Yıllardan beri insanlığın başına bela olan Rusya ile ABD her ne kadar birbirinin zıddı imiş gibi gözükse de aslında bu doğru değildir. Her ikisi de Müslüman düşmanı ve tüm insanları sömürmek için aralarında son derece uyumlu bir ilişki vardır. Tarihleri boyunca bu emperyalist vampirler fakir ve masumları katletti ve servetlerini çalarak kendi imparatorluklarını kurdu. Karanlık tarihleri boyunca hiçbir zaman dürüst ve namuslu olmadılar. Siyonist zihniyetle birlikte hareket ederek tüm insanlığı yok etmek, geriye kalanları da kendilerine köleleştirmek için çaba sarf ettiklerini unutmamalıyız.
İslam dünyasını kendi aralarında paylaştırdıktan sonra bölgede hemen her gün masumların kanının aktığına üzülerek şahit oluyoruz. En son Irak, Suriye ve Libya'da bu vahşi emperyalist vampirler adeta taş üstüne taş bırakmadı. Kimyasal ve yasaklanmış olankonvansiyonel silahları kullandıklarından dolayı yıllarca bu bölgelerde bitki ve ekin yetişmeyecek hale getirildi. İnsanlarınhunharca katledildiği böylesi bir ortamda insanın olmadığı yerde ziraat da olmayacak. Bölgeyi yaşanmaz hale getirdiler. İşte bunlar yeryüzünü fesada uğratan zavallılardır.
Katil Beşşar Esed, Suriye gibi güzel ve tarih kokan bir ülkeyi bu emperyalistlere peşkeş çekti. Uyduruk bahanelerle ve olmayan meşruiyetiyle Rusya'yı yanına aldı. Şii inancının sömürüsünü yapan İran ile Suriye halkını birlikte katlederken ABD de kendine benzeyen Barbarlarla diğer taraftan tarihi kentlerin ve masumların üzerine bomba yağdırıyor. Bunu yaparken şimdiye kadar olduğu gibi yalan söyleyerek bir taraftan sivil halkı ve çocukları katlediyor bir taraftan da dünya kamuoyunu sakinleştirmek için sözde terörist yapılanmaları vurduklarını dile getiriyor. Oysa bu soysuzların ortaya çıkardığı başta DEAŞ ve PYD gibi terör örgütlerinininleri bir kez olsun bombalanmayıp devamlı sivillerin yaşadığı yerleşim birimleri imha ediliyor.
Irak'ta ve Suriye'de halkın arasında fitne tohumları soktular. Bölgede azınlık konumunda olan bir kısım dinsiz, ateist ve komünist Kürt kandırılarak yıllardan beri ekmeğini yediği, suyunu içtiği komşularına karşı kışkırtılmaya başlandı. Ülkemizdeki bebek katilive etekli terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD birden ortaya çıktı ve Kürtleri temsil etmeye kalkıştı. Yıllardan beri Esed ve Baas rejiminden kimlik kartı dahi alamayan, ülkenin vatandaşı sayılmayan Kürtler birden Esed'ın dostu oldu. Önüne çıkan farklı etnik gruplarını katletmeye başladı. Sadece Araplar ve Türkmenlere yönelik değil en fazla zararı bölgedeki Müslüman Kürtlere verdiler.
Bölge'de Türkiye'nin isteği dışındaki oluşumlar geçersizdir
Salih Müslim denilen bir kukla buldular. Zavallı Kürt çocuklarını ve kadınlarını densizleştirerek ellerine verdikleri Rus ve ABD silahlarıyla yöre halkını öldürme emri verdiler. PYD çapulcuları şimdiye kadar binlerce masum Müslümanı katletti. Kendilerinden de binlercesi bir hiç uğruna öldü.
ABD'nin, Rusya'nın ve İran'ın kendilerine verdiği maddi ve manevi destekle iyice şımaran ve kendini gerçekten bir “şeymiş” gibigörmeye başlayan terör örgütü PYD, bu ayın ortasında Minning Hava üssünü ele geçirdi. Oysa, Türkiye bu kukla ve beyinsizleredefalarca “Fırat'ın kuzeyine geçmeyeceksiniz!” diye telkinde bulundu. Birkaç kez geçme teşebbüsünde bulunduklarında bombalar başlarına yağınca inlerine çekilmek zorunda kalmıştı.
