'Kesin bilgi': Haniye suikastı Mossad, CIA ve İran operasyonu
Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'nin nasıl öldürüldüğüne ilişkin iddialar sürüyor. Gazeteci Nedim Şener'e göre ABD ve Arap medyasından aktarılan yeni bilgiler dışında kesin bir şey daha var: Haniye suikastında Mossad, CIA ve İranlılar işbirliği yaptı.

Oluşturma Tarihi: 2024-08-05 10:38:02

Güncelleme Tarihi: 2024-08-05 10:49:10

Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, Haniye suikastına ilişkin değerlendirmesinde, Mossad ve CIA ile İranlıların suikast planında işbirliği içinde hareket ettiğini ileri sürdü.

HANİYE SUİKASTİ, MOSSAD, CIA VE İRAN OPERASYONU

İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı'nın ölümüyle sonuçlanan helikopterin düşmesiyle ilgili sorular tam olarak cevaplanmamışken Haniye suikastının gerçekleştirilme biçimi kafaları karıştırıyor. Hamas'ın İran'daki temsilcisi Kaddumi'nin açıklamasına göre; Haniye'nin suikasta uğradığı odanın dışarıya bakan duvarlarının ve tavanının patlama sonucu yıkıldığı göz önüne alındığında, büyük olasılıkla mekâna dışarıdan füze veya mermi isabet ettiğini söyledi.

İRAN: FAİL İSRAİL VE ABD

İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapılan yazılı açıklamada ise suikastın, İsrail tarafından tasarlanıp uygulandığı ve ABD'nin de eyleme destek verdiği belirtildi. Açıklamaya göre, saldırı yaklaşık 7 kilogramlık savaş başlığı taşıyan kısa menzilli roketin misafirlerin konaklama alanının dışından ateşlenmesiyle gerçekleşti. İran'ın açıklamasında, suikastı gerçekleştirenlerin Haniye'nin kaldığı odanın yerini nasıl bildiği, saldırı anında odada bulunduğunu nasıl öğrendiklerine dair bir ayrıntı verilmedi.

ZAMAN AYARLI NOKTA ATIŞI

Zaman ayarlı ve nokta atışı dışarıdan kısa menzilli füze ile gerçekleştirilen suikasta kurban giden Haniye'nin hangi odada kaldığı ve odayı giriş anı bilinmeden böyle bir saldırının gerçekleştirilmesi mümkün değil. Belli ki İran içinde suikast timiyle işbirliği yapan İsrail ve ABD'ye çalışan ajanlar var.

Bununla ilgili detayı da Amerikan New York Times gazetesi duyurdu. New York Times, 31 Temmuz günü öldürülen Haniye suikastının iki ay önce yerleştirilen bir bomba ile gerçekleştirildiğini iddia etti. Haniye'nin kaldığı bina, İslam Devrim Muhafızları Ordusu'nca korunan 4 katlı bir misafirhaneydi. Sözde sıkı korunan bina, kuzey Tahran'ın lüks bir semtinde bulunan Neshat olarak bilinen büyük bir yerleşkenin parçasıydı. İsmail Haniye, Tahran'ı ziyaret ettiğinde birkaç kez bu misafirhanede kalmıştı. Gazeteye göre İsmail Haniye, çarşamba günü kaldığı Tahran misafirhanesine iki ay önce gizlice sokulan patlayıcının uzaktan kumandayla patlatılması sonucu öldürüldü. İddiaya göre Haniye'nin misafirhanedeki odasında olduğu doğrulandıktan sonra bomba uzaktan patlatılmıştı.

BOMBA İDDİASI

İngiliz Telegraph gazetesi ise şunu yazdı: “Mossad, Haniye'nin mayıs ayında bir helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin cenaze töreni için Tahran'da bulunduğu sırada öldürülmesi planlanıyordu. Bu operasyon binadaki insan sayısının çokluğu ve başarısız olma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle iptal edildi. İranlı ajanlar yerleşkedeki üç farklı odaya patlayıcı yerleştirdi ve daha sonra İran'dan ayrıldı.”

