Antik Çağ coğrafyacısı Strabon'un "Geographika" eserinde "Katakekaumene-Yanık Ülke" olarak tanımladığı Kula, yaklaşık 300 kilometrekarelik alanda 80'den fazla volkan konisi ile peri bacaları, karstik mağaralar, kanyonlar, kaya mezarları, taş köprüler, tarihi evlerin yanı sıra pek çok jeolojik, jeomorfolojik ve doğal mirasını bünyesinde barındırıyor.
Salihli ilçesi Gökeyüp Mahallesi bölgesindeki volkanların kurumasıyla oluşan Gnays kayalıklarından yapılan çömlekler, 600 yıldır yörenin en önemli ekonomik kaynaklarından biri olmayı sürdürüyor.
- Erkekler getiriyor kadınlar şekillendiriyor
Bölgede sadece Gökeyüp yöresine özgü olan çömlekçilik, erkeklerin traktörlerle Gnays kayasını evlerine götürmesiyle başlıyor. Kayaların öğütülüp toz haline getirilmesinin ardından bölgedeki yataklardan çıkarılan kil ile karıştırılarak toprak çamur haline getiriliyor.
Evlerin avlularında kurulan tezgahlarda kadınların ellerinde şekillenen çamur, çömleğe dönüştürülüyor.
Nüfusu 2 bin 300'ü bulan mahallede kayıtlı yaklaşık 80 hanenin uğraşı olan çömlekler, erkekler tarafından evlerin bahçelerindeki özel hazırlanan alanlarda, kızgın ateş altında saatlerce pişiriliyor.
Çömlekler, daha sonra köye gelen tüccarlar tarafından alınıp yurt içi ve yurt dışına gönderiliyor.
- "12 bin yıllık kayadan yapılıyor"
Manisa Büyükşehir Belediyesi Gökeyüp Koordinatörü Mevla Gültekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 12 bin yıllık Gnays kayasından hazırlanan çömleklerin yöre halkının geçim kaynağı olduğunu anlattı.
Gültekin, şu bilgileri aktardı:
"Gnays kayasının özelliği, içerisindeki madenler nedeniyle ıslanınca çok hızlı öğütülüyor daha sonra toz galine getiriliyor. Kadınlar da parçalanan kayalardan oluşturulan çamurdan çömlek yaparak geçimlerini sağlıyorlar. Gökeyip'te yapılan çömlekçilik Manisa'nın bir kültürel mirasıdır. Yeni neslin bu işe pek ilgi göstermemesiyle artık kaybolan bir kültür olacak. Bu çömlekler tamamen el sanatıdır. Bu güveçlerin içerisinde yapılan yemekler gerçekten lezzetli olur. İçerisine başka bir şey karıştırmıyoruz her şey doğal yolla yapılmaktadır. Genel olarak Ege, Trakya ve Marmara Bölgesi'ne gönderiliyor."
Yılda 25 bin güveç üretildiğini söyleyen Gültekin, güveçlerin "kapaklı", "testili", "balıkiçi" gibi 9 farklı çeşidi bulunduğunu belirtti.
- Kültürel miras
Babasından öğrendiği çömlekçiliği 20 yıldır sürdüren Uğur Öncü de "Bu bir el sanatıdır. Atalarımızdan bize kalan kültürel mirası sürdürmeye çalışıyoruz. Bunu gençlerimiz artık çok önemsemiyor. Yaptıklarımızı, yurt içine ve Avrupa ülkelerine gönderiyoruz. Bir ara Almanya, Hollanda'dan talep fazlaydı, şu sıralar azaldı. Bunu da fazla tanıtım olmamasına yoruyoruz." dedi.
Çömlekle uğraşan 30 yaşındaki İlhan Öncü, talep üzerine farklı güveçler yapabildiklerini, bir güvecin 2-3 günde hazırlanabildiğini kaydetti.
Sultan Öncü de "Bizim güveçlerin yemeği daha bir güzel olur. Mesela bunda kuru fasulye, et türü yemekler fırına sürüldükten sonra daha bir lezzetli oluyor. Çömleği yanar dağ külünden oluşan kayalardan yapıyoruz. İçindeki madde sayesinde ısıtılan kaplarımız kolay kolay soğumuyor. Yemeğin tam kıvamında olmasını sağlıyor."