ABD-Çin arasında 'savaş sebebi'! Bilinmeyen yönleriyle Tayvan
ABD-Çin arasında gerilimin devam ettiği Pasifik okyanusunda bir ada ülkesi olan Tayvan’ın Asya'nın Ukrayna'sı olmaya doğru yürümeye başladığını belirten Dr. Yüksel Hoş, ‘enteresanlıklarla dolu bir ülke’ dediği Tayvan hakkında önemli detaylar paylaştı…

Oluşturma Tarihi: 2022-08-01 08:56:37

Güncelleme Tarihi: 2022-08-01 08:56:37

Akademisyen Yüksel Hoş, uzun süredir ABD-Çin arasındaki gerilime sahne olan Tayvan'a ilişkin dikkat çeken detaylar paylaştı. Twitter hesabından bir dizi paylaşımda bulunan Dr. Yüksel Hoş, son olarak Çin'in ABD'ye yönelik askeri tehdidinin sebebi olan ada ülkesinin önemini ve diğer özelliklerini sıraladı.

Dr. Hoş'un Tayvan'ın bilinmeyen yönleriyle birlikte ele aldığı değerlendirmesi;

Aslında asıl ve resmi adı Çin Cumhuriyeti (RoC). Çin'in asıl adı ise Çin Halk Cumhuriyetidir. Birincisi Cumhuriyetle ikincisi Komünizmle yönetilir.

Ülke 35 bin km2 yani Arnavutluk'tan az büyük bir adadan oluşuyor. 24 milyon da nüfusu var ki bunun sadece %2'si adanın yerlisi.

Bunlara da Taiwan aborijinleri denir ve sayıları yarım milyon kadar.

Bu halkın işsizlik oranı yüksek ve tüm Tayvan seks işçilerinin %20'si bunlardır.

Adayı elinde tutan Çinliler tarafından ve bir dönem Japonlarca 2. sınıf görüldükleri için tıpkı Kanada ve ABD'deki Kızılderililer gibi toprakları ellerinden alınmış.

Günümüzde işsizlik oranları %40'tır. Endonezya, Filipin ve Papua Yeni Ginelilerle akrabadırlar. Çinli değiller!

Tayvan bir güce karşı var olma mücadelesi veren ülkelerden. Bu yüzden de milliyetçilik düzeyleri yüksek ve coşkulu. Arnavutluk'ta Sırplara karşı bir nefret görmezsiniz ama Kosova'da görürsünüz. Çünkü onlara karşı var olma savaşı vermekteler. Ayrıca rafine Çin kültürü buradadır.

Komünizm sebebiyle Çin'de birçok şehir sektörel üretim şehri haline gelir. Örneğin bazı şehirler Tv üretimi, bazıları ayakkabı, bazıları mobilya şehri gibi. Dahası din ve bazı geleneklerin yasaklanması ve ağır sanayileşme kültürü de gelenekleri yok etti. Tayvan'daysa bu olmadı.

Tayvan'da kültürün merkezi ailedir ve hayli gelenekçi ve muhafazakârdırlar. Buna rağmen birkaç sene önce ilk resmi homoseksüel evliliği Tayvan'da yapılabilmiştir. Çin'deki çocuk yasağı da Tayvan'da yoktur. Çünkü Tayvan'da çocuk demek Anavatan'ı (Çin oluyor) kurtaracak askerdir.

Çünkü sağdaki liderleri Çan-kay-şek 49'a kadar Çin'in başındaki kişiydi ve Mao karşısında iktidarı kaybederek destekçileri ile birlikte Tayvan adasına kaçtı. Halkına ise ölmeden önce Çin'i kurtarma vazifesi vermiştir. Doğru duydunuz. Minicik Tayvan'ın varlık sebebi bu aslında.

