Yeni Şafak yazarı Ersanel'in "İngiltere-Türkiye arasındaki gerilimin sebebi: ‘Kader Hattı'!.." başlıklı analizinde dikkat çeken başlıklar;
"BİR ŞEY İSTİYORLAR TÜRKİYE'DEN"
Yakın döneme kadar aramız fena değildi. Sonra ne olduysa, artık majesteleri kraliçenin yarattığı travmayı mı kaldıramadılar, yeni kralı mı yerine oturtamadılar bilemiyorum.. Londra, Ankara'ya yükselmeye başladı. Bir şey istiyorlar Türkiye'den. Az-çok tahmin de ediyoruz ama.. Olacak iş var olmayacak iş var…
Önce neden bahsettiğimizi anlayalım…
RUM KESİMİ İLE İŞBİRLİĞİ
Bir, İngiltere ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında ‘stratejik iş birliği' kurulmasına yönelik mutabakat zaptı oluşturuldu. Londra'da imza tarihi Kasım 2022'dir. İngiltere Kıbrıs'ta zaten garantör. Güney yönetimi ile savunma ve dış politikayı kapsayan stratejik anlaşma imzaladığınızda, mim koyulacağını bileceksiniz. Ki, koyuldu!..
ERMENİSTAN KRİZİ
İki, yine önemli ve dikkat çekici gelişmeydi; içinde bulunduğumuz ay İngiliz istihbarat servisinin başı (MI6-Richard Moore) Erivan'a gitti. Bu görüşmeyi takiben Rusya ev sahipliğinde gerçekleşecek Azerbaycan-Ermenistan ‘Barış Planı' toplantısı yapılacaktı. Ermenistan yönetimi randevuyu iptal, katılımı red etti. Ciddi rahatsızlık yarattı…
İNGİLİZ ELÇİNİN MESAJI
Üç, ayın 22'sinde bir başka garip haberle uyandık. Şöyle paylaşmışız; “Hürriyet gazetesi manşetine İngiltere'nin eski İstanbul Başkonsolosu'nun bir sosyal medya paylaşımını taşıdı. (‘Hayırdır Mr. Turner', 22/12.) “Sıradan bir kedili fotoğraf gibi duran karede, 8 Eylül 2015 tarihli gazetenin, ‘Tarifsiz acı 16 şehit' başlıklı sayfası bulunuyordu”. (6 Eylül 2015'te Dağlıca-Yüksekova'da terörist pusu 16 evladımızı elimizden almıştı.) Başkonsolos kareyi 7 yıl sonra paylaşıyordu. Dahası, görevdeki İngiliz Başkonsolosu-aynı zamanda mutfağın yeni sahibidir- altına yorum yaparak, sanki mesajı normalleştiriyordu. Her iki İngiliz diplomatın bunun “kedidir kedi” resmi olmadığını bilmedikleri düşünülemez”. (Yeni Şafak, 24/12.)
REUTERS'İN ERDOĞAN GİRİŞİMİ
Dört, Takiben, İngiliz basın organı Reuters'in çok tartışılan “iş ilanı” yayınlandı; “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iktidarda olduğu 20 yılda Türkiye'yi laik modern geleneklerden uzaklaştırdı ve Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bölgede iddialı bir diplomatik ve askeri varlığa dönüştürdü. Enflasyon ve hırpalanmış liranın önümüzdeki aylarda yeniden seçilme hedefini tehdit ettiği Erdoğan'ın iktidarındaki kritik dönemeci iyi şekilde haberleştirebilecek gazetecilere…”
İlan Türkiye'de doğal olarak tepki çekti ve TRT de bu metne aynı “üslupla” yanıt verdi. TRT World'un aynı kanaldan duyurduğu iş ilanı da şöyle diyordu; “Art arda gelen Britanya hükümetlerinin COVİD-19, Brexit, küresel ekonomik kriz gibi meydan okumalara yanıt vermekteki başarısızlığı İngiliz siyasetini karmaşa içine soktu. Kraliçe Elizabeth'in ölümüyle, Orta Çağ'dan kalma Kraliyet'in varlığı tartışılıyor. Bu konularda haber yapabilecek muhabirlere…”
Anlıyoruz ki Türkiye ve İngiltere bir çatışma yaşıyor. ‘Kriz' demek için erken ama gidişat oraya doğru. Hürriyet'in haberiyle gerilimin istihbarat servisleri/dışişleri arasında sürdüğü varsayılabilirdi. Reuters'e kadar yüzeye vurmamıştı. TRT'nin haklı karşılığıyla neredeyse “resmiyet” kazandı…
‘UZANAN BÖLGE'…
Gelelim sadede…
Sorun ne?
