“Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi” ve “Türk Keneşi” olarak da adlandırılan Türk Konseyi'nin kurulması, 2009'da gündeme geldi. Konseyi'nin kurulmasında Türkiye'nin girişimleri ve Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev ön planda idi. Türk Konseyi'nin kurulmasına ilişkin ilk adım, Nahcivan'da yapılan Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 9. Zirvesi'nde atıldı.
3 Ekim 2009'da Nahcivan`da yapılan Türk Dili Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi`nde, Türk Konseyi`nin kurulması teklif edildi. Bu teklif, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan'ın oyları ile kabul edildi. Özbekistan ve Türkmenistan ise, Türk Konseyi'nin kuruluşunda ve faaliyetlerinde yer almadı.
Türk Konseyi, 15-16 Eylül 2010'da İstanbul'da düzenlenen 10. Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi'nde ise resmen hayata geçti.
Türk dili konuşan devletler arasında kapsamlı işbirliğini derinleştirmek, bölgesel ve küresel barış ile istikrara katkıda bulunmak amacıyla kurulan Türk Konseyi'nin kuruluşundan bu yana ise 5 zirve düzenlendi.
Türk Konseyi'nin ilk zirvesi “Ekonomik ve Ticari İşbirliği” temasıyla 20-21 Ekim 2011 tarihlerinde Almaata'da gerçekleştirildi.
İkinci zirve, “Eğitim, Bilim ve Kültürel İşbirliği” temasıyla 22-23 Ağustos 2012 tarihlerinde Bişkek'te düzenlendi.
Üçüncü zirve, 15-16 Ağustos 2013 tarihlerinde Azerbaycan'ın Gebele şehrinde “Ulaştırma” temasıyla gerçekleştirildi.
Dördüncü zirve ise Türkiye'nin ev sahipliğinde 4-5 Haziran 2014 tarihlerinde “Turizm” temasıyla Bodrum'da düzenlendi.
Beşinci zirve, “Medya ve Enformasyon Teknolojileri” temasıyla 11 Eylül 2015 tarihinde Astana'da düzenlendi.
Kırgızistan'da yapılacak 6. zirve öncesinde ise beklentiler yüksekti. Nisan ayında Kırgız Cumhurbaşkanı Sooronbaj Jeenbekov'un Ankara ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve ile ilgili “İnşallah Eylül ayında Türk Konseyi Zirvesi'ni Bişkek'te yapmayı arzu ediyoruz. Jeenbekov, ev sahibi olarak gerek bizi gerek Kazakistan'ı, Özbekistan'ı, Azerbaycan'ı ve Türkmenistan'ı davet etmek suretiyle güçlü bir mesaj vermek istiyoruz ki Türk Konseyi'nde dünyaya bu mesajı verelim” şeklinde konuşmuştu.
Son iki yıldır Türk Konseyi zirvesi düzenlenemediğini belirten Türk Konseyi eski Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Kocaman da zirve ile ilgili olarak, “Kırgızistan Cumhurbaşkanı Jeenbekov'un göreve gelmesiyle Kırgızistan, bölge ülkeleri, Türkiye ve Türk Konseyi ile ilişkilerini hızlı bir şekilde geliştirmektedir. Özbekistan'ın da Türk Konseyi'ne üye olmasıyla çok önemli tarihi bir zirve yapılmış olacak” şeklinde konuşmuştu.
Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi öncesinde ise zirve çerçevesinde konseye üye ülkelerin dışişleri bakanları bir toplantı gerçekleştirildi. Kırgızistan Dışişleri Bakanı Erlan Abdıldayev'in ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov, Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Ramiz Hasanov ve Türk Konseyi Genel Sekreteri Ramil Hasan katıldı. Toplantıda Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto da gözlemci olarak hazır bulundu.
Özbekistan'ın uzun yıllar sonra Türk Konseyi'ne katılması ise dikkat çekiciydi. Eski Özbek Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'un ölümü sonrasında Şevket Mirziyovev'in göreve gelmesi ve Türk-Özbek ilişkilerinin gelişmesi, Özbekistan'ın Türk Konseyi'ne katılmasında önemli bir paya sahip.
Özbek Cumhurbaşkanı Mirziyovev, nisan ayında Erdoğan ile Taşkent'teki görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, görüşmelerde Özbekistan'ın uzun bir aradan sonra Türk Konseyi'nde yeniden yer alması konusunda olumlu bir sonuca vardıklarını belirterek, Bişkek'teki zirveye ülkesinin de katılacağını söylemişti. Mirziyoyev, "Ankara'daki görüşmede Sayın Erdoğan, Türk Konseyi ofisinde Özbekistan'ın bayrağının eksik olduğunu söylemişti. Biz, artık bu konuda anlaştık. Artık Türkiye'deki Türk Konseyi ofisinde Özbekistan'ın bayrağı da dalgalanacaktır. Bu, küçük bir mesele değil. Uzun yıllar sonra Özbekistan, Bişkek'te yapılacak zirvede yeniden yer alacaktır" şeklinde konuşmuştu.