Normalde bunlar birbirleriyle çatışıyorlarken araya Japonlar girip ülkeyi ele geçiriyor. Sonra tekrar bir araya geliyor ve Japonları ülkeden kovuyorlar. Çankayşek kıyılardaki şehirlilerden destek bulurken Mao en çok iç kesimdeki köylülerle yürüyor kıyıları ele geçiriyor.

Dikkat etti iseniz Doğu Türkistan'ın kısa süreli bağımsızlık dönemi de 1944-49 arasıdır. Yani Çin komünistleri ile Cumhuriyetçileri birbirini yerken. Burada, başkent Gulca'daki Doğu Türkistan yönetimi üyeleri görülmekte. Gökbayrak ve Çin Cumhuriyeti bayrakları yan yana.

Doğu Türkistan çok hassas bir anda bağımsız olmaya çalıştı. Bir yanda Ruslar, diğer yanda Çankayşek ordusu arasında kalıp savaşarak Çankayşek ile bir denge kurdular. Ancak Komünistler başa geçince cumhuriyet de hayal oldu. Bu hikayede Çankayşek kötünün iyisi oluyor.

Kötünün iyisi de kötüdür. 1931-34 arasında Kumul İsyanında Çin Başbakanıyken Çankayşek, Uygurları önce isyan ettirip sonra Çin Milletinden olan Hui Müslümanlarını çok başarılı şekilde Uygurların üstüne göndererek Doğu Türkistan'ı ele geçirmişti. Tarih gerçekten moral bozucu.

Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri üzerine gönderilen Çin ordularının başında ise hep Ma (Çince Muhammed demek) isimli Hui komutanlar vardı. Kādiri, Kübrevi, (K'u-pu-lin-yeh), Khufiyye (Hu-fei-yeh) ve Cehriyye (Che-ho-lin-yeh) müridi idi bunlar. Direkt İmparator'a bağlılardı.

Mesela General Ma Bufang'ın bağlı olduğu tekkenin girişinde şu yazardı: "Allah'a Peygambere ve İmparatora tazimle, inanç ve abdestle gireriz." İktidar komünistlere geçince bu komutanların çoğu Tayvan'da yurt tutmuştur. Ma Bufang da Cidde'de ölür. Çoğu ise Tayvan, Taipei'de.

Gerek Ma Hhongkui sağdaki göbekli, gerekse Ma Buking, Ma Bufang gibileri Çin'e milli bir ruhla bağlıydı. Solda Çankayşek'e selam duran en güvendiği generalleriydiler. Çin'de İslam'ın en saygı gördüğü dönemler de yine Çankayşek dönemleridir. Şimdilerde ise din bırakmayacaklar.

Çankayşek iktidarı kaybederken Tayvan adası ve Hainan adası düşünüldü.

Ama Hainan Çin'e çok yakındı.

Çankayşek de o sıralar kontrolünde kalan kıyılarda ülkenin tek çalışır donanması ile Tayvan'a kaçtı. Tüm devlet görevlileriyle beraber büyük bir göç. İşte Tayvan böyle kuruldu.

Bu Çin Cumhuriyetçileri aslında Japonlar ülkeyi işgal edince milliyetçi oluyor. Mesela ünlü din alimi Hu Songşan 1937'de İkinci Çin-Japon Savaşı sırasında Çin'i işgal ettiğinde, Çin Bayrağının sabah namazında milliyetçiliğe saygıyla birlikte selamlanmasını emretmişti.

Hu Songşan Japon işgaline karşı ilk direnişi başlatan kişilerden biri ve sufi değil aksine Vahabi görüşlü. Bu ve öğrencisi Ma Jian Çin'de kalıyor, gitmiyor. Çin, Nasır gibi Arap liderler gelince bunlar da davet ediliyor. Sağdaki Komünizmle çelişmeyen Kuran mealleri (?) yapıyor.

