Rusya yıllardan beri özlem duyduğu sıcak sulara indi. Hem de Müslüman kanı akıtarak. Kısmen Ukrayna ve Kırım'ı işgal eden Rusya son zamanlarda en çok toprak kazanan emperyalist ülke oldu. Görünürde Beşşar Esed ve ailesinin yönetiminde olanSuriye rejimi ülkedeki iç savaşa müdahil olması için Rusya'yı resmi olarak davet etmesiyle dengeler iyice karıştı.
Rusya başından beri zaten Suriye'deki iç savaşın içinde bulunuyordu. Ancak bu desteği resmi olarak değil de sözde “askeri danışmanlık hizmeti” olarak lanse ediyordu. Esed ve Baas rejimi bu kirli ve pis savaşı kazanamayacağını anlayınca taktık değiştirdi. Suriye'yi bölme yolunu seçtiler. Sahil boyunca Nusayri, Orta'da Sünniler ve Batı'daise terör yanlısı,Esed destekçisi Kürtlere birer uydu devlet kurduracaklar.
İslam inancının dışında olan Nusayrilerin kontrolünde ve Akdeniz sahilindeki Lazkiye kentinde kurulacak sözde devletdiğerlerine göre imtiyazlı olacak. Rusların önceden beri işgal ettiği Tartus limanından başlayan sahilden içeriye doğru Hama ve Humus'u da içine alan bölgelerde kurulacak bu zayıf devlet Rusya'nın himayesinde olacak.
Bu kirli ve pis ittifaktan hem Rusya hem de Esed ailesi kazançlı çıkacak gibi gözükse de Irak ve İran rejimi de bu bölünme ve ayrılmayı destekleyenler arasındadır. Kendine yakın gördüğü Suriye rejimi için yıllardan beri savaşan ve binlerce İranlı milis ve askerin öldürüldüğü bilinen bir gerçektir.
İran Şii inancını istismar ederek hem İranlıları hem de dünyadaki Şiaları yanlış yönlendirerek Suriye'de savaştırmasının arkasındaki tek gerçek İran'ın yayılmacı politikasıdır. İslam ile hiçbir alakası olmayan bu emperyalist arzu ne yazık ki insanlara dini vecibe gibi sunulmaya çalışılıyor. Burada İran devletinin çıkarı vardır. İslam'ın ve Müslümanların hiçbir çıkarı olmadığı gibi aksine İslam beldesi,Rusya, terör örgütü DEAŞ ve PYDgibi emperyalistlerinkontrolüne girmiş oldu.
Devamlı düşman üreten ve tarihi olayları çarpıtarak kendine taraftar kazanmaya çalışan İran,bölgede İsrail'den dahafazla Müslüman kanı döken bir ülke oldu. Yıllardan beri Afganistan'daki Sovyet işgaline karşı direnen Mücahitleridışladı ve kısmen SSCB'nin yanında yer aldı. Daha sonra ABD ve diğer işgalci güçlerle birlikte Afganlı Müslümanlarınkatledilmesine ortak oldu.
İran daima kendine yeni düşman üretir!
Irak'ta Saddam Hüseyin'i sahte ve uyduruk davalarla hunharca idam eden Şii milislere destek veren İran, ülkede Sünni Müslümanların yaşadığı kentleri harabeye çevirdi. Tarihi camiler ve yapıtların hepsi yerle bir edilip ülke İran'ın bir eyaleti haline getirildi. Nuri el-Maliki denilen deliyi ve eskiden cami önlerinde tesbih satan bir kuklayı ülkenin başına getirip Şii-Sünni düşmanlığını körükledi. En sonunda da DEAŞ terör örgütünü kurdurup görevden çekildi.
Yemen'de devam eden iç savaşta Şii Ensarullah Hereketi, Husilere silah, mühimmat ve her türlü lojistik destek veren İran, bir taraftan Şii Husi militanlar bir taraftan da ABD destekli Koalisyon güçleri tarihi beldelerle birlikte masumMüslümanlar katlediliyor. Yemen'deki katliamlarda baş aktör olarak ABD ile birlikte İran bulunuyor.