3 Eylül'de, Kırgızistan'ın ev sahipliğinde Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye'nin üye olduğu zirveye, Özbekistan ‘onur konuğu', Macaristan ise ‘gözlemci ülke' sıfatıyla katıldı.
Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Jeenbekov, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyovev ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban hazır bulundu.
Kırgız Cumhurbaşkanı Jeenbekov, zirve sonrası devlet başkanlarını ağırlamaktan, duyduğu memnuniyeti ifade etti. Kazak Cumhurbaşkanı Nazarbayev de Türk dünyasının bütünleşmesinin ilerletilmesi gerektiğinin altını çizdi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ulaşım ve enerji projelerinin öneminin altını çizerek bu projelerin bölgesel işbirliğini güçlendirmek için yarattığı katma değerlere vurgu yaptı.
Özbek Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, Türk Konseyi'nin toplantılarına ve projelerine katılma konusundaki isteklerine dikkat çekti ve Türk Konseyi Modern İpek Yolu Ortak Tur Projesi'ne değindi. Söz konusu ortak projeye Buhara ve Hiva gibi tarihi şehirleri dâhil etmeye hazır olduklarını ifade etti.
Macaristan Başbakanı Orban, Türk Devletleriyle ortak kültürel ve tarihi bağlara atıfta bulunarak Türk Konseyi ile yakın işbirliği içinde çalışmak istediklerini belirtti ve Macaristan'ın gözlemci statüsüne getirilmesi nedeniyle liderlere teşekkür etti.
Zirve sonrası konseyin genel sekreterliğine, Kazakistan'ın eski Tahran Büyükelçisi Bagdad Amreyev'in getirildi. Amreyev 2008-2011 yılları arasında Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi olarak da görev yapmıştı. Amrayev yaptığı açıklamada, Türk Konseyi'nin ileriye dönük önemli faaliyetleri ve eylem planını içeren sonuç bildirisinin imzalandığını belirterek, "Zirvede Macaristan, gözlemci statüsü olarak yerini aldı. Kardeş Macar halkı, köklerinin büyük steplerde olduğuna inanıyor. Bu da doğrudur. Macarlar atalarını unutmadığı için biz de çok seviniyoruz" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türk Konseyi'ni “ortak çabaların, ortak vizyonun ve elbette ortak hayallerin eseri ve aynı zamanda müşterek bir idealin de sembolü” olarak nitelendirdi.
“Bugün bizleri bir araya getiren sadece dilimiz, tarihimiz ve kültürümüz değil, güvenli ve müreffeh bir geleceği hep birlikte inşa etme arzu ve irademizdir. Refahımızı ilerletmek, kalkınma hamlelerimizi başarıya ulaştırmak ve yüzleştiğimiz sorunlarla etkin bir şekilde mücadele etmek için güç birliği yapmamız şarttır” şeklinde konuşan Erdoğan, Türk Konseyi'nin; İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve diğer çok taraflı platformlar ile eşgüdüm içinde faaliyet göstermesine de önem verdiğini ifade etti. “Bu doğrultuda, konseyin, Birleşmiş Milletler nezdinde gözlemci statüsü kazanmasını da arzu ediyoruz. Ayrıca, üye ülkelerin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla iş birliklerini derinleştirme çabalarına destek oluyoruz” şeklinde konuştu.
Erdoğan, zirvede yaptığı konuşmada “Son yıllarda Türk dünyasının jeo-ekonomik önemi daha da arttı. Orta Asya, 70 milyon civarında nüfusun yaşadığı, yatırım imkânları geniş, yetişmiş insan kaynağına sahip, yıllık milli gelir toplamı 350 milyar doları aşan mümbit bir coğrafyadır. Ancak, Türk dünyasının sahip olduğu coğrafi ve demografik ağırlıkla eşdeğer bir ekonomik performans sergileyemediğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Üye ülkelerin kendi para birimleri üzerinden ticaret yapması teklifini konseye sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası ticaretin dolara olan bağımlılığı, artık karşımıza bir engel olarak çıkmaya başladı. Biz bu konuda kendi para birimlerimizle ticaret yapılması seçeneği üzerinde yoğunlaşmayı öneriyoruz. Çağımız bize ulaştırma ve iletişim ağlarının geliştirilmesi için de önemli imkânlar sunuyor. Bu bakımdan Kafkasya ve Orta Asya'yı aşarak Çin'e kadar ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimine önem veriyoruz” şeklinde konuştu.
Konuşmasının sonunda gelecek yıl 7. Türk Konseyi Zirvesi'nde Türk dünyasının bir bütün hâlinde temsil edilmesinin en büyük arzusu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün kardeş halklara mutluluk, refah ve esenlik temennisiyle sözlerini tamamladı.