Bu gibi insanlar yüzünden Çin'de İslam (iyi kötü) günümüze dek gelebiliyor ama şunun altını çizelim Çinli Müslümanların Türklere bir faydası yok hatta Türklerin üzerlerine gönderilen tüm orduların komutanları hep Hui. Sebebi ise tarihten beri savaş sanatlarında iyi olmaları.

Mesela Nakşibendi kökenli Wang Zi Ping, en büyük dövüş üstadlarından kabul edilir. Çinlilerin Avrupalılara karşı ilk ayaklanmalarından Boxer isyanına katılmış birisi.

Bu sebepten hep İmparatorun korumaları bunlardan seçilmiş. Bu da göç etmeyenlerden. Kızı ise Kanada'da.

Çin milliyetçiliği Avrupalılara ve en çok da Japonlara karşı geliştiği için Müslümanlar bu mücadelenin içerisinde bulunup inançsız Çinlilerden ayrı düşmemişler. Bu sebepten de ayrı bir millet olamamışlar. Tayvan'a ise çok azı gidebilmiş. Çünkü çoğu kıyıdan uzakta idi.

Bir de buraya gelen Hui Müslümanlarının çoğu ya eskiden general ya da Çankayşek'in bürokratlarıydı. İşte bu adamların torunu olan 60 bin kişi günümüzde Tayvan'daki biricik minik İslam topluluğunu oluşturuyor. Tayvan devleti onlara minnet borçlu ve büyük saygı gösteriyorlar.

Tayvan aynı zamanda Doğu Türkistan davasına karşı da Uygurlardan yana ses yükselten bir ülke. Çin'in toplama kampı hapishanelerinden birçok görüntünün dünyaya Tayvan'ın ajanları ve Tayvan'a göç edebilmek için içeriden bilgi sızdıran Çinlilerce servis edildiğini bilelim.

Tayvan gelişmiş bir ülke ve hem geleneklerini yaşatıyorlar hem de üretim ekonomisine sahipler. 24 milyonluk ülke 84 milyonluk Türkiye kadar (723 milyar dolar) toplam milli gelire sahip ve haliyle ücretleri de bizden 3 kat yüksek. 1090 dolar asgari ücretleri var ona da bakan yok.

Ülkede eğitim ve yapılan işe göre ücretler çok yüksek de olabiliyor. Haliyle bu refahı kaybetmekten de korkuyorlar. Çin'in "Tek devlet 2 sistem" teklifini de 2014'te Hong Kong'daki Şemsiye partisinin yöneticilerinin hapsedilmesi örneğinden yola çıkarak samimi bulmuyorlar.

Ülkede geçmişte Avrupalıların (Özellikle Hollandalılar)bir dönem idaresi olmuş. Entelektüelleri, Avrupalıları özellikle sevmiyorlar ama dostça münasebet kararlılıkları var. Japonlar ise Tayvan kadınlarını cariyeleri yapmış. Onları da sevmezler ama organizasyonda çok etkilenmişler.

Tayvan ülkesinin kuruluşundan bu yana en çok know-how edinimi aldığı iki ülke Japonya ve ABD olmuş. Bu da özellikle Japonlarla aralarının yakın olması demek ve bunu siyasi alanda bir ortaklığa dönüştüren adamsa geçtiğimiz günlerde öldürülen eski Japon başbakan Şinzo Abe idi.

Şahsen kendisinin öldürülmesini Çin'in Japonya'ya "geri dur" uyarısı olarak görüyorum. Zira istifa etse de partisini dışarıdan yönlendiriyordu ve geçenlerde şunu demişti. "Tayvan için bir acil durum, Japonya için bir acil durumdur ve Japon ABD ittifakı için de acil durumdur"

Çin'in Tayvan'dan ananas ithalatını yasaklamasının ardından Tayvan'a destek olarak ananas tutarak fotoğraflarla poz veren Abe, NY Times makalesinde de ABD'nin Tayvan'daki stratejik belirsizlik politikasının "Hint-Pasifik bölgesinde istikrarsızlığı teşvik ettiğini" savunmuştu.

