Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin son açıklamalarına bakılırsa ekonomideki darboğazdan çıkmanın yolu herkesin elini taşın altına koymasından geçiyor. Farklı sektörlerin temsilcileriyle yapılan toplantılardan sonra Bakan beyin sesini daha gür çıkarmasının zamanı gelmiştir. Tabi ki bu aşamaya gelinmeden önce enflasyonu aşağıya çekmek ve piyasa dengelerini yeniden sağlamak için planlanan “Birlikten Berekete'' temalı güçlü işbirliğinin vatandaş dahil herkes tarafından benimsenmesi gerekiyor. Sayın Nebati, herkesin meselesi olan enflasyonla mücadelede toplumu rahatlatacak adımların atılması konusunda yaptığı istişarelerin eyleme dönüştürülmesi için bekleme lüksümüzün olmadığı da aşikârdır.
Ancak stokçuluğa ve fırsatçılığa kesinlikle müsamaha göstermeyeceklerini açıklayan Bakan Beyin bunun eylemsel boyuttaki muhtemel yansımalarını da paylaşmasını bekliyoruz. Örneğin inşaat sektörünün temsilcileri ile yapılan toplantıda dile getirdiği ''…fiyat artışı yapan yaklaşık 65 bin kişi tespit ettik ve bu kişiler yüzde 10 – 30 arasında fiyat yükselmesine sebep oldu…'' mesajının karşılığı ne olacak? 65 bin kişiye hangi kapsamda nasıl ceza verilecek? Bundan sonra denetimler neye göre yapılacak? Süreçte hangi bakanlıklardan destek alınacak? Bu soruların cevabını beklerken bazı tespitlerimi de paylaşayım.
Çin'de yeni konut fiyatlarının aylık bazda düşüşünü sürdürdüğü haberini okuyunca ‘darısı başımıza' dedim. Ancak bu işin zaman alacağına dair işaretler beni biraz kaygılandırıyor. Ekonomist Cevdet Akçay'ın “Şu anda Türkiye'de göreli fiyat kaosu var'' tespitini de yerinde görüyorum. Sayın Akçay, enflasyonu aşağı çekmek için önce göreli fiyat kaosunun dinmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: ''Ekonomi dediğiniz şey aslında kontrol ettiğiniz fiyatlar değil, algıyı beklentiye yönelterek doğru yere sürüklediğiniz fiyatlardır. Bugün Türkiye'de doğru fiyatlar yok. Kontrol edilen kur, baskılanan faiz ve oluşmuş bir dolu abuk sabuk fiyat var.''
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de enflasyonla mücadele konusunda ilk kez toplumun tüm katmanlarını harekete geçirmekiçin şu mesajları verdi: "Şimdiki hedefimiz, enflasyonun ana sebeplerinden biri olan beklentileri düzeltmektir. Enflasyon ataletini ve beklentilerini el ele vererek, birlikte adımlar atarak, elimizi taşın altına koyarak halledeceğiz.”
Sayın Nebati, “Çözüm alternatifleri üreterek yenilikçi uygulamalar geliştiren, iyi niyetli ve cesur girişimlerde bulunan kurumlarımızı sonuna kadar destekleyeceğimizin altını çizerek stokçuluğa ve fırsatçılığa kesinlikle müsamaha göstermeyeceğimizi ifade ettik'' diyor. İyi niyetli olanların bugüne kadar olup biteni sineye çekmesi bile bir ödüldür. Memleketin dört bir yanında her işin kayıtdışılığına kafa yoranlar ve bundan ekmek kazananlar olduğu sürece iyi niyetli olanların elini güçlü kılacak ne yapılabilir? Asıl bu konuya odaklanılmasında yarar var. Yoksa sadece ikinci el konut piyasasında bir iki gün içinde 65 bin kişinin fırsatçı olduğunu ilan etmek bir tespit siyasetinden başka birşey olmaz.
Bu noktada Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Altan Elmas'ın da verdiği mesajı hatırlatmakla yarar var. Elmas, "Temel konu enflasyonla mücadele.Bizim sektörümüz konut, inşaat, üretim anlamında da bizden beklentilerini ifade ettiler. Bizler de maliyet bacağını ifade etmeye çalıştık. Yani konut fiyat artışlarındaki en önemli etkinin inşaat maliyetleri olduğunu, yüzde 128'lik artışın merkez bankası ve TUİK rakamlarıyla net olduğunu, aynı şekilde inşaat maliyetine paralel yüzde 96'lık bir konut fiyat artışının olduğunu, yaklaşık yüzde 30 maliyetinin gerisinden geldiğini izah ettik'' diyor. Maliyetlerin altında ezilmeden iş yapmak isteyenlerin sesi olan Altan Beyin bu tespitinin sayın Bakan Nebati'nin dikkate alması ve maliyet enflasyonuyla ilgili tedbirleri en kısa zamanda gündeme getirmesi, fırsatçılarla mücadelenin önünü açacak önemli bir adım olacaktır.
