ANALİZ: Bir suikast teşebbüsünün derinlikleri
ABD tarihine bir 'başkan suikastı' daha eklenirken, Trump suikastına ilişkin Amerikan yönetim tarzını ve toplumunu merkeze alan derin değerlendirmeler de yapılıyor.

Oluşturma Tarihi: 2024-07-15 22:39:33

Güncelleme Tarihi: 2024-07-15 22:46:42

ABD'yi sarsan Trump (Cumhuriyetçi) suikastini değerlendiren Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, ABD'nin katkısız cumhuriyetçi olduğunu, Amerikan demokrasisinin ise bir yanılsamadan ibaret olduğuna dikkat çekti.

Prof. Öğün'ün "Bir suikast teşebbüsünün derinlikleri" başlıklı değerlendirmesi...

BURJUVA DÜNYASI

Modern dünyada cumhuriyetçilik bir burjuva tasarımıdır. Burjuvaların zihniyet iklimi bir sıkışmışlığı yansıtır. Bu sıkışmışlık modern toplumsal işbölümünde burjuvaların ortada yer almasından kaynaklanır...

Bir tarafta tarihsel-kültürel iddialarıyla donanımlı ve burjuvaları sonradan görmüşlükle (par venu) küçümseyen egemenler olarak aristokrasi vardır. Diğer tarafta ise burjuvaların bağrından çıktıkları geniş alt veya halk kesimleri (populus) yer almaktadır.

Burjuva dünya, emek ve gayretleri istidatlarla birleştiren bireysel başarı hikayelerine dayanır. Burjuvalar kendilerini gerçekleştirmiş başarmış, bilhassa meslekler dünyasında tutunum sağlamış bireylerdir (selfmade man). Bu başarılar ve beceriler burjuvaların, atalarıyla müftehir olan aristokratlardan farklı olarak yeni bir şeref anlayışına sahip olmalarına yol açmıştır.

Bu yeni şeref anlayışından beslenen ve özgüven kazanan burjuvalar atavist aristokratlara karşı kültürel bir avantaj da sağlamış oluyorlardı. Burjuvanın tarih görgüsü kaçınılmaz ve bilinçli olarak sığ ve yüzeyseldir. Her zaman günceli, tecrübî somutluğu vurgular. Dahası, geleceği kutsar.

Aristokratların donmuş tarihçi iddialarının aksine onlar çok daha dinamik bir boyut kazanmışlardır. Buradan fişeklenen burjuva entelektüalizminin kuvvetli bir kanadı olan farmasonikler, büyüleyici söylemler üzerinden kurgusal hikayeler geliştirdi.

CUMHURİYETÇİLİK VE EŞİTLİK

Cumhuriyetçilik işte tam da bu iklimin meyvesiydi. Bu büyüleyici fikir ve söylemler, aşağıdakilere, Hristiyan kurtuluş müjdesinin yerini alan dünyevî yeni bir kurtuluş müjdesi sunuyordu.

Sıkışmış burjuvalar, bunu aşmak adına kendilerini aşağıdakilere açıyor, aşağıdakilerin tepkisel birikimlerini yukarıdakilere karşı seferber edecek kanalları inşâ ediyorlardı.

Burjuvalar, en azından psikolojik ve kültürel olarak bağrından çıktıkları alttaki kitlelerle bağlarını devam ettiriyorlardı. Püritanlık bu köprünün teopolitik karşılığıydı. Ortadakilerle aşağıdakileri birleştiren büyülü kavram ise eşitlikti.

CUMHURİYET-DEMOKRASİ GERİLİMİ

Lâfı uzatmayalım. Hâsılı başardılar. İkiz devrimler olarak anılan Amerikan Devrimi ve Fransız Devrimi, tarihi, ilki dolaylı, diğeri ise doğrudan olmak üzere bir daha geri dönülemez bir şekilde kırdılar. Bu bir nüans farklılığı değildi.

Amerika'da aristokratik geleneklerin bir karşılığı pek de mevcut değildi. Amerika'yı kuran ruh zâten serâpa püritan-burjuva bir ruhtu. Evet, karşılarında kuvvetli aristokratik geleneklere sahip Birleşik Krallık'tı. Ama mücadele nihayetinde Fransa'dan farklı olarak bir içeri-dışarı kavgasıydı.

