Afrika kıtasındaki Rus-Fransız çekişmesinin yeni adresi: Burkina Faso
Paul-Henri Sandaogo Damiba'nın ülke sorunlarını çözmede yetersiz kaldığını ileri sürerek yönetime el koyduklarını duyurdu. Açıklamada, hükümetin feshedildiğini, anayasanın askıya alındığını, ülke genelinde saat 21.00 ila 05.00'te sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini ve ülke sınırlarının kapatıldığı belirtildi.
Yaşanan gelişmelerle Damiba'nın, Afrika Birliği ve Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğunun (ECOWAS) nezdinde taahhüt ettiği, en geç 1 Temmuz 2024 tarihine kadar yönetimin sivillere devredilmesi sözünün yeni darbecilerce yerine getirilmeyeceğinden endişe ediliyor.
Burkina Faso'daki yeni darbecilerin, önceki yönetimin taahhüt ettiği zamana kadar yönetimi teslim etmemeleri durumunda Mali ve Gine'deki muadilleriyle ECOWAS'tan kendilerine karşı uygulanabilecek yaptırımlara karşı ittifak kurabileceği ifade ediliyor. Beklenen darbe
Devrilen cunta lideri Damiba, 24 Ocak'ta güvenlik sorunlarını bahane ederek, demokratik seçimle iş başına gelen Roch Christian Kabore'yi görevden almış ve yönetime el koymuştu.
Ancak Damiba yönetime geldikten 9 ay sonra ülkede güvenlik daha da bozuldu. Terör örgütleri, ülkenin yaklaşık yüzde 40'lık alanına yayıldı. Ordu birlikleri son aylarda saldırıların hedefi oldu. Yaşanan kayıplar, ordu içinde yönetime karşı hoşnutsuzluğa neden oldu. Burkina Faso, 2021 yılında terör saldırıları nedeniyle en çok ölümün yaşandığı bölgelerden biri olarak ön plana çıktı.
Fransız web sitesi Monde Afrique'ye göre bu, Burkina Faso'nun son 3 yılda Sahel bölgesinde ölüm sayısı açısından ilk sırada yer aldığı ikinci yıl. Sadece nisan ayında 108'i sivil yaklaşık 240 kişi hayatını kaybetti.
Haziran ayında da ülkenin doğusundaki Seytenga ilçesine düzenlenen saldırı, en şiddetlileri olarak kayıtlara geçti. İlçeye 9 Haziran'da düzenlenen terör saldırısında 11 jandarma mensubu yaşamını yitirdi.
Teröristlerin 2 gün sonra ilçeye tekrar düzenlediği saldırıda ise resmi verilere göre 79, medyada çıkan haberlere göre ise kadın ve çocukların da olduğu 116 sivil öldü. İlçede yaşayan 30 bin kişi, evlerini terk etmek zorunda kalarak göçmen durumuna düştü.
Yarbay Paul-Henri Sandaogo Damiba döneminde yaşanan en büyük katliam olarak kayıtlara geçen bu olaylar sebebiyle, ülkede 3 günlük ulusal yas ilan edildi. Dolayısıyla Damiba'nın terörle mücadelede vaatlerini yerine getirmemesi, hem ordu içinde hem de halk arasında öfkeye yol açtı.
Özellikle yeterli destek alamadan ön saflarda terörist gruplara karşı çatışmalarda kayıplar veren ordu birliklerinde tepki oldukça fazlaydı. Damiba da bu artan öfkenin bir darbeye dönüşebileceğini hissettiğinden dolayı 13 Eylül'de Savunma Bakanını görevden aldı ve görevi bizzat kendisi üstlendi.
Ancak beklenen darbe büyük subaylardan değil, 34 yaşındaki yüzbaşı İbrahim Traore adında bir genç subaydan geldi. Traore, Burkina Faso ordusuna 2010 yılında katılmış ve Roch Christian Kabore'yi deviren darbede yer almıştı. Traore, Damiba tarafından terörist grupların saldırılarına maruz kalan "Kaya (Kuzey) Topçu Alayı"na komutan olarak atanmıştı.
