Paris Advanced Research Center (PARC) Direktörü Dr. Nevzet Çelik, Yeni Kaledonya'da yaşanan protestoların perde arkasını ve Fransa'nın eski sömürgelerindeki sömürgeci politikalarını yazdı.
İSYAN, YIKIM VE YAĞMA
Paris'ten 17 bin kilometre uzaklıkta Fransa'ya bağlı Pasifik'teki Yeni Kaledonya adaları, 1980'lerdeki iç savaştan bu yana görülmeyen bir şiddet dalgası yaşıyor. Fransa'nın Yeni Kaledonya'ya gelen yeni yerleşimcilerin yerel seçimlerde oy kullanmasına olanak tanıyan bir anayasa değişikliğini onaylaması yerli Kanak halkı tarafından protesto edildi. 10 bine yakın kişinin katıldığı isyanlarda başkent Noumea'da büyük çapta yıkım ve yağma yaşandı.
Fransa, isyancıların TikTok'u protestoları düzenlemek için kullandığını öne sürerek Çin menşeli sosyal medya uygulamasına erişimi engelledi. Olaylarda 2'si jandarma ve 3'ü yerli Kanak olmak üzere 5 kişi öldü. Fransa, yaşananlardan sonra 16 Mayıs itibarayla en az 12 gün sürecek bir olağanüstü hal ilan etti, uluslararası uçuşları durdurdu ve sokağa çıkma yasağı uygulamaya başladı.
MACRON'DAN AÇIKLAMA
Protestoların devam etmesinin ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "halk ile dayanışmak" ve "cumhuriyet düzeninin geri gelmesini sağlayan silahlı kuvvetlere teşekkür etmek" için Yeni Kaledonya'ya gideceğini açıkladı. Macron, Yeni Kaledonya'ya ziyaretinde ise mevcut durumda reformun zorla uygulanmayacağını ve daha fazla müzakereye ihtiyaç olduğunu kabul etti. Macron bu durumu 1 ay içinde yeniden gözden geçireceğini söyledi.
ESKİ SÖMÜRGECİLİK VE NEOKOLONYALİZM ARASINDA YENİ KALEDONYA
19'uncu yüzyılda Fransa, Yeni Kaledonya dahil 13 denizaşırı bölgeyi (France d'outre-mer) sömürgeleştirdi. Sömürgeler 1960'larda sona erse de bu bölgeler Fransız topraklarının bir parçası olarak kaldı. Bunlardan biri olan Güneybatı Pasifik Okyanusu'nda stratejik öneme sahip Yeni Kaledonya'da yaşanan sorunun kaynağı, sömürgeci imparatorlukların eski bir yöntemine dayanıyor. Bu yöntem ana karadan getirilen insanların demografik ve siyasi ağırlığı artırılarak, sömürge topraklarının gelecekteki siyasi ve ekonomik yapısının belirlenmesidir.
ADAYA FRANSIZ GÖÇÜ
Yeni Kalededonya'da Fransız ana karasından gelen vatandaşların kitlesel göçüyle yerli nüfusun gelecekte eriyerek adanın tamamen Fransa'ya bağlanacağı düşünülüyordu. Bu yüzden, ana karadan gelenlerle yerli halkın birlikte yaşama arzusu oluşturulmaya çalışıldı. Örneğin, 1969-1972 yılları arasında Fransa'dan 8 binden fazla Fransız vatandaşı Yeni Kaledonya'ya yerleşti. Bu politikalar sonucunda Yeni Kaledonya'nın nüfusu önemli ölçüde artarken, yerli adanın halkı Kanaklar azınlığa düştü.
NİKEL ZENGİNİ ÜÇÜNCÜ ÜLKE
Akademik çalışmalar, Kanak halkının şu anda Yeni Kaledonya'nın toplam nüfusunun yüzde 41'inden biraz fazlasını oluşturduğunu gösteriyor. Yeni Kaledonya pek çok açıdan kritik öneme sahip bir ülke. Yeni Kaledonya, özellikle elektrikli araçlar için hayati öneme sahip nikel rezervlerinde dünya üçüncüsü. Ayrıca, ada Pasifik'te stratejik bir jeopolitik öneme sahiptir. Bu nedenle, Çin gibi ülkeler de bölgede etkisini artırmak için Melanezya Öncü Grubu'nu (Melanesian Spearhead Group) destekliyor.
