Terör örgütü DEAŞ'ın sivil ve masum vatandaşlara yönelik yaptığı katliamlarla kendini gündemde tutmaya devam ediyor. İlk önce bu örgüt Müslümanları katletmeye başladı. Binlerce Müslüman ve bölgenin kanaat önderlerindenoluşan alimleri hunharca öldürdü. Hem de (Haşa) Allah adına öldürdü. Şimdi ise Avrupa ve dünyanın başına bela olmaya başladı. Ne hikmetse İsrail'e, İran'a ve İngiltere'ye hiç dokunmadı. Ama bir gün olur bu zehirli yılan kendini besleyenleri de sokar.
İma etmek istediğimi açıkça dile getireyim. Aslında yazacaklarımı sizlerde biliyorsunuz. Bu örgütü başta İngiltere ve diğer emperyalist devletler kurdurttu. İran, İsrail ve Esed rejimi de bu kanlı örgüte her türlü desteği sağladı ve sağlamaya da devam ediyor. Ancak bazen bu tür örgütler, bebek katili PKK gibi kontrolden çıkar. DEAŞ artık çok başlı ve çok hücreli bir örgüt haline geldi. Birçok hücre birbirinden müstakil harekete geçiriliyor. Daha doğrusu istihbarat örgütlerinin yapmış olduğu eylemleri DEAŞ yapmış gibi gösterilmeye başlandı.
Bu ara terör örgütleri peşi peşine ses getiren eylemler yaptı. Son iki hafta içinde korkunç ve kanlı eylemlere imza atan DEAŞ, Lübnan'ın başkentinde Şii Hizbullah'ın kalesi durumunda olan Dahiye bölgesindeki çifte patlamada 43 kişi, Paris'te 7 değişik noktaya yapılan saldırılarda en az 132 kişi, Boko Haram Nijerya'nın kuzeydoğusundak
Yapılan bu saldırılar ve katliamların hemen hepsi insanlığa karşı yapılmıştır.Fik
Hilafeti yıkanlar bugün ümmeti parçalıyor
Uzun vadedeki plan ise İslam inancının içi boşaltılarak akideden uzak Müslümanları şekli olarak dizayn etmek. Bir tarafta şiddet yanlısı, Allah'ın “Öldürmeyin” dediği halde sebepsiz yere insanları katleden teröristler, öbür tarafta İslam'ın evrensel değerlerinden uzak, sadece “Moral, ahlak ve etik” değerlere saygılı ezik bir Müslüman profili oluşturmak isteniyor. Bu kesimi ülkemizde FETÖ ve etrafındaki diğer küçük ve sapık gruplar temsil ediyor. Bunların en büyük emelleri Siyonist rejim İtral'in kabul ettiği bir inancı empoze etmek. Her iki yolun sonu felaket ve gerçek İslam'dan sapmaktır.
Bundan bir asır önce ayni ayak oyunlarıyla Halifeliğe karşı kışkırtılan Vehhabilik bugün biraz değişerek sözde “Selefilik” ismini alarak yine Müslümanlara karşı savaş için kullanılıyor. Ancak bu kez yanına İran'ın başını çektiği sözde Şii ekolü eklenerek karşılıklı yardımlaşarak nerede bir masum ve Müslüman varsa onu katletmek için adeta yarışıyorlar. Her iki İslam dışı akım birbirini besliyor. İdeolojide ayrıymış gibi görünseler de şerde birleşiyorlar. Çünkü bunların fikir babaları ayni.
Suriye'de yaklaşık 5 yıldan beri devam eden iç savaşta DEAŞ ve Şii milisler katil Beşşar Esed'in yanında terör örgütü PKK-PYD ile beraber masum halka karşı savaşıyor. Bu grupların yaptıkları hukuksuzluk ve akıl almaz terör eylemlerini bahane eden emperyalist güçler bölgeye gelerek sivillere her gün onlarca bomba atarak hem savaştan nemalanıyor hem de askerlerinin ve elindeki silahların denemesini yapıyor.
Rusya ve İran Suriye'de katliam yapıyor!
Son zamanlarda Rusya'nın Suriye'ye girmesiyle sivil halkın katledilmesinde sayılar daha da arttı. Ruslar sivil, yaşlı, çocuk veya ibadethane gibi mefhumları bilmez. Robot gibi bir nevi imha etmeye ayarlanmıştır. Lazkiye kırsalındakiBayırbucak Türkmenlerin yaşadığı bölgeleri Ruslar havadan Esed ve İran birlikleri de karadan bombardıman ve ablukaya almaya çalışıyor. Daha şimdiden yüzlerce masumu katlettiler. Evleri, barınakları yıkılan ve talan edilen halk hayvanlarını ve eşyasını alamadan canını kurtarmak için dağlara kaçmaya başladı.