Suriye'deki iç Savaş'ta İran ve Şii terör gruplarının yapmadığı işkence ve katliam kalmadı. Ancak konuşurken her seferinde İsrail'i ve Amerika'yı hedef alması tam anlamıyla ironidir. Sözde “düşman” olarak gördüğü bu iki emperyalist ülke İran'a en çok yardım eden ve Şii yayılmacılığı için alan açan ülkelerdir.
Tarihi boyunca hep Müslümanlarla savaşan İran'ın bir gün olsun “kafir” unsurlarla savaştığını görmedik. Bu gidişle tarih böyle bir vakıa kaydetmeyecek. Yeter artık! İran'a ve onun yandaşlarına sesleniyorum Müslüman katletmekten vazgeçin! Gerçek kimliğinizi ve inancınızı açıklayın. Şia mezhebini Nusayri gibi kendi başına bir din haline getirdiğinizive sahtekârlığınızı açıklayın.
Suriye'nin bölünmesi tüm şeytanı güçlerin amacına hizmet ediyor. Bu durumun bizim gibi ümmetin bütünlüğünüdüşünen ve halkların kardeşliğini savunan kişiler için ise son derece üzücüdür. İlerlemiş ülkeler güçlerini birleştirirkengeri kalmış ve sömürülen bölgeler mezhep veya ırk temelinde ayrılmaya teşvik ediliyor. Bölünmüş ve küçük devletler varlıklarını sürdürebilmek için emperyalistlerin güdümünde olmak mecburiyetinde olduğundan “küçük olsun ama benim olsun” felsefesinin güdüldüğüne şahit oluyoruz.
Esed ve Şebbihalar kendi halkını katlediyor!
Rusya sıcak denizlere, Akdeniz'e inmek için yıllarca uğraş verdi. Osmanlı ile giriştiği savaşlarda hiçbir zaman başarı elde edemedi. Ne zamanki Osmanlı sahneden çekildi, sırtlanların ve çakalların hükümran olduğu bir ortamda Komünizm veya Sosyalizm yalanıyla Ruslar Ortadoğu bölgesine nispeten yerleşti. Irak, Suriye, Libya ve Yemen gibi ülkelerde uzun zaman varlığını sürdürdü.
Kendi halkından yaklaşık 300 bin kişiyi katleden, kentleri ve kasabaları “varıl bombası” veya kimyasal silahlarlatarumar eden bir katil ve diktatör kendi çıkarı doğrultusunda Rusya'yı ülkesine müdahale etmesi için çağırdı.Hatırlarsınız 27 Aralık 1979 yılında da Afganistan'ın kuklası Babrak Karmal SSCB'yi davet etmişti. Bunun basit bir davet olmadığını herkes biliyor. Bu olay bir işgaldir.
Rusya eski bayatlamış numaralarla Suriye'yi resmen işgal etti. Gerekçe olarak da başta İngiltere, ABD, İsrail ve diğersoytarı ülkelerin kurdurttuğu DEAŞ terör örgütü gösteriliyor. Bunun da büyük bir yalan olduğu daha ilk günde ortaya çıktı. Esed cellatlarıolan Şebbihaların katlettiği sivilleri bu kez Rusya havadan Su 24 ve Su 25 savaş uçaklarıyla bombalayarak sivil katliamına başladı. İlk iş olarak diktatör Baas rejime karşı silahlanan Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO)karargahı bombalandı. Bu yerin havadan bombalanması yanlışlıkla olmadı. Bilerek yapıldı. Bu mevziler Esed birliklerine yakın olduğundan bilerek seçildi ve imha edildi. Onlarca çocuk ve sivil katledildi. İdlibve diğer kentlere saldırı yapması için Esed'in ordusuna yol açılıyor.
