Kurtulmuş, TBMM'de yurt dışına kaçırılan eserlerin takibi ile ilgili yapılan faaliyetleri gazetecilere değerlendirdi.
Bu eserlerin takibinin Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, emniyet birimleri tarafından yapıldığını anımsatan Kurtulmuş, burada en önemli unsuru mahkemenin doğru açılmış olmasının oluşturduğunu vurguladı. Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Hukuki süreçte bilirkişi eserin ait olduğu yeri tespit ediyor. Tespitler noktasında oldukça profesyonellik oluşmuş durumda. Esas mesele takibin sıkı şekilde yapılması, biz de bunu yapıyoruz. Türkiye'den binlerce eserin yurt dışına kaçırılmış olması içimizi en fazla acıtan taraf oluyor. Bu sadece bugünün meselesi değil tabii ki. Cumhuriyet öncesi dönemde de bu eserler kaçırılmış. Bu eserlerin alıcısı var ve birtakım ülkelerde sergilenme imkanı mevcut olduğundan eseri kaçıran mafyatik yapılar bunları rahatlıkla yurt dışına pazarlayabiliyor. Bu eserler de İngiltere, Almanya, Fransa, ABD'deki büyük müzelere gidiyor ve oralarda sergileniyor."
Kurtulmuş, eserlerin tek tek peşine düşmek yerine uluslararası alanda samimi bir iş birliği yapılmasının önemine işaret etti.
Terörle mücadele nasıl sahada fiili mücadeleyi gerektiriyorsa tarihi eser kaçakçılığının da aynı mücadeleyi gerektirdiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Ülkelerin her biri, eser kime aitse yürütülen çalışmaya destek vermesi ve iş birliğini kabul etmesi lazım." diye konuştu.
- "Afrin Operasyonu turizmimizi asla etkilemeyecek"
Numan Kurtulmuş, Zeytin Dalı Harekatı'nın Türkiye turizmine en ufak bir etkisinin bulunmadığını söyledi.
Geçen hafta İstanbul'da EMITT Fuarı'nın yapıldığını, Alman Seyahat Acenteleri Birliği Başkanı'nın da fuarda olduğunu anımsatan Kurtulmuş, "Kendisiyle yaptığımız görüşmeler oldu. Başkan konuşmalarında geçen yıla göre sadece Almanya'dan erken rezervasyon artışının yüzde 70 olduğunu açıkça belirtti. Bunu Rusya, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri için de söylemek mümkün. Dolayısıyla her şey yolunda gitmekte ve Afrin Operasyonu turizmimizi asla etkilemeyecek. Ayrıca bizim Suriye topraklarında kalıcı olmadığımızı, kimsenin toprağında gözümüzün olmadığını, orada bir toprak kazanma düşüncemizin olmadığını, tam tersi bölge halkının güvenliği sağlamak için yapıldığını artık cümle alem biliyor. Bu operasyon bittiği zaman Türkiye'nin güvenliğine olumlu katkı sağlayacağından ekonomi ve turizme de daha fazla katkıları olacaktır." diye konuştu.