Şimdi gelelim Tayvan'ın savunma organizasyonuna. Diğer konulara sonra yine döneceğiz. Tayvan, her ne kadar anakara Çin'ini kurtarma görevi mirası olsa da aslında bir savunma ordusuna sahip. 160 bin kişilik personeli ve 1.3 milyonu 24 saatte seferber edilecek yedek güce sahip.

Tayvan'ın tüm savunma doktrini, Çin'in adaya çıkarma yapmasını engellemek üzere kurulu. Hiçbir şekilde Çin donanması adaya yaklaşmamalı. Bu olursa ülkenin tek B planı Alişan. Şan Çincede "Dağ" demek ve Alişan dağları da Tayvan'ın bir nevi Torosları. 3,952 m'lik zirvelere sahip.

Alişan dağları günümüzde büyük ölçüde bir milli park ve parkın yüzde 40'ında dolaşma izni yok. Bu da burada Çin'e karşı bazı sürprizleri (muhtemel bunkerler, sığınaklar ve HSS sistemleri) saklandığını gösteriyor. Bu ve diğer dağlar Tayvan'ın B planı ve daha güçlü bir C planı yok.

Ortadaki dağlarda derin vadiler, uçurumlar, manzarası etkileyici yürüyüş parkurları bulunuyor. Tayvan'ın aslında C, D, E, F gibi birçok planı var ama bunlar esasen ABD ordusu yetişene dek dayanmak üzerine kurgulu planlar. Dayanacakları 3 yerden biri de burasıdır.

Diğerleri de şu gösterdiğim kırmızı içindeki kısım. Solda şehir ve kasabaların yayılışını görebilirsiniz ama esas ciddiye almanız gereken harita sağdaki. Rölyefe dikkat edin. Bu rölyef doğu batı hattında çok parçalı. Öyleyse bu durumlarda giriş ya kuzeyden ya güneyden olmalıdır.

Batıdaki büyük ovalık alan, Çin'in çıkartmasına bir imkan hazırlasa da çoğu batı yönüne doğru akan hidrosantrallerin bu yöne doğru açılması ya da patlatılması ile Çin'e buradan bir çıkarma önlenebilir. Taipei ise hem dağların kilidi hem de dağlarca korunan kuzey uçta yer alıyor.

Bu sebepten Çin'in Tayvan'ı işgal planlarında kuzey ve güneye ağırlık verilmiş ki çok yerinde.

Batıdan girip orta kısımda ilerlemenin kayıptan başka bir şey olmadıklarını biliyorlar. Ama Tayvan ordusu ortaya çekilirse ki son seçenek, Çin buraya dek hiç sürüklemez bu savaşı.

Tayvan'ın en büyük avantajı ise Çin kıyılarına çok yakın olan Kinmen adaları. Bu adalara sahip olarak büyük bir deniz/istihbarat kontrol alanı elde ediyor.

Anadolu kıyılarının dibindeki Meis adası kadar yakın bu adalar Çin'e ve çıkarmaya karşı tuzaklarla doldurulmuş haldeler.

Daha önceleri bu adalarda Çin (zayıfken) yaptıkları çatışmalar olmuş ve bu tuzaklara ilaveten mayınlarla da bu denizi doldurabiliyorlar. Deniz kontrol alanı yani kontrol edip istediğinde mayınlayabileceğin bir saha. Tüm bunlar ise sadece zaman kazandırır ama savaş kazandırmaz.

Ayrıca bu adalarda Çin'e karşı devasa propaganda hoparlörleri ise Asya'nın bir klasiği durumunda. Sanırsam huzur döneminin bir "boşverci" hastalığı olan sınırda mayın temizleme kültürü Tayvan'da da var. 2011'de Çin'in cici mesajları ile bazı çıkarma tuzaklarını kaldırmışlardı.