Ancak teröristleri besleyen ABD bu kukla ve piyon örgüte açıkça sahip çıktığını açıklayanınca iyice kibirlenen terör örgütü aldığıgazla etrafındaki köy ve kasabaları yağma, talan ve işgal etmeye başladı. Azez'i ele geçirmeye kalkıştı. Türkiye'deki etekli veişlemeli fistan giyen uzantıları adeta zafer sarhoşu oldu. Türkiye'nin artık PYD ve diğer unsurlara ses çıkaramayacağı, çok yakın zamanda bölgede sözde Kürt devleti kuracaklarına kendilerini inandırdılar. Ancak sevgililer günü Türkiye tarafından kafalarına T-155 Fırtına Obus toplarını görünce kaçışmaya ve “T.C. Kötü vuruyor, kurtarın bizi! ABD ve Rusya derhal Türkiye'ye ateşi kesmesini söylesin!” gibi konuşmalar telsizlere yandı.
Yıllardan beri bu emperyalistler Kürtleri ön cepheye sürerek öldürülmelerini izlemiştir. Şimdi de öyle oldu. Türkiye'den yediği ağır darbe karşısında hepsi birden topçu atışlarının durmasını talep etmeye başladı. ABD veya Rusya kim oluyor ki Türkiye'ye dur diyorlar! Hangi hakla ve hangi mantıkla bunu diyebiliyorlar! Onları dinleyen ve onlardan emir alan bir Türkiye yok artık. O eskilerde kaldı. Yetkililerden ağızlarının payını aldılar. Bu bölgede olacak olan değişikliklere bizim dahilimiz olmadan gerçekleşmeyeceğinin iyice bilinmesi gerekir. Emperyalistlere güvenerek vekalet savaşı yapan zavallılar bunun neticesini anındagördü ve görmeye de devam edecek. Bize düşman olan kaybeder, dost olan her zaman kazanır.
Etekli teröristler “öz” çukurlarına gömüldü
Bu hain ve nankörler Suriye ve Irak rejimlerince öldürülürken ve aç kaldıklarında ne İran'a, ne ABD'ye, ne Rusya'ya ve nede Avrupa'ya sığınmadı. Bizim kapımıza geldiler ve gelmeye de devam ediyor. Bizden başka kendilerine yardım edecek kimsenin olmadığını bilmelerine rağmen yine de bize düşmanlık etmekten geri kalmıyor. Bu hainler Kürt kardeşlerimiz arasında azınlıkolmalarına rağmen ellerinde büyük imkanlar var. Emperyalistlerin desteğiyle öne çıkmış ve sanki tüm Kürtleri temsil ediyormuş gözüküyorlar. Oysa bu hainler hem ümmete hem de Kürtlere en büyük kötülüğü yapmaktadır. Benliğinden ve inancından vazgeçerek bölgedeki ikinci İtrail olmayı aklı başında olan hiçbir Kürt istemez ve kabul etmez.
Şer odaklar ülkemiz üzerine yıllardan beri etek giyen kalleş PKK terör örgütünü bela etti. Neticesinde ne kazandılar? Batı birçok kazanım elde etti ama teröristlerin eline ne geçti? Sadece dağlardaki mağara ve barakalarda köylerden kaçırdıkları küçükçocuklardan oluşan sahte bir harem kurup yöre halkına korku salmaktan, sonra ayni mağaralarda ölmekten başka ne elde ettiler?
