Dolar

34,4347

Euro

36,2908

Altın

2.837,80

Bist

9.389,62

“Çin, Orta Asya ülkelerini ele geçirdi…”

“Çin, zengin enerji kaynakları ve stratejik coğrafi konumu ile Orta Asya ülkelerine ‘yumuşak krediler’ tahsis ederek ve yatırım yaparak bu ülkeleri kendisine çekiyor. Borçlar ve büyüyen ekonomik bağlar, bu ülkeleri siyasi ve ekonomik olarak Çin'e bağımlı hale getiriyor.”

3 Yıl Önce Güncellendi

2022-02-02 09:31:14

“Çin, Orta Asya ülkelerini ele geçirdi…”

“Bölgeyi ‘yakın çevresi' ve ‘arka bahçesi' olarak gören Rusya bundan endişe duysa da, Batı ile yaşanan gerginlikler arasında Çin'in Orta Asya'da güçlenmesini engelleyemiyor” diyen Azeri yazar Nijat Ismayilov, “Çin, Batı'dan gelen baskı ve yaptırımlar karşısında Moskova'nın çalabileceği son kapıdır…” yorumunda bulundu.

Ednews-net'te Nijat Ismayilov tarafından kaleme alınan, “Çin, Rusya ve ABD'yi korkutuyor” başlıklı analiz haber şöyle:

Çin ile Orta Asya arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 30. yıl dönümü geçtiğimiz günlerde kutlandı. Bu nedenle Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Orta Asya liderleri arasında çevrimiçi bir zirve düzenlendi. Zirve ayrıca iki ülke arasındaki dostane ilişkilerin stratejik önemini vurguladı ve büyük güçlere karşı net mesajlar gönderdi.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping konuşmasında, bölge ülkelerinin dış müdahaleyi (Rusya) ve renkli devrimleri (ABD) reddettiğini açıkça ifade etmiştir. Bölgedeki başlıca dış müdahalelerin çoğu zaman Rusya'dan geldiği ve ABD'nin renkli devrimlerin organizatörü olduğu düşünüldüğünde, Jinping'in mesajının Washington ve Moskova'ya yönelik olduğunu söyleyebiliriz.

Xi Jinping, "Çin, Orta Asya ülkelerinin ulusal gerçekliklerine uygun olarak kalkınmasını, bağımsızlıklarını ve toprak bütünlüklerini korumasını güçlü bir şekilde desteklemektedir" dedi.

Bununla birlikte, Çin'in ekonomik "küratörlüğü" altındaki bölgenin ABD ve Rusya arasında bir savaş alanı haline gelmesinden endişe duyduğu son zirveden açıkça görülüyor. Çünkü Çin'in Orta Asya diplomasisi ekonomik yani ticari faktörlere dayanmaktadır. Bu nedenle bölgede istikrarın sağlanması gerekiyor. ABD-Rus rekabeti bölgesel istikrarı yok ediyor. Çin de bu zirve ile küresel güçlere 'İşte ben buradayım' mesajı vermeye çalışıyor.

Çin, Orta Asya ülkelerini kendine bağımlı haline getirdi

Çin'in son yıllarda Orta Asya bölgesinde ABD ve Rusya'ya kıyasla istikrarlı bir şekilde güçlendiğini belirtmek gerekir. Çin'in Orta Asya diplomasisi, genel olarak bölge ülkelerini, yumuşak güç ve ekonomik faktörler aracılığıyla, onları rahatsız etmeden ticari olarak Rusya'ya bağımlı hale getirmeyi amaçlıyor. Bu diplomasiye “borç diplomasisi” de diyebiliriz. Çünkü Çin, zengin enerji kaynakları ve stratejik coğrafi konumu ile bu ülkelere “yumuşak krediler” tahsis ederek ve yatırım yaparak kendisini ödünç vermektedir. Borçlar ve büyüyen ekonomik bağlar, bu ülkeleri siyasi ve ekonomik olarak Çin'e bağımlı hale getiriyor.

Bölgeyi "yakın çevresi" ve "arka bahçesi" olarak gören Rusya bundan endişe duysa da, Batı ile yaşanan gerginlikler arasında Çin'in Orta Asya'da güçlenmesini engelleyemiyor. Çünkü Çin, Batı'dan gelen baskı ve yaptırımlar karşısında Moskova'nın çalabileceği son kapıdır...

Ancak taraflar bölge üzerinde bir "centilmenlik anlaşmasına" varmışlardır. Anlaşmaya göre bölge ülkelerinin ekonomilerini Çin, askeri ve siyasi sistemlerini ise Rusya kontrol ediyor ve taraflar birbirlerinin sektörlerine müdahale etmiyor.

Ancak Orta Asya ülkelerinin Çin'e bağımlılığı artıyor. Son 30 yılda Çin ile Orta Asya arasındaki ekonomik bağlar 100 kat arttı. Özellikle son 10 yılda Orta Asya ülkeleri, Kuşak Yol projesinde Çin'in enerji tedarikçisi ve transit hub'ı olmuştur.

2019 rakamlarına göre Çin, doğalgazının %15'ini Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan'dan sağlıyor. Çin, doğal gazın yanı sıra ağırlıklı olarak Orta Asya ülkelerinden olmak üzere uranyum, petrol, kömür vb. ürünler üretmektedir.