Bundan seneler önce 1949'da Çin çok büyük bir bombardımanla Kinmen adalarına saldırmıştı. Kore krizinin arefesinde gelişen bu savaşta Çin'in donanması olmadığından balıkçı motorlarıyla saldırmış 4 bin kayıp 5 bin de esir vermişti. Tayvan ise Çin'e uçaklarla saldırıp kazanmıştı.

Peki Çin aynı noktadan saldırır mı? Saldırmaz... İşte bu mantığı yaptığınızı bilecekleri için saldırır. Aynı noktadan her zaman saldırı gelebilir ama paraşütle de olabilir bu. Hatırlarsanız deprem bölgesine on binlerce arama kurtarmacıyı indiren ülkedir Çin. Bunu mu yapamaz?

Tayvan'da doğru dürüst ABD askeri bulunmuyor. Ama ABD'nin Ching Chuan Kang üssüne yakın 70 kişilik bir birliği mevcut. Tayvan'da en büyük askeri harcamalar hava kuvvetleri (600 uçak) ve deniz kuvvetlerine (125 gemi vd) yapılıyor. Kara kuvvetleri ise daha zayıf. Malum ada ülkesi.

Unutmayın! Ateş hattında küçük ülke yoktur. Büyük askeri üs vardır. Dünyada bir küçük ülke eğer zor bir noktada yaşıyorsa, anlayın ki YAŞATILIYOR demektir.

Malta böyledir. Abhazya da, Güney Osetya da, Karabağ da, Singapur da. Çoğu büyük güçlere üs olarak yaşatılır bu ülkelerin…

Ülkeniz küçükse bir başka ülke için çok büyük bir askeri üs olabilirsiniz. Tayvan da ABD'nin güvenliğinin dış kapısıdır. Nasıl? Çin'in o denize hapsedilmesi demek, AB ve ABD'ye ve İngiltere'ye bela olması demektir. Türkiye nasıl EGE'ye hapsedilmek isteniyorsa Çin için durum aynı…

Bu haritaya dikkatle bakarsanız, Japonya'dan güneye doğru sırasıyla Tayvan, Filipinler, Malezya ile çevrelenmiş bir Çin denizi göreceksiniz. Çin'i şimdi ve gelecekte dizginlemenin tek yolu deniz ticaretini ve denizlere erişimini baltalamaktır. Singapur da güney çıkışı kapatıyor.

Bu sebepten Çin, İpek Yolu ve Kuşak Yolu diye iki proje ile batıdan by-pass etmeye çalışıyor bu ticari baskıyı. Tayvan'ı da sürpriz bir şekilde alırlarsa artık o an ABD, Japonya'ya silahlanma iznini verecektir. Şu anda Japonya 2. Dünya savaşı kısıtlaması ile pek silahlanamıyor.

Eğer takip edeniniz varsa ABD'nin evvelce verdiği tavizleri hatırlayacaktır. Çin'in güney Çin denizindeki tartışmalı sularda inşa ettiği adalara karşı ABD ve müttefikleri bir şey yapamamıştı. Tek ciddi hamle, Vietnam'dan geldi ve Çin'in yaptığı adaların karşısına ada yaptılar.

Vietnam'ın sessiz sedasız inşa ettiği bu adalar, Çin'e karşı bir mesaj aslında ve garip gelebilir ama Çin askerinin en çekindiği ülke Vietnam'dır. 1988'de bu bölgede açtığı bir ateşte Çin, 64 Vietnamlıyı öldüreli beri Vietnam buradaki egemenlik krizini ciddiye almaktadır.

Çin'in aslında bölgede tek dostu, hamiliğini yaptığı uydusu olan Kuzey Kore'dir. Bunun dışında bölge ülkeleri ve özellikle güneyde Hindistan ciddi tehdit. Rusya ile ise hem dost hem de birbirine bilenen birer gelecekteki düşman gibiler ama o hesabın sırasına saygı gösteriyorlar.