Nitekim terörist gruplara karşı yeterli desteği vermemekle suçladıkları Kabore'yi devirmek için Damiba'nın yanında yer alan subaylar, aynı suçlamalarla Damiba'ya da sırtlarını döndü. Rusya ile Fransa arasındaki gizli çekişme
Batı Afrika ülkesi Burkina Faso'da geçen hafta yaşanan askeri darbeye destek konusunda Rusya'nın rolü henüz netleşmemiş olsa da darbeyle yönetime gelenler, devrik lider Damiba'ya "Karşı atağa geçme planlarıyla ülkedeki Fransız üssüne sığınma" suçlaması yöneltti. Fransa ise söz konusu suçlamaları yalandı.
Burkina Faso'nun başkenti Vagadugu'nun 30 kilometre kuzeybatısında yer alan Fransız üssü, Fransa'nın özel kuvvetlerini barındırıyor.
Ülkede yeni darbeyle yönetime gelenler, "terörle mücadele için Burkina Faso'ya yardım etmeye hazır başka ortaklara yönelme istekleri" üzerine Damiba'nın Fransız üssüne sığınma adımını attığını belirtiyor.
Burkina Faso'daki yeni yönetimin söz ettiği "başka ortaklar", Fransa'nın bölgedeki nüfuzunu "baltalama karşılığında" Batı Afrika ordularına silah desteği sağlamaya hazır Rusya ve güvenlik şirketi Wagner olarak değerlendiriliyor.
Bu çerçevede Batı Afrika'daki Rusya-Fransa çekişmesinin tırmandığı ve bunun en bariz örneklerinden birinin de Mali olduğu ifade ediliyor.
Paris yönetiminin 2014 yılından itibaren başlattığı Barkhane operasyonunda başarısız olması ve bunun üzerine Ağustos 2022'de Mali'den çekilmesiyle bölgedeki Fransız nüfuzu gerileme dönemine girdiği yorumları yapılıyor.
Yarbay Damiba da bölgede "Fransa'nın adamlarından" biri olarak öne çıkıyordu. ECOWAS da Mali ve Gine'de yaşanan darbelerin aksine Burkina Faso'daki askeri konseye karşı hiçbir yaptırım kararı duyurmadı. Bu da Fransa'nın içindeki üyeler üzerinden nüfuz sahibi olduğu bölgesel bir örgütün anlam verilemeyen "cömertliğini" gösteriyor.
Fransız basınına göre, Paris yönetimi, Burkina Faso'da sokağa inen yüzlerce protestocunun Fransız askerlerinin ülkeyi terk etmeleri ve onlar yerine Ruslarla askeri iş birliğine gidilmesi yönündeki isteklerini dikkate almayacak.
Devrik lider Damiba'dan sonra Burkina Faso'daki Rus nüfuzunun, tıpkı Mali'de olduğu gibi artacağı varsayılıyor. Bu da Wagner'den uzmanların eğitim amacıyla ülkeye gönderilmesinin yanı sıra eski savaş uçakları da dahil hafif ve ağır silah desteğinin sağlanmasıyla olacak. Buna karşı Rusların, fosfat, manganez ve çinkonun yanında Afrika kıtasının altın üretiminde 5'inci sırada yer alan Burkina Faso'daki maden ocaklarından yararlanacağı değerlendiriliyor.
Yeni darbe yönetiminin devrik lider Damiba'yı ellerinden kaçırmaları, iktidarlarının baltalanmasının ihtimalini akıllara getiriyor. Nitekim devrik lider Damiba, Fransa'dan destek alması halinde bazı askeri birlikleri safına çekebilir. Ancak bu da şimdilik pek mümkün görünmüyor, çünkü Traore darbeden sonra iki günlük belirsizliğin ardından başkentteki devlet kurumlarında kontrolü sıkı tutmaya başladı.
Mustafa Dala, AA