Türkmenistan

Ülke, Çin'in gaz tedarikçisi olarak hareket ediyor. 2000'li yılların başına kadar dünyanın dördüncü büyük gaz üreticisi olan Türkmenistan, gaz ihracatında tamamen Rusya'ya bağımlıydı. Bağımsızlığının ilk on yılında, Türkmenistan gazını Rusya'ya ve alternatif olarak Gazprom aracılığıyla Avrupa, İran ve Çin'e sattı. Ancak son yıllarda Çin, Türkmenistan'ın enerji sektörüne 8 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Aynı zamanda 1.800 kilometrelik doğalgaz boru hattı döşeyerek Türkmen gazının önemli bir alıcısı haline geldi.

Böylece son rakamlara göre Türkmenistan dünyaya 9,9 milyar dolar değerinde mal ihraç etti ve bunun 8,7 milyar doları Çin tarafından ithal edildi. Ayrıca 8,6 milyar dolarlık doğal gaz ürününün %100'ü Çin'e ihraç edildi. Başka bir deyişle Çin, Türkmen ürünlerinin önemli bir alıcısı haline geldi. Aynı zamanda Türkmenistan'ın Çin'e olan borcu da arttı. Şu anda ülke Çin'e en çok borçlu 23. ülke konumunda.

Özbekistan

Özbekistan, Çin'in son dönemde en çok yatırım yaptığı ve borç aldığı Orta Asya ülkelerinden biridir. Son beş yılda Çin'in Özbek ekonomisine yaptığı yatırım 8 milyar doları aştı. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevkat Mirziyayev, Mayıs 2017'de Pekin'e yaptığı ziyarette 20 milyar dolarlık bir enerji sözleşmesi imzaladı. Anlaşmaya göre Çin, Özbekistan'ın petrol ve gaz sektörüne 5 milyar dolar, doğal enerji sektörüne ise 3 milyar dolar ayıracak.

Özbekistan'ın Çin'e olan borcunun da arttığını belirtmek gerekir. Son dönemde Çin'in Eximbank ve Çin Kalkınma Bankası, Özbekistan'a toplam 4 milyar dolarlık kredi sağladı. Böylece Özbekistan, Çin'in en çok borç verdiği ülkeler listesinde 40. sıraya yükseldi.

Ayrıca 2019 yılında Özbekistan, 1,1 milyar doları Çin'den olmak üzere 1,3 milyar dolarlık gaz ihraç etti. Son yıllarda Çin, Özbekistan'ın en büyük ihracatçısı ve en büyük ikinci yatırımcısı haline geldi. Şu anda Özbekistan'da 70'den fazla büyük ve 500'den fazla orta ölçekli Çinli şirket faaliyet gösteriyor. Özbekistan'daki petrol ve gaz arama operasyonlarının çoğu Çinli şirket CNPC (Çin Ulusal Petrol Şirketi) tarafından yürütülmektedir.

Kazakistan

Bu bölge, Çin'in Kuşak Yol projesi için stratejik ülkelerden biridir. Son 20 yılda Çin, ülkeye 20 milyar dolardan fazla yatırım yaptı (2019'a kadar). İki ülke arasındaki toplam ticaret cirosu 11 milyar doları aştı. Son raporlara göre Çin, Kazakistan'ın en büyük ihracatçısı. Çin, ülkede üretilen uranyumun ana alıcısı ve Kazak petrolü. Kazakistan'ın enerji sektöründe, Çinli şirketler ABD ve Rus şirketlerine göre açık bir avantaja sahip ve sektörü kontrol ediyor.

Bu, yaklaşık 12 milyar dolarlık kamu borcuyla Kazakistan, Çin'e en çok borcu olan ülkelerden biri.

Kırgızistan ve Tacikistan

İki ülke ekonomik olarak bölgedeki diğer ülkelerin gerisinde kalsa da Çin ile yakın işbirliği içindeler. Çin'in bu ülkelerdeki yatırımları daha çok altyapıya odaklı. Resmi Pekin, tüneller, yollar, köprüler vb. inşa etmek için kredi tahsis etti. Aynı zamanda bu ülkelerin Çin'e olan borçları da sürekli artıyor. Tacikistan'ın şu anda Çin'e 1,5 milyar dolar ve Kırgızistan'a 1,8 milyar dolar borcu var. Bu rakamlar, bu ülkelerin dış borçlarının yaklaşık %50'si kadardır. Kırgızistan'ın Çin'e olan borcu son 10 yılda 200 kat artarak onu Çin'den en büyük beşinci, Tacikistan'dan en büyük 20. borçlu haline getirdi.

Dolayısıyla, yukarıdaki resimden de anlaşılacağı gibi Çin, Orta Asya'yı ekonomik labirentinde tuzağa düşürmüştür. Resmi Pekin, bölgede önemli bir güç ve oyun kurucu haline geldi. Çin, Orta Asya ülkeleriyle diplomatik ilişkilerin kurulmasının 30. yıl dönümünde bölgedeki gücünü dünyaya ilan ediyor, müdahale etmeye çalışan devletlere meydan okuyor ve şunları ilan ediyor: Orta Asya'da dış müdahaleler ve renkli devrimler Çin'in izni olmadan... gerçekleşemez.

Haber Ara