Bebek katili Beşşar Esed ile ona destek veren İran, Rusya ve Hizbullah milislerinin 6 aydan fazla ablukası altında olan Şam'ın kuzeybatısındaki Madaya beldesinde gerçek anlamda bir dram ve vahşet yaşanıyor. Sünni inanca mensup kentin etrafı kuşatıldı. Kent dışına çıkanlar öldürülüyor. Dışarıdan da kimse içeriye yardım sokamıyor. Yiyeceği, suyu, yakacağı ve elektriği olmayan kentte insanlar açlıktan ölüyor.
En zor durumda olan bebekler ve yaşlılar açlığa karşı verilen mücadelede en korumasız durumdadır. Çocuklar aylardan beri açlıktan ağladıklarından artık ağlayacak ve dökecek göz yaşları kalmadı. Açlıktan gözleri çukurlaştı ve bir iskeleti andıran minicik vücutları açlığa daha fazla dayanamayarak hayatlarını kaybetmeye başladı. Yapılan çağrılara ve baskılara rejim zorla da olsa boyun eğdi ve kısıtlı olarak Madaya'ya yardım malzemeleri sokulmaya başlandı. Yakında felaketin gerçek boyutu daha net bir şekilde ortaya çıkacak.
Yaşlılar gençlere göre biraz daha kolay(!) ölüyor. Açlıktan takati kalmayıp ve gittikçe kan şekeri düşerek uykuya dalarak ruhlarını teslim ediyor. Etrafta kedi veya köpek gibi hiçbir canlı hayvan kalmadı. Hala canlı olan insanlar topladıkları otları kaynatarakyemeye çalışıyor. Yıkılan evlerin enkazlarından çıkarılan tahta parçalarıyla yakılan ateşte kaynatılan otlardan dolayı bitkin ve hasta olan insanların tedavileri yine değişik otlarla yapılmaya çalışılıyor.
Bu yazılanlar bir senaryo veya belgesel filimden alıntı değil. Tamamen gerçek ve yaşanmakta olan bir dramı anlatmaya çalışıyorum. Bölgeye çok zor şartlar altında giren gazeteci dostlarımızın çekmiş olduğu görsel ve görüntüler sayesinde Madaya zulmü ortaya çıkarılmış oldu. Kim bilir Suriye'de Madaya gibi daha kaç tane muhasara altına alınmış köy ve kasaba vardır?
Yapılan vahşeti anlatacak söz ve kelime bulmakta zorlanıyorum. Ruh halı normal olan bir insan nasıl olur da böyle bir vahşetiyapabilir? Bizim bildiğimiz İslami ve insanı değer ölçülerine göre, hiç bir insan böyle bir vahşeti yapamaz. Yapanlar ancak psikopatveya ruh hastası olabilir. Düşman dahi olsa savaşta hiç bir güç muhaliflerine böylesi insanlık suçu sayılabilecek, insanları açlığa terkederek aşağılık bir eylemde bulunmaz. Bulanmaması da gerekir.
İran ve Hizbullah nasıl bu hale geldi?
Eğer Esed, Hizbullah ve İran rejimi bu masum sivil insanları katletmiş olsaydı bu denli tepki almazdı. Ama insanları aylarca abluka altına al, dışarı çıkmalarına izin verme, içeriye gıda ve yiyecek ürünlerine izin verme, sonra ortalığa çık “ben insanım veya benim bir davam var” diye bağır. Kusura bakmayın ama bu vahşeti yapanlara insan denilmeyeceği gibi hayvan da denilmesine kesinlikle karşı çıkarım.
Söz konusu vahşeti sergileyenlere baktığımızda karşımızda İran gibi büyük bir tarihe sahip olan devlet ile Siyonist İsrail'e kafa tuttuğu zaman tüm Sünni İslam dünyasının arkasında olduğu Hizbullah gibi bir örgüt var. Peki, bu insanları bu denli vahşi veinsanlıktan çıkaran olgu nedir acaba?
“Şii inancından dolayı Sünni Müslümanlara bu zulmü yapıyorlar” gibi bir argüman ileri sürülebilir ama ben bu argümanı asla kabul etmem. Bırakın Şii inancını, içinde zerre miktarı kadar Rahmanilik olan bir inanç ve felsefe grubu dahi bu vahşeti yapamaz!
Aslında biz Madaya'da insanlığın bittiğini görüyoruz. Savaşın ne kadar kötü ve insanları birer ölüm makinesine dönüştürdüğünü görüyoruz. O zaman hep birlikte el ele verelim ve savaşın durması için elimizden geleni yapalım. Bu sadece Suriye'de değil, Irak'ta,Yemen'de, Libya'da, Somali'de ve Afrika'nın diğer bölgelerindeki savaşların derhal durması için acilen bir şeyler yapmamız lazım. Savaşı körükleyenlere prim vermeyelim.
Hele bu vahşi irk, din veya mezhep adına çıkaranları lanetleyelim. Bu katil ve psikopatlar her gün yüzlerce masum sivili katlediyor. Rus savaş uçakları her gün sivillerin olduğu alanları bombalıyor. En son mahkeme, hapishane, okul ve hastaneyi vurdu.İran milis güçleri karadan hareket ederek Moğol sürüsü gibi önüne geleni katlediyor ve yakıyor. Irak ve diğer ülkelerden toplanan Şii milis çapulcuları ile ABD ve diğer Batılı ülkeler de sivillerin ve masumların olduğu yerleri bombalıyor.