ABD'nin Tayvan'a koşulsuz uydu erişimi, malzeme ve eğit-donat desteği yanında ABD'de eğitim yaptırdığı Tayvanlı subaylar yoluyla bir dahli söz konusu ama birebir Çin ile karşı karşıya gelmiyorlar. Bu kez Çin sınıra malzeme yığsa da Tayvan işgaline yetecek bir malzeme değil bu.

Daha 2019'da ABD, Tayvan'a 2,2 milyar dolarlık 108 Abrams tankı, 250 Stinger füzesi sattığında da Çin bölgede tatbikat yapmış, ABD'ye ateşle oynamayın demiş ve gövde gösterisinde bulunmuştu. Bir şey olmamıştı tabi ama şimdi olmaz demek değil elbette. Fakat ciddi kuvvet yığmadı.

Çin ekonomik hedeflerini tam olarak gerçekleştirmeden savaşamaz. Kuşak ve İpek yolu projeleri henüz tam olarak çalışmaya başlamadan böyle bir maceraya gireceğini sanmam zira Çin'in deniz ticareti rahatlıkla bloke edilebilir. Şu an kırılganlar ve mevcut hatlara çokça mahkumlar.

Gelelim kuzeye… Tao-yuan sahili kumlu ve kayın ağaçları ile 39 km uzunluğa sahip. Daha önce, 8 km uzunluğunda ve 8 km yüksekliğinde bir kumulun yanı sıra yoğun bir rüzgar siperi ormanı var.

Burası çıkarmaya elverişli ve gerideki orman dövülerek Çin buna imkan hazırlayabilir.

Hsinçu sahili, geniş gelgit genliği (yaklaşık 5 m) ve geniş gelgit bölgesi özelliklerine sahip 28 km uzunlukta bir yer ama birçok yerde sahil şeridi geriye doğru çekilmekte ve rüzgar siperi ormanlar kaybolmakta. Bu da kıyıyı stabil hale getirmemekle birlikte iç kesimlere yoldur.

Buralardaki sulak alanlar gerilla savaşına müsaittir ve Bu kıyı boyunca, Hsianşan ve Hsin-feng kasabalarında ve Keya Deresi'nin ağzında üç sulak alan buna imkan sağlar. Bu kısımlar tam bir bataklığa dönmekte ve karadan ilerlemeyi güçleştirmektedir. Bu saha da avantaj sunar.

Miaoli sahili, ana demiryolu hattının geçtiği kıyıdır ve bu sahilin uzunluğu 50 km'dir. Houlung ve Tung-siao arasında açık deniz kumları var ve Waipu balıkçı limanı çevresinde gelgit genişliği 1 km'dir. Buradaki demiryolunu vurmak bile Çin için taktik bir başarı olabilir.

Tung-siao ve Yuan-li'de bazı kum tepeleri mevcut ve bunların savunma değeri azdır ve yol ulaşımı sorunludur. Chungkang Çayı'nın ağzında, yakınlarda mangrov ve kıyı ormanları vardır.

Gerilla savaşına müsaittir ve Tayvan'ın burada sahada önceden örgütlenme avantajı ayrıca mevcut...

Tayçung sahili, başkent Taipei'ye 160 km mesafelidir ve ülkenin 2.büyük limanıdır. Olası bir işgalin ana hedeflerden biri de burasıdır. Ukrayna için Odessa neyse bunlar için de Tayçung odur. Ama ilk saldırı hedefi olmaz saldırı Taipei'den gelir. Burası ise ablukaya alınabilir.

Tayçung sahilinin uzunluğu 41 km'dir ve orta şiddette bir çıkarma aritmetiğne göre buraya asgari 25-30 bin kişiyle çıkmanız gerekir ve buraya doğru akan Taan ve Tachia Nehirlerinin haliçlerinde gelgit aralığı yüksek ve gerideki 2 barajın patlaması ile çıkarma operasyonu çöker.