KİRALIK AJANLAR

Habere kaynaklık eden kişiler, güvenlik kamerası görüntülerinin onları odadan odaya gizlice hareket ederken gösterdiğini söyledi. Bombaları yurtdışından patlattıkları bildirildi. Devrim Muhafızları'ndan bir yetkili gazeteye yaptığı açıklamada, üst düzey yetkilileri korumakla görevli birime atıfta bulunarak “Mossad'ın Ensar el Mehdi güvenlik biriminden ajanlar kiraladığından artık eminler” dedi.

ABD İRAN'A AJANLARIN ADINI VERDİ

İster dışarıdan füze ister uzaktan kumandalı bomba ile gerçekleşsin; suikastın İran içinden yardım ile gerçekleştiği kesindi. Bu konudaki ilginç bir iddia yine New York Times gazetesinden geldi. İran yönetiminin, Haniye'nin suikasta kurban gittiği Tahran'daki Devrim Muhafızları Kudüs Gücü tarafından işletilen misafirhanede aralarında üst düzey istihbarat görevlileri, askeri yetkililer ve personelin de bulunduğu en az 24 kişiyi tutukladığını yazdı.

ABD'LİLER İRAN'DA

Asıl bombayı ise dün Kuveyt gazetesi El Ceride patlattı. Gazetenin iddiasına göre, ABD'li yetkililer suikastın ertesi günü gizlice Ankara'dan İran'a giderek, “İsrail'e saldırıp Netanyahu'nun oyununa gelmeyin” diye uyarıda bulundu. Uçak, Tahran yakınındaki Karan kentine indi ve orada İran istihbarat-dışişleri ekibiyle 2 saatlik kritik bir görüşme gerçekleştirildi. Görüşmede ABD'li yetkililer, “Netanyahu büyük bir bölgesel savaş istiyor. İran'ı yıkmak istiyor. Netanyahu'nun oyununa gelmeyin” diye uyarıda bulundu. ABD olarak İsmail Haniye suikastından haberlerinin olmadığını ifade eden yetkililer, Netanyahu'nun kontrolden çıktığını söyledi.

NETANYAHU BÖLGESEL SAVAŞ İSTİYOR

Görüşmede ABD heyeti “Haniye suikastından haberimiz yoktu” dedikten sonra, iyi niyet göstergesi olarak İran'daki bazı Mossad ajanlarının listesini İran'a verdi. Heyet İran'a “Prestij için bir saldırı yapmanızı anlıyoruz. Ama büyütmeyin. Hemen bir nükleer anlaşma yaparsak Netanyahu'ya en büyük darbeyi vurursunuz” dedi. ABD'li istihbarat görevlileri, ABD Başkanı Biden'ın İran ile savaşmak istemediğini, Netanyahu'dan hiç memnun olmadığını ve İran'ın saldırması durumunda İsrail'i savunacaklarını ancak büyük savaş istemediklerini İran heyetine iletti.

TÜRKİYE'Yİ SAVAŞA ÇEKME PLANI

El Ceride gazetesi Netanyahu'nun savaş planlarını, son ABD ziyaretinde Yahudi lobisiyle şu planı paylaştığını yazdı: “Ortadoğu'da yalnızca İsrail-ABD/ İran değil, Türkiye dahil bölge ülkelerinin de gireceği büyük bir savaş zamanı geldi. Bu savaşta bu ülkelerin altyapısını yok edeceğiz. Sonra sizler (lobi) şirketlerinizle gelip bu ülkeleri yeniden inşa edersiniz. Savaşın sonunda yeniden büyük masa toplanır ve İsrail'i herkes tanır/sayar.”

ABD heyeti perşembe günü İran'a -biz bu senaryoyu istemiyoruz- dedi.

Yalanla gerçeğin birbirine girdiği suikastın tam olarak aydınlanması mümkün değil. Herkesin cevabını aradığı soru şu; Haniye suikastı ile bölgede dengeler değişir mi? Cevap; Mossad'ın daha önceki suikastlarında ne kadar değiştiyse o kadar değişir. Ölen öldüğüyle kalır, suikast yapanın yanına kâr kalır, Ortadoğu ülkelerinin bu tepkisizliği ile bölgede hiçbir şey değişmez.