Şimdiye kadar Esed güçlerine ve DEAŞ'e karşı direnen Türkmen yiğitlerinin yaşadığı Türkmen Dağı eteklerinde bugünlerde gerçek anlamda bir trajedi ve katliam yaşanıyor. Binlerce yıldan beri bu toprakların sahibi olan Türkmenlerin yurdunu işgal eden İran, Irak, Rus, Suriye, Lübnan (Hizbullah) ve onlarca devletten toplana paralı çapulcu milis tarafından talan ediliyor. Vatanı, dini, namusu için savaşan ve işgal güçlerine direnen yiğitlere emperyalist güçler utanmadan “terörist” veya “isyancı” diyor. DAEŞ teröristleriyle emperyalist ve işgalcilere karşı Cihad edenleri karıştırmamak gerekir. Vatanını savunmak herkesin en önde gelen vazifesidir. Esas teröristler bu toprakları işgale gelen emperyalist güçlerdir.
Kızıldağ, Cebel Ekrad ve Burç El-Kasab bölgeleri en çok bombalanan ve abluka altına alınmaya çalışan stratejik konuma sahip olduğundan halkın geneline yakını Türkiye'ye sığınmacı olarak gelmeye başladı. Sözde dünya DEAŞteröristlerinin peşinde ama kimse katil Esed ve terör örgütlerine dokunmuyor. Burada yapılan tek kelimeyle sivil halkın katliamıdır.
ABD ve İran'ın ajanı olan Nuri Maliki'nin başını çektiği Sünni Müslümanlara yönelik ayrımcı politikaları meyvesini vererek ortaya DEAŞ dahil onlarca garip örgüt çıkarttılar. Hepsi ortak noktada birleşerek Irak ve Suriye topraklarında her ne kadar Müslüman Kürt, Arap, Türkmen ve milliyet gözetmeksizin herkesi katletmeye başladılar. Ama
Müslümanlar özgürlük ve istiklal için mücadele eder!
Katıl Esed ve taraftarlarının kontrolünde olacak Lazkiye'de küçük bir devlet ile yine emperyalistlerin güdümündeki sözde Kürt devleti bölgenin katılleri olmaya devam edecek. Bu kukla devletçiklerin bölgedeki hamiliğini de İran yapacak. Böylece hem Araplar, hem Türkiye, hem de İttihad-i İslam güçsüz ve işlevsiz hale gelecek. Umutsuzluğa kapılmamak lazım. Bölgede hala kalbi imanla, gönlü cenk ve Şahadet dolu binlerce Kürt, Türk, Arap, Çeçen, Uygur ve diğer yiğitler olduğu müddetçe bu topraklara Haçlı Seferlerinin kalıntıları hakim olamayacaktır.
Türkmenlerin yaşadığı bu katliama başta Rusya, ABD ve BM göz yummaktadır. Dünyanın gözü önünde bir azınlık ve imanlı halk imha edilmektedir. Ayn El Arap'ta (Kobani) dinsiz imansız PYD'lı Kürt liderlere yapılan operasyonda neredeyse tüm dünya ayağa kalktı. Herkes barış sever kesildi. Şimdi ise ayni yerin yakınında her gün onlarca sivil katlediliyor. O çığırtkanlar hani neredesiniz, dilsiz şeytanlar? Dinsizler Müslüman Kürtleri katlederken de susmuştular. Bunlar Kürtleri değil kendilerine köle yapabilecekleri seviyorlar. Müslümanların ruhunda kölelik yoktur. Özgürlük ve istiklal vardır. Bunu bilen Türkmenler arslanlar gibi yurtlarını koruyor.
Her ne pahasına olursa olsun bu Türkmen ve Müslüman Kürtlere mutlaka hava savunması için füze gönderilmesi gerekir. Rusya, ABD, İngiltere, Çin, Fransa ve daha birkaç yamyam ülkelerin bölgeye gelip DEAŞ'i değil muhalif ve sivilleri katledip kaçıyorlar. Bunlara çiçek değil birer füze gönderip düşürmekten başka çare kalmıyor. Bayırbucak ve çevresinin düşmesi Türkiye'nin ve Müslümanların teslim olması manasına geldiğine inanıyorum.
Rabbım kendi rızası için mücadele eden, vatanını ve namusunu korumak için direnen kardeşlerimize yardım etsin. Emperyalistlerin
https//:twitter.