Dolar

34,5686

Euro

36,2243

Altın

2.986,94

Bist

9.367,77

Ve millet seçimini yaptı: Bize istikamet çizemezsiniz!

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-02 09:58:33

Ve millet seçimini yaptı: Bize istikamet çizemezsiniz!

Türkiye, kendisine istikamet çizmeye kalkışan ve bunun için gerek içerden ve gerekse dışarıdan çok yönlü saldırılar gerçekleştiren malum Dünya Düzenine ve onun yerli işbirlikçilerine cevabını yeniledi ve yineledi: Bize istikamet biçemezsiniz! Beş ay içinde ikinci kez seçime giden milletin içeriye yönelik mesajını huzur, güven, barış, hak ve adalet isteği ve dışarıya yönelik mesajını da hiçbir vesayete boyun eğmeme ve kendilerine istikamet çizenlere karşı bir meydan okuma şeklinde okumak mümkündür.

 

Milletin bu onurlu duruşunu selamlıyor ve hayırlı olsun diyoruz.

 

Belli güç odakları siyaset üzerinden toplumu germe çabalarında maalesef siyasilerin de sorunlu, yer yer düzeysiz ve aynı zamanda saygısız üslupları sayesinde bir yere kadar başarılı oldular. Ancak gerdikleri toplumun aklıselim duruşunu ve kararını etkileyemediler.

 

Olgunlukta, erdemde, aklıselimde, saygıda ve karşıtına tahammülde Türkiye toplumunun siyasi partilerin çok ilerisinde olması oldukça sevindiricidir. Toplum artık bir futbol takımı tutar gibi siyasi parti seçmiyor. Kimi niçin seçtiğini hem biliyor ve hem de genelde herhangi bir tehdit ve-veya telkin altında kalmadan karar verebiliyor. Bir dönem seçtiği parti eğer beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap vermiyorsa bir sonraki dönem bu kez dersini verebiliyor. İnşallah siyasiler de bundan gereken dersi alırlar.

 

Bütün bunlar sevindirici ve ümit verici gelişmeler. Ama toplumun bununla yetinmemesi gerekir. seçtiği kişileri kendi hallerine bırakmamalı ve gözlerinin onların üzerinde olduğunu hissettirmelidir. Ki iktidar partisi başta olmak üzere diğer bütün partiler daha iyisi olmak için birbirileriyle yarışsınlar.

 

Ümit ediyoruz ki, dördüncü kez hükümet olan Ak Parti son zamanlarda sıkça dile getirdiği eksiklik ve zaaflarını ciddi bir şekilde giderme yoluna gider. Eğer ciddi bir ıslaha gitmez ve hak ve adaleti gözetmede, ehliyet ve liyakatte gerektiği gibi titiz davranmazsa, toplumun bir sonraki seçimde kendisini cezalandıracağını unutmamalıdır.

 

Muhalefet de eğer gerçekten iktidar olmak istiyorsa, hak ve özgürlüklerde olduğu kadar, siyasi, kültürel, ekonomik, eğitim, tarım ve kalkınma gibi konularda da daha başarılı olacağına dair toplumu inandırabilmelidir. Aksi halde atalarımızın deyimiyle “sittin sene” geçse de iktidar olamazlar.

 

Örneğin, İstanbul gibi büyük ve en büyük sorununun da trafik olduğu bir mega kent için mevcut yol, köprü, tünel ve metrolardan daha fazlasını yapacağının vaadinde bulunmak yerine yapılmakta olan köprüye, yollara ve tünellere karşı olan bir partiyi kaç İstanbullu ve ne adına destekleyebilir?

 

Kürtlerin varlığını dahi hala hazmedemeyen, devletin inkar, imha ve asimilasyon politikalarını doğrudan veya dolaylı olarak onaylayan ve Cumhuriyet ile yaşıt olan Kürt Sorununun çözümü için makul önerileri olmayan bir partiyi kim ne için seçsin?

 

İnsanların inançlarından veya aşırıya kaçmamak şartıyla zevklerinden kaynaklanan giyimlerine tahammülü olmayanlara bugünden sonra kim ne için oy versin ki?

 

CHP ve MHP hayra dair hiçbir şey vaat etmedikleri için geçiyorum. Ama HDP için birkaç cümle gerekiyor. Çünkü HDP her ne kadar şimdiye kadar gereğini yerine getirmediyse dahi, omuzlarında büyük bir yük ve sorumluluk taşıyor. Bu da Kürtlerin partisi ve ümidi olduğu iddiasıdır. Bu iddianın gereği şiddet, terör ve insanları dağa teşvik değil, halka saygı, halkın değerleriyle barış ve taleplerinin hilafına davranmamaktır.

 

Görüldüğü gibi, toplumun gözünden hiçbir şey kaçmıyor artık; 7 Haziranda Ak Parti'ye ders veren ve HDP'ye barajı aştıran toplum, kısa zamanda baktı ki, partiler iddialarının arkasında değil, ilk fırsatta, yani 1 Kasımda gereğini yaptı.

 

Yine HDP'nin unutmaması gereken diğer bir husus da, Kürtler bütün eksiklik ve aksaklıklarına rağmen kendilerini Batının Şövalyesi veya Arslan Yürekli Richard olarak değil, hala birer Selahaddin olarak görmektedirler! Gerçekten Kürtlerin yararına bir şeyler mi yapmak istiyorsunuz? Hiç vakit geçirmeden sözde değil, eylemde barış, güven ve huzur için çalışınız. Halk, 100 küsur belediyeyi ve akabinde 80 milletvekilini öz yönetim ve özerklik gibi fantezilerinizi tatmin etmeniz veya malum güruhun her mahalleye hendek kazmasını, yollara mayın döşemesini, her gün cinayet işlemesini, araç, okul, hastane ve ev yakmasını ve haraç kesmesini doğrudan veya desteklemeniz için değil, hizmet edesiniz diye verdi.

 

PKK'nın yeniden silaha sarılması ve hemen hemen her gün kanlı eylemler gerçekleştirmesi ve hızını alamayarak Barzani'ye bile saldıracak kadar ileri gitmesi ancak cinnet olarak tanımlanabilir. HDP halktan aldığı %13 gibi büyük bir destekle PKK-KCK'yi siyasete ve topluma kazandıracağına, kendisi isteyerek veya istemeyerek PKK-KCK vesayetinin altına girdi. Bütün bunları gören toplum ilk müdahalesini de yaptı.

 

Artık bilmek gerekir, kim Kürtleri bölgeye üşüşen emperyalistlerin şövalyesi yapma girişiminde bulunursa, kaybeder.  Ve kim yeni Türkiye'nin inşasında sorumluluklarını yerine getirmezse, elenir.

Haber Ara