Basit; “ Erdoğan Türkiye'yi, Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bölgede iddialı bir diplomatik ve askeri varlığa dönüştürdü”…
O ‘uzanan bölge' denilen, dünyayı ortasından ikiye ayıran dikey bir hat. ‘Kader hattı'dır…
Bu hat aynı zamanda, yakın vadeli küresel çatışmaların/hesaplaşmaların yaşanacağı alan/giriş kapılarıdır…
Bunun içinde Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin, ‘Türk Modeli'ne geçmesi de vardır, Çin'in Suudi Arabistan/Körfez üzerinden gerçekleştirdiği çıkarma da vardır, Pekin'in evvelsi gün yaptığı, “Rusya ile ilişkilerimizi derinleştiriyoruz” açıklaması da, Mısır'ın Libya deniz alanını ihlal eden yeni ilanı da, Zelensky'nin muhtemelen üç ay içinde gerçekleşecek büyük hesaplaşma öncesi Beyaz Saray ziyareti de ve Savunma Bakanı Akar'ın, “bu savaş öyle kolay bitmeyecek” açıklaması da vardır…
TÜRKİYE, İNGİLİZ DIŞ POLİTİKA HEDEFLERİNİ BOZUYOR…
Bir çok nüfuzlu ülke gibi İngiltere de, dünyanın merkezinin ‘doğuya ve güneye' kaydığını görüyor. Yeni pusulaya göre pozisyonunu güncellemeye çalışıyor ama “eldekileri” de sağlama sabitlemek istiyor…
Bugünden bakıldığında Brexit'in İngiltere'nin elini bu yolda rahatlatma adımı olduğunu daha iyi anlıyoruz. NATO ve G7 İngiliz diplomasinin temel taşları olarak kalacak. BMGK'da bir takım değişikliklere kapı açacaklar; Brezilya, Japonya, Almanya, Hindistan ve Afrika'dan bir veya iki ülke daimi üye alınabilir. Bu ülkeler İngiltere'nin üst dış politika hedeflerinin ne olduğunu da bize anlatıyor…
Ukrayna? Sonuna kadar. Resmi söylemleri, “galip gelene” kadar ama asıl, “Rusya diz çökene, dermanı kalmayana kadar” demektir. Bu yüzden Erdoğan-Putin büyük sorundur.
İngiltere değişen güç dengelerine nasıl yerleşeceği konusuna cevap olarak, “köklü ittifakların çok ötesine geçerek” yanıtını veriyor. Pratiği, Hazar ve Afrika vurgularıdır. ‘Uzanan bölge' yani…
Londra, “stratejik dayanıklılık” yaratmak zorunda olduğunun farkında; Bunun da ancak, Hindistan'dan, Vietnam'dan Endonezya'ya, Güney Afrika'dan ASEAN, Afrika Birliği, İngiliz Milletler Topluluğu coğrafyalarına uzun vadeli ortaklıklar kurarak olabileceğini düşünüyor.
Yerimiz tükendi ama.. Mesela, ‘Türk Devletleri Teşkilatı' veya ‘Enerji Merkezi Türkiye' adımları İngilizler için ne anlama geliyor?
Cumhurbaşkanı Pazartesi ne diyordu; “Hazar'ın, Akdeniz'in, Ortadoğu'nun enerjide merkez noktasının Türkiye olmasını sağlamakta kararlıyız”…
Yeni Şafak