Esas mesele devrimden sonra ortaya çıktı. Burjuvalar, kökleri aşağıda olan insanlardı. Lâkin bireysel başarılarıyla artık aşağıda değillerdi. Bu, bir kök-gövde gerilimiydi. İktidarı, vadettikleri gibi aşağıdakilere verecekler miydi? Yâni cumhuriyet cumhurun olacak mıydı? Hâsılı, her mânâda somut bir halk iktidarı kurulacak mıydı? Mesele başka türlü formülleştirilecek olursa basbayağı cumhuriyet-demokrasi gerilimiydi.

"SIFIR TOPLAMLI DEMOKRASİ"

Diğer sûretiyle değerlendirildiğinde ise şu ortaya çıkıyordu: Fransız devrimcilerinin zihinlerinde yan yana getirdikleri iki kavram, özgürlük ve eşitlik somut hayatta; daha mühimi yeni kurulan müesses nizamda da eşlendirilebilecek miydi? Zaman içinde bunların zannedildiği gibi birbirini tamamlayan değil, tam tersine iten kavramlar olduğu anlaşıldı.

Burjuvalar bir tercih yapmak zorundaydı. Yaptılar da. Fransız Devrimi'nin Terör ile neticelenmesi, Camus'nün Başkaldıran İnsan'ında, St. Just üzerinden çok çarpıcı anlattığı gibi, sürecin trajik tarafını ortaya koyar. Kıt'a Avrupası'nda 19. asır bu ikirciklenme üzerine şekillenmiştir. Burjuvaların kendilerine daha geniş bir sâha buldukları Amerika'da ise mesele, daha başta fark edilmiş, ince bir siyâsi-hukûkî mühendislik ile aşılmıştı.

Fransa trajik sûrette Terör'e sürüklenirken, ABD'nin Kurucu Babalar'ı, yerel ile merkezîlik temelinde karmaşık denklemler geliştiren bir mühendislik üzerinden olağanüstü bir yanılsama başarısına imzâ atıyorlardı. O mâhut, meşhûr Amerikan demokrasisi aslında siyâsal bir paralakstır. Verir gibi görünen, aslında esirgeyen ve her şekilde müesses nizâmı ve oralara yuvalanmış aslî menfaat gruplarını garantileyen, sosyal darvinist bir özgürlüğü fetişleştirirken eşitsizliği olağanlaştıran; hülâseten demokrasi açısından sıfır toplamlı bir oyundur.

Zaman içinde Avrupa'da demokrasilerin görece, hattâ hatırı sayılır bir başarısı ortaya çıkarken, ABD katıksızlığa yakın bir cumhûriyetçilik devâm etmiş olduğunu rahatlıkla iddia edebiliriz.

YOZLAŞMA: BİDEN'DA CUMHURİYETÇİ, TRUMP'TA DEMOKRATİK TEMSİL

Trump-Biden, Cumhûriyetçi-Demokrat kutuplaşmaları, konvansiyonel ABD tarihi açısından tam bir kırılmadır. Bir tashih yapalım. Trump ve Cumhuriyetçi Parti bugün isminin tersine en popülist temelde bir demokratizmi; Biden ve Demokrat Parti ise, yine isminin tersine en elitist temelde cumhuriyetçiliği temsil ediyor.

İlkindeki popülist, diğerindeki elitist vurgusu, zâten bir araya getirilmesi son derecede çetin olan bu iki kavramın uzlaşmazlığının keskinleşmesini sergilemesi bir tarafa, ABD'de demokrasi ve cumhuriyet değerlerinin eşanlı olarak ne kadar yozlaşmış olduğuna işâret ediyor. Ama daha mühim bir şey daha var. Hâdiseler, bugüne kadar burjuva formüllerle şekillenen modern insan zihniyetinin de tıkanmasına işaret ediyor.

Bu tıkanıklık ise dar görüşlü kestirmeciliği ve onun şubeleri olan şiddeti, terörü, suikastları, sabotajları ve savaşları besliyor.

Kongre baskını ilk işâretti. Trump'ı hedefleyen suikast ise vitesi büyüttü. Kasım seçimleri gâliba olağandışı her nev'i gelişmeye açık...

YeniŞafak