Yeditepe Bienali
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- 'Bizim geleneğimizde sanatkar, tabiatta Allah'ın güzelliğini gören ve bu güzelliği taşa, kağıda, ahşaba, demire işleyendir. Medeniyetimizdeki her bir sanat eserinin güzelliği, zarafeti yanında, bize kulluğumuzu bu dünyadaki asıl varoluş gayemizi de hatırlatmasının sırrı işte budur'- 'Sanat, Allah'ın insana bahşettiği güzellikleri arama, bu güzelliklere ulaşma yolcu

Oluşturma Tarihi: 2018-03-31 13:44:38

Güncelleme Tarihi: 2018-03-31 13:44:38

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim geleneğimizde sanatkar, tabiatta Allah'ın güzelliğini gören ve bu güzelliği taşa, kağıda, ahşaba, demire işleyendir. Medeniyetimizdeki her bir sanat eserinin güzelliği, zarafeti yanında, bize kulluğumuzu bu dünyadaki asıl varoluş gayemizi de hatırlatmasının sırrı işte budur." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı iş birliğiyle Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortaklığında Ayasofya Müzesi'nde düzenlenen "Yeditepe Bienali"nde, bienalin Ayasofya başta olmak üzere her birisi sanat şahikası olan 30 tarihi mekandan istifade etmesini son derece kıymetli bulduğunu söyledi.

Bienalin, geçmişin eskimeyen güzellikleriyle bugünün modern eserlerini başarıyla meczettiğini belirten Erdoğan, sanatsal etkinliğin İstanbullular ve sanatseverler nezdinde gereken ilgiyi göreceğine inandığını dile getirdi.

Etkinliğin süreceği 45 gün boyunca düzenlenecek sergi, seminer, panel ve konferansların, yapılacak film gösterimleri ve müzik dinletilerinin, şehrin kültür hayatına canlılık katacağına inandığını ifade eden Erdoğan, anlamlı ve zengin bir muhtevaya sahip bir projenin hayata geçmesine öncülük eden herkese şükranlarını sundu.

- "Ehl-i hüner hayatımıza ilahi güzelliği nakşediyor"

Kudemanın, "Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır." dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde 'Allah güzeldir, güzeli sever' buyuruyor. İşte sanat, Allah'ın insana bahşettiği güzellikleri arama, bu güzelliklere ulaşma yolculuğunun adıdır. Üstat öyle diyor. 'Sanat Allah'ı aramakmış meğer.' diyor. Sanat, insanın dünya hayatını yine Allah'n kuluna bahşettiği yetenek ve kabiliyetlerle güzelleştirme çabasının ürünüdür. Biz bu çabanın ürünlerini mimariden ahşaba, hüsn-ü hattan tezhibe, minyatürden ebruya kadar, hayatımızın hemen her alanında görüyoruz. Asırlardır sanatkarların elinde taş, ağaç, iplik ve kağıt büyük bir şahesere dönüşüyor. Yüzyıllardır ehl-i hüner, her biri el emeği göz nuru eserleriyle hayatımıza ilahi güzelliği nakşediyor. Mimar Sinan'ın elinde taş, bugün bile görenleri kendine meftun eden Selimiye'ye, Süleymaniye'ye dönüşüyor."

- "Güzeli ihya gayreti sadece bina yapmıyor"

Hacı Abdülaziz oğlu Mehmed'in sert bir ceviz ağacından, Evliya Çelebi'nin "Cihanda bir örneği yoktur." dediği Bursa Ulu Camii'nin muhteşem minberini yaptığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şeyh Hamdullah'ın, Hafız Osman'ın, Ahmet Karahisari'nin kaleminin mürekkebinden, her biri zarafet örneği olan hilye-i şerifler, hüsn-ü hatlar ortaya çıkıyor. Güzeli ihya gayreti sadece bina yapmıyor, aynı zamanda Buhara, Kudüs, Kurtuba, Kahire, Şam, İstanbul gibi ruhu, karakteri, kimliği olan şehirler inşa ediyor. Merhum Ahmet Hamdi Tanpınar, 'Cetlerimiz inşa etmiyor, ibadet ediyorlardı.' derken, aslında sanatkarlarımızın maddeyle çevreyle ve eşyayla kurduğu bu özel ilişkiyi de anlatmaktadır. Adeta bu yapılanların birer ibadet olduğunu da ifade ediyorlar. Her medeniyet arka planında işte böyle bir anlayışı, maddeye ve hayata dair bakış açısını barındırır. İslam medeniyetinde ihtişam ile sadelik, vakar ile tevazu, yeni ile eski, dünya ile ahiret iç içedir. Yani bir aradadır. Bizim geleneğimizde sanatkar, tabiatta Allah'ın güzelliğini gören ve bu güzelliği taşa, kağıda, ahşaba, demire işleyendir. Medeniyetimizdeki her bir sanat eserinin güzelliği, zarafeti yanında, bize kulluğumuzu bu dünyadaki asıl varoluş gayemizi de hatırlatmasının sırrı işte budur."

(Sürecek)