Buralarda gelgit genliği fazladır (yaklaşık 5,2 m) ve geniş gelgit bölgesi olan alüvyon ovaları vardır ki bu da muhtemel bir çıkarma noktalarındaki mayınlanacak alanları sıkıntıya atar. Bu kıyı, tahkimsiz ve çıkmaya müsaitse de yukarıdaki sebepler dahilinde sıkıntılıdır.

Çangua 61 km uzunluğunda ve hemen güneyindeki Yunlin kıyıları 51 km uzunluğundadır ve büyük alüvyal ovalarla kaplıdır. Özellikle Yunlin'de gerilerde toprak kaymaları fazlaca olup buralardaki tortullar yumuşaktır ve askeri araç geçmesine müsaade etmez. Her ikisi de hedef olamaz.

Çia-yi ve Tainan şehirleri arası Tayvan'ın turistik çekicilikler ile kaplı hoş bir yeridir ve kıyılar lagün gölleri ile kaplıdır. Burası özellikle dağlık sahalara doğru arızalı bir rölyefe sahiptir. Bölgenin ormanlık güneybatı kıyısıdır. En büyük barajları Zengwen buradadır.

Kaoh-siung solda ciddi bir sanayi ve gemi yapım bölgesi olması yanında buralardaki su derinliği dolayısı ile denizcilikte de önemi büyük. Pingtung ise denize doğru eğimi yüksekçe yamaçları olan ve yer yer kayalarla kaplı hep yeşil bitki örtülü kumsallara sahip buralar son hedef.

Tay-tung ve Hua-Len, Çin'in çıkması beklenmeyen doğu kıyılarında bulunuyor. Tüm tehdit hesapları batıya, kuzeye ve güneye yapıldığı için bu kesimler nispeten güvenlidir. Buralarda nüfus yoğunluğu da hayli düşüktür. Ciddi manada büyük şehirler de yoktur. Hedef olması düşüktür.

HuaLen ve Taytung arasında dikkatle bakarsanız dağlık ve engebeli bir fay bulunuyor. Burası ile Taipei arasında ulaşım son derece bozuk yol bombalanırsa ulaşım çöker de. Ama muhtemel bir Çin işgalinde en çok dayanacak şehirlerden bazıları da bunlardır. Zira ikisi de izoledir.

Bu şartlar ışığında bakarsak, Tayvan'ın nüfus damarı, Kuzeyi ve batı kıyılarıdır.Batı kıyılardan çıkarmaya maruz kalma olasılığı düşük de olsa Çin'in güçlü saldırısı ihtimali hesapları bozar. İç ve doğu kesimler güvencedir ama bir süreliğine direnişi sağlar. O da 1 ay en fazla…

Peki Çin ne yapabilir? Korkut-Kaçır. Bunu yaparsa, ülkenin altyapısı sorunlu orta ve doğu kesimlerine kaçacak olan Tayvan Halkı, sefalet içerisine düşecek ve bir müddet Ukrayna halkı gibi zoru gördükten sonra Çin onlara "baba ocağına buyrun" gibisinden teslimi imzalatacaktır.

Ukrayna ve Tayvan gibi ülkelerin ulusal meselelerde uluslararası arenaya fazlaca güvenmeleri savunmalarındaki en büyük gap. Bunu fark eden Rusya ve Çin de arkalarındaki gücü korkutarak büyük oynuyor, kazanıyor. Küçük de olsan büyük bir güce yaslanmanın er geç bir ömrü vardır.

ABD her durumda kendi güvenliğini ve kendi ulusal çıkarlarını korur. Bu durumda ABD'ye kendilerini fazlaca bağlayan küçük toplumlar örneğin Yunanistan ile Suriye'deki PYD'li teröristler, kendilerine şunu sormalıdır.

ABD bugün burada ama yarın yok. Peki biz yarın ne yapacağız?