Dolar

34,4662

Euro

36,5571

Altın

2.924,78

Bist

9.232,90

ANALİZ: Ukrayna Rusya'ya değil paraya yenildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin Washington temasları, Ukrayna-Rusya savaşında değişen dengeleri, Batı'nın Ukrayna'ya desteğinde temkinli tutumunu ve olası kar-zarar hesaplarını değerlendiren gazeteci Mehmet A. Kancı, Ukrayna'nın elindeki kaynakları çarçur ettiğini kaydetti.

1 Yıl Önce Güncellendi

2023-12-15 23:11:16

ANALİZ: Ukrayna Rusya'ya değil paraya yenildi

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin Ukrayna ordusunun muhalif tavır karşısında zor durumda olduğu dünya medyasında tartışılıyor. Zelenski'nin, ülkenin enerjisini boşa harcanmasına sebep olan kararlar almakla suçlayan askeri kadroların, kaybedilen toprakları kazanmak noktasında ümitli olmadıkları konuşuluyor.

Gazeteci Kancı, Ukrayna'daki ve bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdiği analizinde, ABD'nin Ukrayna'da vazgeçebileceğine dikkat çekti.

SAVAŞIN EKONOMİ POLİTİĞİ

Aslında bu ders 1935'te Alman General Erich von Ludendorff'un kaleme aldığı “Der Totale Krieg” (Topyekun Harp) eserinde izah edilmişti. General Ludendorff, Birinci Dünya Savaşı'ndan edindiği tecrübeler neticesinde savaşın kaderini, cephe hattı kadar cephe gerisindeki siyasi, iktisadi, teknolojik ve psikolojik gelişmelerin tayin edeceği teşhisini koymuştu. Nitekim Nazi Almanya'sı, İtalya ve Japonya'nın savaşın kendine özgü ekonomi-üretim ilişkisini kavrayamamaları Ludendorff'un kitabının yayınlanmasından 10 yıl sonraki mağlubiyette asli rolü oynadı. Bugün Ukrayna'yı kaynaklarının sonuna getiren ve ABD'ye avuç açmak zorunda bırakan bundan farklı bir süreç değil. Ukrayna, 1994'te de Budapeşte Memorandumu ile güvenliğini ABD ile İngiltere'ye emanet etmiş, bunun karşılığında 225 adet X-22 güdümlü füzesini, 30 adet Tu-22M ve 19 adet Tu-160 tipi stratejik bombardıman uçaklarını imha etmeyi kabul etmişti. Bahsi geçen araç ve mühimmat 2022'nin Şubat ayında Ukrayna'nın elinde olsaydı, şüphesiz çatışmanın gelişimi farklı olur, Ukrayna Devlet Başkanı da Batılı başkentleri gezerek silah ve para için avuç açmak zorunda kalmazdı.

ÇARÇUR EDİLEN KARŞI SALDIRI ZELENSKİ'YE GÜVENİ SARSTI

Savaşla doğrudan ilgili tüm kesimler Kiev yönetiminin karşı saldırı için kendisine sağlanan imkanları değerlendiremediğinin farkında. Haziran ayında başlayan karşı saldırının gerek Donbas gerek Kırım cephe hatlarında hiçbir kayda değer gelişmeye yol açmaması, Zelenskiy'nin siyasi ve askeri kadrolarına olan güveni yok etti. Sınırlı insan kaynağını ziyan etmeme arzusu ile Batılı ülkelerin sağlayacağı en yüksek teknolojiye sahip silahları bekleme tercihi arasında bocalayan Ukrayna yönetiminin hamlesini geciktirmesi, Rusya'ya savunma hatlarını aşılmaz hale getirmesi için ihtiyacı olan zamanı kazandırdı. Dahası Moskova yönetimi bu süreyi savunma endüstrisinin kapasitesini artırmak ve yaptırımlara maruz kalan ekonomisini yeni şartlara uyumlu hale getirmek için de verimli kullandı.