Son zamanlarda bazı kentlerde PKK sözde “öz yönetim” ilan etti. Halka su ve kanalizasyon hizmeti vereceklerine her tarafa bombalı tuzaklar kurup çukurlar açtılar. Halkın dışarıya çıkışı engellendi. Küçük çocukları ve kadınları kendilerine kalkan olarak kullandılar. Karşılarına güvenlik güçlerini bulunca birkaç gün direndiler. Ama sonunda kazdıkları çukurlarda canlarını verdiler. Onlarca cami, okul, hastane ve sosyal tesisi yaktılar. Halk günlerce evlerinde mahsur kaldı ve binlerce evi tahrip ettiler. Tarihi eserleri yok ettiler. Medya ve siyasi arenadaki tetikçileri günlerce yalan haber yaydılar. Meclis kürsüsüne çıkarak yalandan timsah gözyaşı döktüler. Hatta bir kısmı sözde “ölüm orucuna” başladı ama hepsi kebap yerden görüntülendi. Olan o çukurlarda ölenlere ve zavallı halka oldu.
Cizre ve Sur gibi yerlerde sıkıştırılan teröristleri kurtarmak için kimler devreye girmedi ki, BM, Rusya, ABD, Almanya, Fransa ve diğer AB ülkeleri ile içimizdeki FETÖ Haşhaşı gurubu ile sahtekar solcular, CHP ve ırkçı Kürtçüler ellerinden geleni yaptılar amagüçleri yetmedi. Bir binanın altında yaralılar olduğunu ve devletin ambulansı o yaralıları almadığı yalanını tüm dünyaya FETÖ ilebirlikte yaydılar. İddia edilen yaralıları almaya giden ambulanslara teröristlerce ateşe açarak onlarca sağlık ekibinin ölümüne neden oldular. Siyonist İtrail ve Rusya dışında hiçbir yerde ambulanslara ve ekibine ateş açılmaz. Ama alçak ve çukur teröristler bukahpeliği de yaptı.
PKK ve PYD emperyalistlerin taşeronudur
PYD'de Suriye'de ele geçirdiği kentleri PKK gibi ortalığı cehenneme çevirdi. Kürtlere ve bölgedeki etnik gruplara yöneliksoykırıma varan katliam yaptı. Herkesin nefretini kazanan bu kanlı örgütü bugün ABD ve Rusya Türkiye'ye karşı kullanıyor. Türkiye'de sınıra yakın inlerine bombaları yağdırıyor. Bölge halkı birbirini öldürürken Batılı devletler silah takviyesi yapıyor. Aynı Batının yarın bölgedeki çıkarları değiştiğinde Kürtleri yine satacak. Rusya ve ABD açıkça “Suriye'deki çıkarlarımızı koruyoruz” diye niyetlerini ortaya koyuyor. Bu çıkardan ayrılıkçı ve köle ruhlulara ne düşecek? Kocaman bir “hiç” sadece lakapları katil ve hain olarak kalacak. Bunu bile anlamaktan aciz PYD yöneticileri gerçek anlamda delalet ve ihanet içindedir.
Her ne kadar ABD ve yandaşları PYD'yı çıkarları için terör örgütü olarak kabul etmemiş olsa da gerçekte bu lanetli güruhu Ermeni kalıntısı PKK'nin kurduğu bilinmektedir. Her ikisi de bu bölgede emperyalistlerin taşeronu ve tetikçisidir. Başta Kürtler, Türkler, Araplar ve diğer etnik grupların başına bela olan bu örgütler fuhuş, uyuşturucu, insan kaçakçılığı, fidye, haraç ve terör eylemlerinde bulunarak gerçek anlamda birer terörist örgüttür.
Katil Esed'in devrilmesi için önceden Türkiye'nin yanında olan ABD, bugün, Rusya, İran, DEAŞ ve PYD gibi terör örgütlerinin yanında olduğunu göz önüne alırsak sadece Kürtçü ayrılıkçılar değil bizde milletçe dostumuzun ve düşmanımızın kim olduğunu iyice bilmeliyiz! Bölgede konuşlanan terör örgütleri silahlarını veya kendilerini toprağa gömmeden insanlarımıza huzur gelmeyeceğini unutmamak gerekir.
Eskiden olduğu gibi bölgemizde barış ve adalet hakim olursa bundan en çok emperyalistler etkilenir. Öyleyse aziz dostlar, emperyalistleri ezada bırakmak için barış için çaba sarf edelim!
https//:twitter.com/aslanbalci1