Bazı Batılı ülkeler Çin'e karşı "seyahat tedbirleri" uygulamaya başladı. Gazeteci-yazar Erdoğdu, "Yalanlar ve Çin'in salgın gerçekleri" başlıklı yazısında Çin hakkında Batı medyasında ileri sürülen iddialar hakkında yazdı
"YALANLAR VE ÇİN'İN SALGIN GERÇEKLERİ"
Batı basını salgının başından itibaren bütün sorumluluğu Çin'e yıkmaya çalıştı. Ellerinde herhangi bir bilimsel kanıt olmamasına rağmen virüsün Çin'den çıktığı, hatta Çin'in üretip dünyaya yaydığı yalanını pazarlamaya çalıştılar. Haberlerde virüsün bilimsel adı yerine sürekli “Çin virüsü”, “Wuhan virüsü” gibi ifadeler kullandılar. Sonunda özellikle ABD'de Asyalılar yönelik ırkçı saldırılar başladı.
ABD'de ölü sayısı milyona doğru hızla yükselirken, Batı basını, politikacılar ve akademisyenler Çin'in önlemlerini tartışmayı tercih ettiler. İnsan hayatını gözardı edip konuyu insan haklarına taşımayı denediler. Ağızlarından ve klavyelerinden “otoriter devlet” kavramı eksik olmadı. Ancak ABD'deki felaket hakkında tek söz edemediler.
KISKANÇLIK VE DÜŞMANLIK
Çin, önlemleri optimize etme, tedbirleri gevşetme kararı alınca eleştirmeyi sürdürdüler. Başlıkları bile kıskançlık ve düşmanlık doluydu. “Çin pes etti”, “Kısıtlamaların kaldırılmasının Çin'e faturası ağır olacak” gibi gerçeklerle ilgisi olmayan başlıklar kullandılar. Oysa Çin salgına karşı bugün 3 yıl öncesinden çok daha hazırlıklı.
Dergilerde ve internet platformlarında takma adla Çin hakkında yazılar kaleme alan yazarın son makalesi yine bir algı operasyonu çabasıydı. Daha önce Çin'in kıta kesiminde ve Hong Kong'da yaşadığını söyleyen söz konusu yazar kişisel gözlemi olduğunu iddia ettiği değerlendirmeler yapmayı ve aralara Çince kavramlar serpiştirmeyi seviyor.
Mesela, “herhangi bir şehirde bir alışveriş merkezinde bir dükkana ya da ofise girdiğinizde çalışanların en az üçte biri iş yerine gelmemiş oluyor.” diyor. Demek ki girdiği iş yerlerinde kaç kişi çalıştığını, niçin işe gelmediklerini biliyor. Gerçi şu anda büyük olasılıkla Çin'de değil.
KULAKTAN DOLMA İDDİALAR
Yazar, “Öte yandan Pekin'de krematoryumlardaki bekleme sürelerinin iki günü aştığı, Guangzhou'daki mezarlık hizmetlerinin 8 Ocak ve sonrasına gün verdiği konuşuluyor.” diye yazmış. Buram buram yalan kokuyor, biz şimdilik ölümlerde yükselme yok ki bu nasıl mümkün oluyor diye sormakla yetinelim.
Yazarın Çin'e aşı konusunda da haksızlık yaptığı söylenebilir. Hatta Çin'in bu konudaki çabalarını “milliyetçilik” olarak nitelemiş. Öncelikle Çin'in salgının başından beri uluslararası iş birliği ve deneyim paylaşımı çağrıları yaptığını hatırlatalım. Mayıs 2022 itibariyle Çin 153 ülke ve 15 uluslararası örgüte 4 milyar 600 milyon koruyucu giysi, 18 milyar adet test reaktifi, 430 milyar koruyucu maske ve 2 milyar 200 milyon aşı sağladı.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu daha Haziran ayında ülke genelinde tamamlanan Covid-19 aşısı doz sayısı 3 milyar 400 milyon 401 bini aştığını açıklamıştı. Buna göre, tam aşı olan nüfus 1 milyar 260 milyon 501 bin olarak toplam nüfusun yüzde 89,41'ini oluşturdu. Bunun dışında ülke genelinde hatırlatma dozu uygulanan nüfus sayısı 790 milyon 25 bin olarak kayda geçti. Açıklamaya göre, 60 yaş üzerindeki nüfus arasında 232 milyon 733 bin kişi aşı yaptırdı ve bu ülkedeki yaşlı nüfusun yüzde 88,15'ine tekabül ediyor.
YEREL YÖNETİMLERİN ÖNLEMLERİ
Yerel yönetimler, özellikle savunmasız gruplar için aşılamayı artırıyor. Başkent Beijing‘de, yaşlılar arasında aşılamayı artırmak için, bakım evlerinde ve diğer merkezi yerlerde aşı yerleri eklemek gibi önlemler alındı. Şehirde ayrıca birinci ve ikinci aşılar ile ikinci ve üçüncü aşılar arasındaki aralık kısaltıldı.
Önlemlerin optimize edilmesi tedbirlerden vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Örneğin, Shenzhen, Suzhou ve diğer bazı şehirlerde, Covid-19 test kabinleri ateş hastaları için konsültasyon odalarına dönüştürülüyor ve temel ilaçları reçete edebiliyor. Harbin'de, bazı Covid-19 test kabinleri gece boyunca self servis ilaç dağıtım kutularına dönüştürüldü ve çoğu hastane normal hizmet dışı kaldığında yerel sakinlere ücretsiz ilaçlar sağladı. İlaçların bazıları yerel topluluklar tarafından sağlanırken, diğerleri yerel halk arasında, özellikle de ekstra dozlar satın almış veya iyileşmiş ve artık ihtiyaç duymayanlardan paylaşılmaktadır. Nanjing'de yerel yönetim, 19 Aralık'tan bu yana 16 otobüsü mobil ateş ölçüm kliniklerine dönüştürdü. Hangzhou, Chenzhou, vb.'de, yerel topluluk çalışanları, en yoğun zaman gelmeden önce zorluk çeken hanelere serbest ateş ve diğer Covid-19 ilaçlarını dağıtıyor.
FELAKET TELLALLIĞI
Takma adıyla hitap etmek istemediğimiz yazar ABD'de yapılan sözde bir araştırmayı kaynak göstererek felaket tellallığı yapmış:
“Salgının Çin'de hızla yayılması sonucu önümüzdeki birkaç ayda 1.3 ila 2.1 milyon kişinin ölebileceği tahminleri yapılıyor.”
Zaman ne olacağını gösterecek, fakat bu tür tahminleri dile getirenler utanacak mı? Orası belli değil.
Bir bilimsel veriyi aktararak yazıyı tamamlayalım: Covid-19 salgınının başlamasından bu yana geçen 3 yılda Çin vatandaşlarının ağır hasta ve ölüm oranları, dünyadaki en düşük seviyede seyretti. Çinlilerin ortalama ömrü 78.2'ye çıkarken, ülkedeki insani gelişme endeksi de 6 sıra yükseldi.
Kaynak: CRİTURK