GENELKURMAY BAŞKANI ZALUJNİ'NİN ÇIKARDIĞI DERS

Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy'ın kasım ayı başında The Economist dergisine verdiği mülakatı, Ukrayna ordusunun savunma savaşında başarılı olsa da Rus ordusuna saldıracak imkan ve kabiliyetinin olmadığının itirafıydı. Zalujnıy beklentilerini şu şekilde açıklıyor: “Karşı saldırıyı planlarken NATO'nun el kitaplarına dayanarak yaptığımız hesaplara göre göre Kırım'ı ele geçirmemiz için 4 ay yeterli olacaktı. Günde 35 kilometre ilerlemeyi bekliyorduk.” Beklenen ilerleme sağlanamadığında ne yaptığını ise şöyle anlatıyor: “1941'de basılmış olan Sovyet ordusundan Tümgeneral P. S. Smirnov'un Birinci Dünya Savaşı tecrübelerini analiz ettiği ‘Güçlendirilmiş Savunma Hatlarını Aşmak' (Breaching Fortified Defence Lines) adlı kitabını istettim ve yeniden okurken daha yarısına gelmeden içerisinde bulunduğumuz çıkmazı anladım." Kendi topraklarında 100 yıl önce alınmış bir dersin dahi farkında olmayan bir orduyla çıkılan seferin amaca ulaşması doğal olarak beklenemezdi. Peki tüm bu gelişmeler ve şartlar neticesinde Batı dünyası kendisini başarısız hissediyor mu? İşte bu sorunun cevabı beklendiği gibi olmayabilir. SSCB'nin kaynaklarının yıpratılmasında Afganistan direnişinin değerini test etmiş olan ABD, benzer bir tuzak için Ukrayna'yı da kullanmış gibi görünüyor.

HİÇ ASKER KAYBETMEDEN 300 BİN RUS ASKERİNİ YOK ETMEK

ABD ve İngiltere'deki karar alıcıların konuya tamamen faydacı bir açıdan yaklaştıklarının altını çizmek lazım. Onların perspektifinden bakıldığında bu çatışma birkaç yönüyle Washington-Londra ortaklığı açısından karlı sonuçlandı. Öncelikle kendi savunma bütçelerinin cüzi bir kısmını kullanarak Rusya'nın askeri kapasitesinin ve kaynaklarının yarı yarıya azalmasını sağladılar, dahası bu hedefe tek bir İngiliz ve Amerikan askerini kaybetmeden ulaştılar. İkincisi Almanya başta olmak üzere Avrupa kıtası ile Rusya arasındaki enerji zeminine dayanan işbirliğini kestiler. Avrupa, ABD'nin daha pahalıya sattığı sıvılaştırılmış doğal gazın bir numaralı müşterisi oldu. Her ne kadar Ukrayna toprak kayıplarına uğrayacak olsa da Avrupa Birliği (AB) ile NATO'nun sınırlarının Moskova'ya 500 kilometre mesafeye kadar yaklaşması dikkate alınmalı. Rus denizaltı filolarının konuşlandığı Murmansk Üssü'nün yanı başındaki Finlandiya'nın NATO ittifakına dahil edilmesi de ABD'nin elde edeceği elektronik istihbarat bakımından kazanç hanesinde önemli bir yer tutuyor.

ABD, UKRAYNA'DAN VAZGEÇEBİLİR

Meselenin Rusya boyutuna bakacak olursak, Kremlin Sarayı'nın sloganı “Yıkılmadım, ayaktayım.” olabilir. Rusya'daki siyasi, ekonomik ve kültürel yapıyı çökertme hedefi içeren Ukrayna cephesinden gelen saldırı en azından şimdilik savuşturuldu. 1991'de SSCB'nin dağılmasına imza atan dönemin lideri Mihail Gorbaçov'un Batılı liderlerden sözlü olarak aldığı “NATO, doğuya genişlemeyecek” garantisinin içi boş bir vaat olduğunu onlar da yaşayarak öğrendiler. Aldıkları yaralara rağmen savaş sonrasında yeniden şekillenecek dünya düzeninde, ekonomik yönü ağırlık kazanacak farklı bir kurgu ile sahnede olacaklar.

2024 yılından itibaren ise Zelenskiy yönetiminin müzakere baskısı yapan Batılı ülkelerle oynayacağı köşe kapmaca oyununu izleyeceğiz. CIA Direktörü William Burns'ün geçen ilkbahardan bu yana Rus muhataplarıyla görüşmeler yürüttüğünü unutmamak lazım. Ukrayna Devlet Başkanı, her ne kadar ülkesinin tüm topraklarını geri alana kadar savaşacağını iddia etse de müzakere masasının kurulması için Washington ile Moskova arasında yürütülen pazarlıkta kendisinin de artık satranç tahtasındaki vazgeçilebilir bir taş olduğunu dikkate alması gerekecek. ​​​​​​​​​​​​​​

SON VİDEO HABER

İBB Meclisi'nde metrobüs, yürüyen merdiven ve zam tartışması

Haber Ara