Suriye'de İran ve Rusya öncülüğünde yapılan katliam ve cinayetlere ABD başta olmak üzere BM ve NATO ülkeleri de ses çıkarmıyor. DEAŞ yerine sivil halkın katledilmesi normal olarak gösteriliyor. Esed çapulcularının yanında birçok ülkeden paralı askerin savaştığı ülkede Hizbullah ve PYD terör örgütü de masum Suriyeli sivilleri katlediyor. Buşeytanların hiçbiri DEAŞ denilen örgüte dokunmuyor bile. Ama hepsi orada bulunmalarının gerekçesini, ne hikmetse,DEAŞ'e bağlıyor.
Eğer DEAŞ gerçek düşman ise o zaman neden bu lanetli teröristleri değil de ülkedeki sivilleri katlediyorsunuz? Büyük bir güçmüş gibi gösterilen DEAŞ örgütüne karşı ABD, Fransa, İngiltere, Bazı Arap ülkeleri aylardan beri hava saldırısı düzenliyor ama ne hikmetse hep siviller öldürülüyor? Bu yalanlara bebekler dahi inanmaz. Şimdiye kadar hep Müslümanlara karşı savaşan İran gibi DEAŞ'de bölgede hep Müslüman katletmekle meşgul.
BM şemsiyesi altında ABD ve Rusya arasında yapılan antlaşmada Suriye resmen İran ve Rusya'ya hibe edildi. Esed kuklası da kuracağı küçük Nusayri devletinin hülyasına kapılarak katliamlar için yanında Rusya'nın da bulunmasındanmemnun oluyor.
Rusya ve İran Nusayrileri, ABD ve İsrail de PYD'yi destekliyor
Öte yandan, İran, Hizbullah, Kürt terör örgütü PYD çapulcuları ve paralı askerlerle birlikte karadan başlatacaklarıharekette yüzlerce masum hayatını kaybedecek. Akıtılacak kanlar ne İran'ın, ne Rusya'nın ne de dünyanın umurunda değil. Yine masum siviller ve çocuklar hayatını kaybedecek. Ancak dengeler değişir de Rusya kara hareketinekatılacak olursa bu Rusya için büyük bir felaket olacak. Afganistan'da kaybettiği gibi Suriye'de de kaybedecek.
Bu çapulcu tayfası Esed rejiminin kaybettiği toprakları ÖSO ve diğer muhaliflerden geri almak, yeni kurulacak olankukla devletin sınırlarını genişletmek, Ayrıca terör örgütü PYD'nin kontrolünde kurulması düşünülen Kürt devletiylesınırlarının birleştirilmesi isteniyor. Böylelikle bölge de kurulması planlanan 2 yeni uydu ve kukla devlet, biri İran ve Rusya'nın öteki de ABD ve Siyonist rejimin kontrolünde olacak.
Suriye artık Dünya'nın güç gösterme ve savaş alanına dönüştü. Çin'in 1000 askerle aylar önce Esed'in yanındasavaştığını biliyoruz. Almanya, İspanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, ABD, Norveç, Hollanda ve Belçika gibiyamyam devletlerin ajanları ve paralı askerleri uzun zamandan beri rejimin yanında ve terör örgütü PKK ile PYD saflarında savaşıyor.
Türkiye'nin son günlerde gerçekleştirdiği hava operasyonları sonucu onlarca yabancı milis ve ajan öldürüldü.Hepsinin gayesi Suriye'yi bölmek ve Türk askerine kurşun sıkmak. Bu pislikler Türklerden daha doğrusuMüslümanlardan intikam almak için buradalar. Yoksa Kürtleri sevdiklerinden değil.Aksine terörist Kürtleri kullanıyorlar.
Rusya ve İran'ın Suriye'yi işgali bölgede yeni savaşların ve düşmanlıkların temelini atacağı bir gerçektir. Temennimizülkemizi bu savaşın içine çekmeyi başaramazlar. Bölgede düşmanlığın değil barışın, kardeşliğin ve huzurun hakim olması için gayret göstermeliyiz.
https//:twitter.com/aslanbalci1