İfade özgürlüğünün ana mecrası haline gelen internetin teknolojiyle birleşmesinde önemli rolü olan Musk'un son dönemdeki atılımları dünyanın dilinde. 1971 doğumlu olan ünlü iş adamı mühendis olmasının yanı sıra endüstriyel tasarımcı, teknoloji girişimcisi ve hayırsever olarak tanınıyor. Birçok kişi onu Amerikalı sansa da, doğduğu ülke olan Güney Afrika'nın dışında Kanada vatandaşlığını da almış olan Musk, birkaç kez ülkemize gelmiş hatta uzay yatırımları konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da kabul edilmişti. Renkli ve atılımcı kişiliği ile tanınan ünlü işadamının güneş enerjisinden yapay zekâya, otomotivden dijital paraya kadar birçok alandaki girişimiyle de dikkatleri üzerine çekti. Musk'ın sürekli gündemde kalmasındaki en büyük neden ise herkesin ilgilenmek istediği ama imkânsızlıklardan dolayı bir türlü adım atamadığı alanlarda boy göstermesi.
Özellikle son birkaç yıl içinde yapay zekâ, toplu taşıma ve COVID-19 hakkında ileri sürdüğü görüşlerinden dolayı şimşekleri üzerine çeken Musk, şimdi de adeta dünyayı yönetmeye aday görünüyor. Sosyal medyanın en popüler mecralarından Twitter üzerinde hisse alımıyla hâkimiyet kurmayı planlayan Musk'ın maksadını farklı farklı yorumlayanların sayısı da gün geçtikçe artıyor.
Dünyanın dört bir yanında yayın yapan şirketlerde günlük yazılarını okuyucularıyla buluşturanlardan tutun da, benzer şirketlerin yöneticilerine kadar hemen hemen herkes Elon Musk'un ne yapacağını merak ediyor.
Yazılıp çizilenlerden bir derleme yapacak olursak, kamuoyuna verilen mesajlarda şunlar öne çıkıyor:
· Sosyal medya platformunun ciddi bir Elon Musk problemi var. Önce şirketin gizlice hisselerini almaya başladı, ardından yönetim kuruluna girip uslu uslu oturmaya ve görüşlerini şirketle paylaşmaya razı oldu, sonra bütün bunlardan vazgeçip tamamına talip oldu. Parası var alır; gerçi o parayı nereden bulacağı problemli. Dünyanın en zengin insanı ama parasının çoğu Tesla hisselerinde, bu hisseleri bozdurması şirketin değerini düşürecek ve yönetim kurulunun hoşuna gitmeyecek. Dahası Twitter kendi şirketinin hisselerini sayısını artırarak “zehirli hap” denen yöntemi uyguladı ve şimdilik Musk'ın satın almasını engelledi gibi gözüküyor. Yine de inatla, ısrarla Twitter'a talip olması sadece parasıyla ortama meydan okumak değil.
· Ekonomik olarak düşününce Twitter dev sosyal medya platformları içinde en mütevazı olanı. Şöyle ki; Facebook'un para kazanılabilir günlük aktif kullanıcı sayısı Twitter'ın 11 katına karşılık geliyor. Yani ismine ve etkisine yakışır büyüklükte para kazanabilen ve kullanıcı çekebilen bir platform değil Twitter. Nicelikten ziyade niteliğe bağlı bir gücü var. Buradan yola çıkarak Elon Musk, Twitter'ı potansiyelini ortaya çıkarmak ve daha fazla para kazanmak için alıyor da diyemeyiz. Zaten satın alma isteğinin ekonomik olmadığını söyledi. Hatta Twitter yönetim kuruluna katılmasının beklendiği günlerde attığı bir tweette, Twitter'ın reklamsız olması gerektiğini savundu. Gelirlerinin %90'ını reklamların oluşturduğu ücretsiz bir platform için böyle bir öneride bulunmak, şirket için intihar gibi bir şey. Musk, nasıl bir gün dünyanın kaynakları tükenecek ve buna mecbur kalacağız diye uzay projelerini idealize ediyorsa, bunu da öyle idealize ediyor ve Twitter gibi bir platforma sahip olmasının medeniyetin geleceği için önemli olduğunu söylüyor.
· Elon Musk 3 milyar dolarlık hisse alımından sonra Twitter'ın en büyük hissedarı olmuştu. Fakat Vanguard Group'un hisse oranını yüzde 10,3'e çıkararak Musk'ı geride bıraktığı belirtiliyor. Twitter'ı aktif şekilde kullanan ve 80 milyondan fazla takipçisi bulunan Musk'ın şirketteki payı, Twitter kurucusu Jack Dorsey'den neredeyse dört kat fazla. Tesla CEO'su Musk, geçen ay Twitter takipçilerine platformun ifade özgürlüğü hakkındaki çekincilerini dile getirmiş, yeni bir sosyal medya platformu kurmayı ciddi şekilde düşündüğünü söylemişti. Musk geçen hafta ise Twitter'ın yönetim kuruluna girmeme kararı aldı.
Türkiye'de internet üzerinden yayın yapan bir gazetenin ABD'de yaşayan yazarının tespiti ise oldukça enteresan… Yazar son makalelerinden birisinde, ''Medya patronları neden para kaybetmesine rağmen medyada kalmakta ısrar ediyorsa Elon Musk da bu yüzden sosyal medya şirketi almak istiyor. Rupert Murdoch'ın Avustralya ve İngiltere'nin her başbakanını atama ya da 90'lardaki gibi Türkiye'deki pek çok medya patronunun gazetelerini kullanarak banka sahibi olma, ihale alma isteğinden farklı değil'' diye yazmış.
‘Tarikat lideri' benzetmesi yapılan Musk'un, milyonlarca insanı hareketlendirip bir kamuoyu baskısı oluşturmak, siyaseti yönlendirmek, yeni Amerikan başkanını seçmek ya da halihazırdakini görevden almak, dünyayı alt-üst etmek, dünyanın hakimi olmak gibi heveslerinin su yüzüne çıkabileceği de söyleniyor. Niyeti tam olarak anlaşılamayan bir iş adamının ileriye doğru attığı adımlarla değerini katlayan bir platformun muhtemel bir geri adımda nasıl tepe taklak olabileceğini düşünmek istemiyorum. Benzer tablonun aynı aktörle dijital para mecrasında da yaşandığını hatırlatmak isterim. Bu nedenle her konuda olduğu gibi bu konuda da, verilmek istenen görüntüye değil, görüntü verenin ayaklarının nereye doğru çevrildiğine bakmakta yarar var değerli okurlar…