TAM BAĞIMSIZLIK İSTİYORLAR
1975'ten itibaren Kanak bağımsızlık yanlıları azınlıklaştırma politikalarına tepki olarak protestolar başlattı. 1998 Noumea Anlaşması ile Yeni Kaledonya özel bir statü kazandı. Fransa'nın son yıllarda yaptığı eğitim, sosyal ve ekonomik iyileştirmelere rağmen Kanak bağımsızlık yanlılarının bağımsızlık konusundaki tutumu değişmedi. 2018, 2020 ve 2021 yıllarında 3 bağımsızlık referandumu düzenlense de sandıklardan "hayır" çıktı. Örneğin 2020'deki referandumdaki oy farkı 10 bin civarındaydı. Kovid-19 salgını nedeniyle Kanaklar 3'üncü referandumu boykot etti. Ancak Fransa referandum düzenledi ve bu 30 yıldan fazla süregelen barışçıl ve kapsayıcı dekolonizasyon taahhütlerini zedeledi.
Noumea Anlaşması gereğince il seçimlerinde oy kullanma hakkı 1998'den önce Yeni Kaledonya'da yaşayanlar ve çocuklarıyla sınırlıydı. Bu, azınlık olan yerli Kanaklar'a daha fazla temsil hakkı veriyordu. Fransa bu durumu antidemokratik olarak değerlendirerek Yeni Kaledonya'ya 10 yıl önce yerleşen Fransızların da oy kullanmasını sağlayacak bir anayasa değişikliğine gitti. Bu değişiklikten sonra Yerli Kanak halkı tepki gösterdi ve protestolara başladı. Gelen tepkiler sonucu Macron, yasayı onaylamayı erteleyeceğini ve yeni bir anlaşma için bölge temsilcilerini Paris'e davet edeceğini dile getirse de hazirana kadar anlaşma sağlanamazsa yasayı imzalayacağını belirtti.
FRANSA İLE İLİŞKİLERİ GİTTİKÇE KÖTÜLEŞİYOR
Son yıllarda, sosyal medyanın ve internet erişiminin artmasıyla birlikte Fransa'nın Afrika'nın orta ve batı kesimlerindeki eski sömürgeleri Senegal, Burkina Faso, Mali, Niger gibi ülkelerde sömürgeci politikaların devam ettiği düşüncesiyle protesto ve gösteriler giderek arttı. Tarihsel olarak Batı Afrika'da eğitimli ve şehirli kesimlerden Fransa'ya yönelik eleştiriler vardı, ancak sosyal medyanın etkisiyle bu eleştiriler daha geniş kitlelere yayıldı.
AFRİKA'DA FRANSA'YA İSYAN
Unutulmamalı ki Afrika'daki ülkelerin neredeyse yarısı, bir zamanlar Fransız sömürgesi ya da himayesi altındaydı. Bu ülkeler yaşadıkları yoksulluk, yolsuzluk ve geri kalmışlığın hala Fransa'nın eski sömürgecilik ve devam eden neo-kolonyalizm politikalarından kaynakladığını savunuyorlar. Fransa eski sömürgelerinde yerel halkın toplumsal refahı yerine, kendi çıkarlarını korumak için yozlaşan hükümetleri ve diktatörleri desteklemeye devam ederek sosyal ve ekonomik kontrolünü devam ettiriyor. Örneğin, CFA olarak bilinen Afrika frangı, Fransa'nın Afrika ekonomileri üzerindeki etkisini anlamak için önemli bir gösterge. 1945 yılında ortaya çıkan ve hala yürürlükte olan bu para birimi Fransız hazinesi tarafından destekleniyor ve Afrika ülkelerinin egemenliğine gölge düşürdüğü için eleştiriliyor.
AA