Yılbaşı kutlamasının dini bir yönü, dini bir anlamı var mı? Bunun Hıristiyanlıkla bir ilişkisi var mı? Her yılbaşı döneminde birçok kişinin zihnini kurcalayan bir tartışma konusudur bu…
Birçok kişi önemli bir Hıristiyan yortusu olan Noel ile yılbaşını birbirine karıştırır. Ancak bunlar birbirinden farklı şeylerdir. Noel, İsa Mesih'in doğumunu ifade eder. Batı Hıristiyanlarında 25 Aralık'ta Doğu Hıristiyanları arasında ise genelde 6 Ocak'ta kutlanır.
Yine birçok kişi yeniyılın başlangıcının sadece kültürel bir anlam taşıdığı, Hıristiyanlıkta dini açıdan özel bir anlamının olmadığı kanaatindedir ki bu da yanlıştır. Zira Hıristiyan geleneğinde tıpkı Noel günü gibi yeni yıl başlangıcına da dini bir anlam yüklendiği bilinmektedir.
Yeni yıl günü, yani 1 Ocak, Roma Katolik geleneği bağlıları için Tanrı Anası olarak nitelenen Meryem'e atfedilen kutsal bir gündür. Diğer bazı kiliseler için ise yılbaşı günü İsa Mesih'in sünnet olması ve ona isim verilmesi günü olarak kutlanmaktadır.
Diğer taraftan yılbaşı kutlamasının Hıristiyanlık öncesi dönem Eski Roma diniyle yakından irtibatlı olduğu da bilinmektedir.
Julyüs takvimine göre yılın ilk ayı olan Ocak'ın başlangıcında Eski Roma pagan kültüründe tanrı Janus adına kutlamalar yapılmaktadır. Öne ve arkaya bakan iki yüzlü bir figür şeklinde tasvir edilen tanrı Janus, başlangıçlar ve kapılar tanrısıdır. Yeni yılın ilk ayı olan Ocak da (January) onun adından hareketle isimlendirilmiştir.
1 Ocak'a tekabül eden yeni yıl gününde düzenlenen kutlamalarda eski yıldan yeni yıla geçiş esnasında, yeni yıldan beklentilere dair tanrıdan dilekte bulunulur, karşılıklı hediyeleşilirdi. Bu hediyeler arasında kutsal ağaç dallarından yapılan hediyeler yanında üzerinde tanrı Janus'un tasvirini taşıyan madeni paralar önemli yer tutardı.
Pagan Roma'nın siyasal ve kültürel mirası üzerine konan Hıristiyanlık, Roma geleneğine dair birçok unsur gibi Janus'a dair bu kutlamayı da bünyesine almış; Hıristiyanlık bağlamında yorumlayıp İsa ya da Meryem'le ilişkilendirerek bu kutlamaları devam ettirmiştir.
Bununla birlikte Hıristiyan dünyada bu pagan geleneğin Hıristiyanlık açısından dini bir anlam yüklenerek sürdürülmesine karşı çıkanların olduğu da bilinmektedir.
Esasen dini anlamda yeni yıl kutlamaları sadece eski Roma pagan geleneğine özgü değildir. Mezopotamya'dan İran'a etrafımızdaki coğrafyadaki hemen hemen tüm kadim geleneklerde yılbaşının dini bir festival olarak kutlandığı bilinir. Örneğin Mart ayı sonlarına denk düşen BabillilerinAkitu festivali bir yeni yıl kutlamasıdır. Aynı şekilde Zerdüşti gelenekte önemli bir dini bayram olan ve 21 Martta kutlanan Nevruz da dini bir bayramdır. Yine Mart ve Nisan aylarına denk düşen SabiilerinPanja bayramı da bir yeni yıl kutlamasıdır.
Tüm bunlar yeni yıl başlangıcını ifade eden günün ya da günlerin, her ne kadar bunun ne zamana denk düştüğü gelenekten geleneğe farklılaşsa da esas itibarıyla dini anlamda bir festival olarak kutlandığını göstermektedir.
Her ne kadar yeni yıl günü Julyen takvimine göre yeni yılın başlangıcı kabul edilen Ocak ayının ilk günü olsa da pagan Roma'da Julius Sezar öncesi dönemde yeni yıl günü olarak 25 Mart'ın kutlandığı da bilinmektedir.
Yeni yılın başlangıcının, içinde bulunduğumuz coğrafyada tarımsal faaliyetlerin başlangıcıyla da yakından ilişkili olan Mart sonlarına denk düşmesi, yukarıda değindiğimiz gibi Eski Mezopotamya'dan İran'a genel kabul gören bir yaklaşımdır. Dolayısıyla Julius Sezar dönemde Ocak başına alınana kadar Roma geleneğinde de yeni yıl başlangıcı olarak Mart sonu kabul edilmiştir.
25 Mart'ı yeni yıl başlangıcı olarak kutlamaya dair bu eski pagan gelenek de Hıristiyanlık tarafından sürdürülmüş; Hıristiyanlık 25 Mart'ı Meryem'in İsa'ya hamile kaldığı gün olarak kutlamıştır.
Tüm bunlar kutsiyet açısından 25 Aralık ya da 6 Ocak'a denk düşen Noel ve Nisan ayında kutlanan Paskalya kadar olmasa da yeni yıl gününün de Hıristiyan geleneğinde dini bir anlam yüklenen bir kutlama olduğunu ortaya koymaktadır.
Diğer taraftan sekülerizmin egemen olduğu modern dönemde bu kutlamalarda kapitalist paradigmanın egemen bir unsur olarak öne çıktığı da bir realitedir. Esasen kapitalizm, dini olsun olmasın her kutlamayı her kutsal etkinliği kendisi için bir fırsat olarak değerlendirmekte, bunları teşvik etmektedir.
Bu bağlamda Noel ve yılbaşı da tüketim çılgınlığının yaşandığı insanların tüketime teşvik edildiği dönemler olarak el üstünde tutulur.Bunlar tüketim, tatil ve eğlence kültürünün canlı tutulması için önemli birer fırsat olarak değerlendirilir.
Bu durum dikkate alındığında modern dönemde yılbaşı kutlamalarının Hıristiyanlıktan ziyade kapitalizmle iç içe olan bir festival havasında olduğu açıktır.
Bu kutlamalar sadece Batı toplumlarında değil Batılılaşma politikalarına ve Batı etkisine bağlı olarak dünyanın her köşesinde etkilidir. Müslüman dünya da dahil dünyanın her köşesinde bu kutlamalar, toplumu yönlendirecek her enstrüman, mağaza vitrinlerini süsleyen etkinliklerden medyaya sinema ve tvdizilerinden reklamlara kadar hemen her araç kullanılarak teşvik edilir.