Ahmet Baytursınulı kimdir?
Kazak eğitimci, siyasetçi Ahmet Baytursınulı... Ahmet Baytursınulı kimdir? İşte Ahmet Baytursınulı'nın biyografisi

Oluşturma Tarihi: 2017-12-24 00:39:54

Güncelleme Tarihi: 2017-12-24 00:39:54

Ahmet Baytursınulı, 1873 senesinde Kazakistan'ın Torgay ili, Tosın kasabası Sarıtübek köyünde dünyaya geldi.

Kazaklar, Büyük Cüz, Orta Cüz ve Küçük Cüz olmak üzere üç büyük kola ayrılmışlardır. Buna göre; Ahmet Baytursınulı, Orta Cüz Kazakları'nın Argun boyundandır.

Ahmet Baytursınulı'nın ailesi çiftçilikle uğraşırdı. Babası Baytursın mert, dürüst, namuslu, köyde ve çevre köylerde sevilip sayılan biridir. İlçe yöneticisi Yakovlev 20 Ekim 1886'da Sarıtübek köyüne gelir. