Çavuşoğlu, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün (BYEGM) ev sahipliğinde, BYEGM Genel Müdürü Mehmet Akarca'nın moderatörlüğünde düzenlenen "Uluslararası Basın Mensuplarının Gözüyle ABD'nin Kudüs Kararı" paneline katıldı.
Çavuşoğlu, Akarca ve Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ile "Fotoğraflarla Barışı Arayan Şehir 'Kudüs'" sergisinin açılışının ardından yaptığı konuşmada, panelin insanlık tarihinin sessiz ve kederli tanığı, üç semavi dinin kutsal şehri Kudüs için çok önemli ve anlamlı olduğunu vurguladı.
Kudüs'ün uluslararası ölçekte değerlendirilmesi ve tüm insanlığın bu kentin kıymetini bilmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"6 Aralık 2017 tarihinde ABD Başkanı Sayın Trump'ın açıkladığı karar son derece çelişkili ve Ortadoğu'daki ateşi harlayacak bir karardır. (Trump) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarıyla ki ABD'nin altında imzası olan kararlardır işgal altında olduğu kabul edilmiş olan Kudüs'ü, İsrail'in başkenti olarak tanıdığını beyan etmiştir. Kudüs'ü İsrail'e başkent ilan etme fikrinin arkasında en ufak bir tarihi, siyasi, coğrafi yahut toplumsal gerçek bulunmamaktadır. Zira dünya kamuoyunun verdiği ortak tepki de bu durumu bir kez daha ortaya koymuştur. Tabii bu kararın sahipleri BM görüşmelerinde de aldıkları kararı ne fikri ne siyasi ne de tarihi süreç çerçevesinde geçerli bir şekilde savunamamışlardır çünkü hepsinin altında kendi imzaları mevcuttur."
ABD'nin, BM'de bu skandal karara sahip çıkmayan ülkelere finansal yardımı kesmek gibi son derece siyasi ahlaktan yoksun bir tehdit savurduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Bu tehdit de sahibini küçük düşürmekten başka hiçbir işe yaramamıştır. BM Güvenlik Konseyinde 14 ülke Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan karar tasarısını desteklemiş, yapayalnız kalan Washington yönetimi tek başına veto etmiştir." dedi.
Tüm dünyanın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yoğun girişimleriyle BM Genel Kurulu'nda haklının yanında yer aldığının altını çizen Çavuşoğlu, yapılan oylamada ABD'den gelen tüm tehditlere rağmen sadece dokuz ülkenin ABD'yi desteklediğini kaydetti.
Oylama sonucunun ABD'nin yalnızlığının göstergesi olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Özetle, 'Ben yaptım oldu.' şeklinde değil, tüm ülkelerle konuşup ne olacağına hep birlikte karar vererek olacak. Günümüzün çağdaş dünyasını bu adalet üstüne kurmaya, geliştirmeye kararlıyız. Yoksa tüm insanlık kaybeder." diye konuştu.
- "YPG'ye destek vermek terör örgütüne destek vermektir"
Çavuşoğlu, Türkiye'nin insanlığın kaybından değil, kazancından yana olduğunu söyledi.
ABD'nin PYD/PKK'yı ordulaştırma çabasına değinen Çavuşoğlu, "Bugün de ABD'nin buna benzer bir tavrının tezahür ettiğini üzülerek görüyoruz. Terör örgütleriyle iş birliği içeren son açıklamaları kınıyoruz. YPG'ye destek vermek terör örgütüne destek vermektir." ifadelerini kullandı.
Güçlülerin masaya yumruğunu koyduğu, haklı olanları bastırmaya kalktığı bir tablonun insanlığın hayrına olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer güçlüler haklı kabul edilirse, dünyada zulümlerden geçilmez. Özellikle yurt dışından misafirlerimize hatırlatmak isterim, bizde bir atasözü var: Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz. Eğer adil olmazsak, haklıya değil güçlüye hakkı teslim edersek zulümlerden kurtulamayız.
Bizim medeniyetimiz insanlığa zulmü değil kardeşliği öğütleyen ve yayan bir medeniyettir."
İslam kelimesinin barış, huzur ve esenlik anlamına gelen "silm" kökünden türetildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Buradaki mananın özü şudur: Bizler tüm dünyaya barış ve huzur istiyoruz. Bizler Türkiye olarak bu medeniyete yaraşır şekilde hakkı savunmaya, hakkı söylemeye devam edeceğiz." dedi.
- "'Dünya beşten büyüktür.' sözünü defalarca tecrübe ettik"
Türkiye'nin Kudüs konusunda kararlı tutum sergilediğini belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dönem başkanı olarak yaptığı çağrıyla İİT'nin olağanüstü gündemle BM kararından 1 hafta önce, İstanbul'da bir olağanüstü zirve düzenlediğini ve bu zirvede Doğu Kudüs'ün Filistin devletinin başkenti ilan edildiğini hatırlattı.
Çavuşoğlu, İİT'nin ayrıca ABD'nin Kudüs kararını reddettiğini ve kınadığını ve hukuken de hükümsüz olduğunu ilan ettiğini anımsatarak, böylece ABD yönetiminin bu yasa dışı beyanın geri çekilmemesinden doğacak tüm sonuçlardan bütünüyle sorumlu tutulduğunu kaydetti.
ABD'nin, oy birliği ve istişare ile alınmayan kararının bölge açısından güvenilirliği olmayan bir anlayışa kapı araladığını da vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Hiçbir açıklama ve tez ortaya koymadan bütün dünyayı görmezden gelen argüman ve söylemlerin bölgeye huzursuzluk getirmekte olduğu aşikardır. İİT ve BM süreçleri karşılaştırıldığında görüyoruz ki Türkiye'nin Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde yıllardır savunduğu düşüncenin doğruluğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir. BM'nin etkisizliği, karar alma ve yaptırım uygulama noktasında ne denli yanlış ve adaletsiz bir yapısı olduğu açıkça görülmüştür. Güvenlik Konseyinde 14 ülkenin ortak iradesi tek bir ülke tarafından hiçe sayılmıştır. 'Dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslar arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak' gibi son derece yüksek idealler üzerine bina edilmiş olan bir kurum, dünyanın iradesinin tecelli ettiği yer olması gerekirken, 5 ülkenin dünyanın geri kalanını hiçe saydığı, birilerinin dünya siyaseti üzerindeki diktatörlüklerini sözde demokratik zeminde göstermek için kullandıkları bir paravandan öteye gidememektedir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür." sözünün defalarca tecrübe edildiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Eğer siz dünyayı temsil ettiğinizi söylüyorsanız bu gerçeği kabul edeceksiniz ve değişeceksiniz. Buna mecbursunuz. Aksi takdirde savunduğunuzu söylediğiniz tüm ideallerin karşısında yer aldığınız gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalırsınız. Dünya 5'ten büyüktür gerçeğini tanımayanlar dünyayı bir hiç olarak görüyor. Bunu asla kabul edemeyiz." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Balfour Deklarasyonu'ndan tam 100 yıl sonra ABD'nin Kudüs'ün statüsünü değiştirmeye dönük bu girişiminin her şeyi daha büyük bir tehlikeye ve çözümsüzlüğe sürükleyecek mahiyette olduğunu kaydederek, "Bu kabul edilemez girişimi önlemek ise bütün dünyanın sorumluluğundadır." dedi.
Çavuşoğlu, panelde gazeteci, siyasi analist ve yazar kimlikleriyle birer dünya vatandaşı olarak Kudüs meselesini ele alacak konukların bulunduğuna dikkati çekti. Etkinliğin önemi dolayısıyla Akarca'yı ve katılımcıları tebrik eden Çavuşoğlu, sözlerini "Allah'tan niyazım odur ki yeryüzünün en kadim şehri artık huzur bulsun. İnsanlığın ortak ihtimamıyla korunsun, üzerinde kan dökülmesin." diye sonlandırdı.