Katliam yapan bunca devlet ve grupların hepsi sözde terör örgütü DEAŞ'e karşı savaşmak için bölgeye geldiğini iddia ediyor. Ancak ne hikmetse bu çapulcuların hiçbiri DEAŞ'e karşı savaşmıyor. İşin garip tarafı DEAŞ denilen lanetli örgüt Esed rejimi veemperyalistlerle birlikte masum sivil halkı katlediyor. Ellerindeki silah ve teçhizata baktığımızda hepsi ABD, Fransız, İngiliz, Rus ve Çin malı. Peki bu silahları en azılı ve sözde düşman olan bu gruba kim veriyor? Elbette kendileri veriyor.
DEAŞ vahşetiyle Esed ve Hizbullah'ın arasında ne fark var?
Batılı emperyalistlerin, Siyonist ve onun yanında Çinli yamyamların insanlık ve medeniyetle ilişkilerinin olmadığını, kendilerinden olmayanı yok etmeye odaklandıklarını biliyorum. İran, Irak ve Hizbullah grubu nasıl oldu da bu denli vahşi ve canavar oldu? Dillerinden düşürmedikleri “tekfirci DEAŞ ve Vahhabi selefi” gruptan ne farkları var? DEAŞ ile İran, Hizbullah veya Esed rejimi arasında hiç bir fark yoktur. Bütün taraflar çirkeflikte ve zulümde birbirleriyle yarışıyor. Kimse kalkıp bu pis savaşın inanç veya akide uğruna yapıldığını iddia etmesin. Bu bir çıkar ve İslam ümmetini imha savaşıdır.
Yapılan katliamlar ve zulümlere bir kılıf bulunmaya çalışılmasın. Rusya, ABD ve diğer çapulcu devletler kendi çıkarları uğrunaSuriye'de masum halkı katlediyor. İşin garip tarafı bölge halkları ve devletleri bu katliama başka kılıf bulmaya çalışıyor. Hele buna birde İslami kılıf bulunması beni çıldırıyor. Pis ve süfli işlerinize güzel ve barış dini olan İslam'ı alet edenleri şiddetle telin ediyorum!
Ben biraz bilirim, siz, açlık nedir bilir misiniz?. Madaya halkı açlıktan can çekişiyor. Bir dilim ekmek bulmak için insanlar ellerindeki arabayı, evi veya değerli eşyaları satıyor. Ama karşılığında satın alınabilecek gıda veya herhangi bir nesne yok. Bir kilo pirincin kilosu 300, şeker 450, sıvı yağ 520 liraya satılıyor. Bu rakamlar yanlış yazılmadı. Verilen rakamlar gerçektir. Eğer bulunursa Madaya'da bir kg pirincin fiyatı tam 300 liradan satılıyor! Bunu kim satıyor veya tedarik ediyor biliyor musunuz? Kentin etrafını ablukaya alan Esed'ın katilleri, Hizbullah ve İranlı milisler utanmadan, sıkılmadan ve açlıktan ölmek üzere olan bu zavallı halkı zelil ederek öldürmek istiyor.
Esed'in kafir çapulcuları bir dilim ekmek karşılığında Madaya halkının haşa “Lailahe illa Beşşar(!)” yanı “Beşşar'dan başka ilah yoktur” diye bağırmasını istiyor. Bu şekilde yazan ve bağıran kişilere hakaret eşliğinde bir dilim ekmek atarak kahkaha attıklarını gösteren video kayıtları görünce insanlığımdan tandım. Kafir askerler halka, “Eğer Allah'ınız varsa neden gelip sizi kurtarmıyor?” gibi aptalca ve kendilerine yakışan kafirce hakaretler ediyor.
Bugün Suriye ve 40 bin kişinin yaşadığı Madaya bölge halkı gerçekten büyük bir açlıkla ve imtihanla karşı karşıyadır. Sadece onlar değil bizlerde bu imtihanın bir parçasıyız. Önemli olan bu fitne ve zulümlerin yapıldığı bir ortamda bizlerin hakkın ve gerçeğin yanında olmamızdır. Sesimizin çıktığı ve takatimizin elverdiği müddetçe adaletten, mazlumlardan ve ezilmişlerden yana olmaya hep birlikte devam edeceğiz. Zalimlerin değil, Alemlerin Rabbi olan Allah'ın sevdiği kullardan olmaya devam edeceğiz.
Hayrettin Öztürk kardeşim hakka yürüdü
Gerçek bir dost ve gerçek bir dava adamı olan Hayrettin güleç yüzü ve mülayim huyu ile tüm dostlarının kalbinde yer edinen bir kişidir. Davası için Kazakistan'a giderek tefsir çalışmaları yaptı. Her iki ülke arasında adeta bir köprü oldu. Erken yaşta kalp krizigeçiren Hayrettin ülkeye dönerek Zeytinburnu İmam Hatip Lisesinde öğretmenliğe başladı.
Çok sevdiği öğretmenliğe tam anlamıyla başlamadan ikinci kalp krizi nedeniyle aramızdan ayrıldı. Bizler onu çok sevdik ve iyi bir mümin olarak bildik. Rabbim mekanını cennet eylesin.
https//:twitter.com/aslanbalci1