Topuz, yaptığı yazılı açıklamada, Zonguldak'ta FETÖ/PDY yapılanması ve faaliyetleriyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında haklarında delil elde edilen 19 kişinin, 21 Mayıs'ta gözaltına alındığını anımsattı.
Zanlıların dün Zonguldak adliyesine sevk edildiğini ifade eden Topuz, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet Başsavcılığımızda hazır edilen şüpheliler, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, dini inanç ve duyguları istismar suretiyle nitelikli dolandırıcılık, Türkiye Cumhuriyeti'ni hukuken ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından tutuklanma talebiyle Zonguldak Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Mahkemece 19 şüpheliden 8'i tutuklanmış 11 kişi hakkında ise yurt dışına çıkış yasağı ve belirli yerlere imza atma yükümlüğünü kapsayan adli kontrol kararı verilmiştir."
- Kendilerini madene kapatan işçiler
Topuz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Ayrıca, FETÖ/PDY'ye yönelik operasyonlar kapsamında terör örgütüne finansal destek sağladığı konusunda delil elde edilen bir maden şirketine usulüne uygun olarak Zonguldak Sulh Ceza Hakimliği tarafından 6 Mayıs'ta kayyum ataması yapılmıştır. Hal böyleyken, eylem yapmakta olan işçilerin çok daha öncesine dayalı olduğu anlaşılan ve yapılan kayyum ataması ile hiçbir ilgisi olmayan alacaklarını alamadıkları gerekçesiyle kendilerini madene kapattıkları görülmüştür. Soruşturma halen çok yönlü olarak devam etmekte olup, süratle sonuçlandırılması konusunda gerekli hassasiyet gösterilmektedir."
İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 21-23 Mayıs'ta belirlenen adreslere yapılan eş zamanlı operasyonda 19 kişi gözaltına alınmış, bir maden şirketine de kayyum atanmıştı.
Gözaltına alınan ve dün adliyeye sevk edilen 19 kişiden 8'i tutuklanmış, diğer 11 şüpheli ise mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Zanlıların, "himmet, burs, kurban ve bağış" adı altında topladıkları paranın önemli bir kısmını yurt dışına aktardıkları, geri kalanını yurt içinde dağıttıkları iddia edilmişti.
