hakkından mahrum kalacak. Kira geliri elde eden bütün vatandaşlarıma çağrıda bulunuyorum, 2016 yılında 3 bin 800 TL'yi aşan kira geliri elde etmişlerse beyannamelerini versinler. İnternete giriyorlar, kendilerine sunulan bilgileri onaylıyor, beyannamelerini veriyorlar. Dün itibarıyla 930 bin mükellefimiz de beyannamesini verdi" dedi.

İstihdam seferberliği

Son aylarda istihdam artmasına rağmen işsizliğin arttığını belirten Ağbal, "Aralık ayındaki rakam hiçbirimizin arzu edeceği bir rakam değil. Bunu görerek, Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde, milli seferberlik başlattık. Bütün vergiler ve primler bizden dedik. Şubat ayında bu uygulamaya başlayınca da 250 bin ilave kayıtlı istihdam üretildi. Bir ayda, yeni ilave istihdam oluşturdu. Şubat ayında 250 bin kişi iş buldu" diye konuştu.

Ağbal, taşeron işçilere yönelik çalışmaların da devam ettiğini açıklayarak, "Taşeronla ilgili öyle bir düzenleme yapmalıyız ki bu düzenleme çalışanlar bakımından daha güvenceli bir yapıya kavuşmalı. Bu hizmet sunumunda bulunan kamu idarelerinde hizmette bir azalma değil, artış olmalı. Çok boyutlu yönde birtakım beklentiler var. Bütün bunları değerlendirmek için süreye ihtiyacımız var. Çalışmalar devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Moody's'in kredi notu kararı

Moody's'in son açıklamasını değerlendiren Ağbal, "Bu hamle, beklenen ve olması gerektiği zamanda yapılan bir açıklama değil zaten. 16 Nisan referandum sürecine gidilen süreçte beklenmedik şekilde açıklama yapması doğru değil. Bir ülkeye ilişkin değerlendirmede bulunurken, terazinin iki tarafını dengeleyecek tavır içerisinde bulunması lazım. Son derece spekülatif konular. Uluslararası yapılan değerlendirmelerde Türkiye, yıldızı parlayan ülkeler arasında yer alıyor. Yaptığı bu değerlendirmeyi, hem zamanlaması hem de dikkat çekilmek üzere seçilen konular itibarıyla aceleci, bir noktada yönlendirmeye dönük rapor olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.

"Projeye dayalı özelleştirme uygulamaları önümüzdeki dönemde daha da görülecek"

Türkiye'nin birçok başarılı özelleştirmeyi bitirdiğini anlatan Ağbal, "Artık eskisi gibi çok büyük özelleştirme uygulamalarını yapacak bir alandan söz etmiyoruz. Türkiye, bu anlamda birçok başarılı özelleştirmeyi bitirdi. Özelleştirme İdaresi, bundan sonra proje üretip, var olan bir şirketi özelleştirmek değil, mevcut bir potansiyel yatırımı üretmek, gelir üretebilecek bir projeyi geliştirmek ve bunu özelleştirme yoluyla ekonomiye kazandırmak. Bu konuda farklı projelerle ilgili bakanlıklarla çalışıyoruz. Projeye dayalı özeleştirme uygulamaları, önümüzdeki dönemde daha da gündeme gelecek" şeklinde konuştu.

Ağbal, 2016'nın son çeyreğinden başlamak üzere ekonomide ılımlı bir toparlanmanın görüldüğüne dikkati çekerek, "Bu ılımlı toparlanma daha da yukarı gidecek. Önemli olan önümüzdeki 3 yıla bakmak lazım. Anayasada çok kapsamlı bir yönetim sistemi reformu yapılmış oluyor. Anayasada yapacağımız değişiklik, bundan sonraki adımların ilk adımı olacak" dedi.

Almanya'da PKK'nın miting yapmasına izin verilmesi

Türk bakanlara konsoloslukta ve kapalı salonlarda konuşma izin vermeyen Almanya'nın PKK'nın mitinginde 'hayır' propagandası yapmasına ses çıkarmamasına ilişkin de görüşlerini açıklayan Ağbal, "Bugün Avrupa'da yaşadığımız esas sıkıntı siyasi basiretsizliğin artmış olması. Bugün Avrupa ülkelerinde, gerek AB bürokrasisi içinde, AB mekanizmasının önünde yer alan figürler itibarıyla, gerekse belli başlı büyük ülkelerde hükümet yönetimlerine baktığımızda basiretli tutum izleyemeyecek siyasi kadroları görüyoruz. Bütün bu meydana gelen hadiselerin arkasında bana göre önemli sebeplerden birisi siyasi basiretin azalmış olması. Ortaya çıkan İslamafobi var. Bütün bunlar karşısında aşırı sağ güçleniyor. Ülke olarak çıkarlarımız neyse çıkarlarımıza göre hareket edeceğiz. Orada sağduyulu hareket edilmiyorsa da biz sağduyulu hareket edeceğiz" diye konuştu.

Bugün Türkiye'nin AB ülkeleri için önemli olduğuna işaret eden Ağbal, "Birçok açıdan bakıldığında Türkiye ile Avrupa Birliği ekonomileri arasında kalıcı bağlar var. Bunlar önemli hükümler oluşturuyor. Biz, siyasi ve diplomatik alanda yapılan basiretsiz tavırlar karışsında misliyle cevaplarını verdik, vermeye devam edeceğiz. Ekonomi tarafında siyasi basiretsizliğe kendimizi teslim edecek halimiz yok. Türkiye'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa onları yapacağız. Karşı taraftan, ekonomi ile ilgili kart açılma ihtimalini zayıf görüyorum" ifadelerini kullandı.