Yeni Şafak gazetesi ekonomi yazarı Prof. Dr. Yusuf Dinç, dünyada mevcut ekonomi politikalarının dar boğaza girdiğine dikkat çekerken Türkiye'yi de etkisi altına alan süreci değerlendirdi.
TÜRKİYE NE YAPTI?
Ekonomi politikaları sanki sil baştan yazılacak. Modernizmin kabulü olan politikalar sorgulanıyor, sınanıyor ve çürütülüyor.
Türkiye sorgulayınca etki kendi ölçeğinde kaldı. Ve olumsuz oldu. Peki, Türkiye ne yaptı?
En temelde ithalat kısıtlayıcı, yerli üretimi destekleyici gümrük bariyerleri ördü ve ithal ikameci maliye politikaları uyguladı. Hatta maliye politikalarını gümrük vergisi yerine kullandı. Türkiye'nin faiz politikası üzerinden meseleyi tartışanlar ekonomiyi değil, siyaseti tartışmaktadır başka şey değil. Enflasyon üzerinde maliye politikalarının etkisi para politikalarından daha fazla oldu.
Türkiye'nin yaptığına benzer bir sorgulamayı şimdi onlarca yıllık deflasyonun ardından Japonya yapıncaysa tüm dünya sarsıldı.
JAPONYA ÖRNEĞİ
Teknik olarak olan biteni açıklayayım evvela. Japon Yeni faiz swaplarının teması olan para birimidir. Swaplar ise carry-trade operasyonlarında temel risk yönetim enstrümanıdır. Japon Merkez Bankası (BoJ) geçtiğimiz hafta deflasyona yeter deyip “enflasyon üretmek için faiz artırımını tercih edince” bu swaplar kitlendi. Mayıs ayında Amerikan Merkez Bankası FED ile açılan yüklü mevcut sözleşmeler zarar etti ve carry-trade yükü taşıyan yatırımcılar pozisyonlarını yaktı. Yangın satış etkisine giren tüm piyasalar carry-trade şokuna girdi.
Balon fiyatlamalar düzeltildi denemez. Büyük bir şey oldu.
MERKEZ BANKALARI, DOLAR HEGEMONYASI TESTE GİRECEK
FED'in uyarıldığı halde Trump'ın seçilmesini beklemeden faiz indirimine hazırlanmasıyla falan durumu açıklamaya çalışanların gayretini “çok iyi-niyetli” bulduğumu söylemeliyim.
Japonya'nın bu hamlesiyle para politikalarının kullanımının gerçekten sorgulanması, Merkez Bankaları arasındaki hiyerarşinin yıkılması ve doların hegemonyasının bir teste girecek olması mesele…
MODERNİST KABULLERİN YIKIMI
Türkiye'nin ekonomi politikasında başlattığı tartışmalar şimdi küresel ölçekte açılıyor yani.
Bu modernist kabullerin yıkılmakta olduğu anlamını taşır.
Çünkü modernizmin en temel kurumunun ekonomi politikaları olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Modernizm eski yeniciliktir. Yeni yenicilik başka şey….
Eski yenici kabuller yıkılmakta lakin sistem buna tepki veriyor. Çünkü yeni yeninin kabullerinde henüz bir mutabakat yok…
MİLLİ SERMAYE DÜĞÜMÜ
Ayrışma ise gayr-ı milliliğini ilan eden sermayenin milliliğe zorlanıp zorlanamayacağı sorusunda düğümlenmiş gibi görünüyor. Emeğin gayr-ı millileştirilmesi düşüncesine karşı çıkışın getirdiği nokta sermayenin gayr-ı milliliği oldu ya; tüm dünyanın kendisini bir sınamanın eşiğinde bulması kaçınılmazdı.
Bugünden sonra finanstan başlanarak modernizmin tüm diğer kurumları da sorgulanacak… Türkiye kendi yolunu çizebilir ve fakat Türk moderni kendi değerlerine dönmeye hazır değil…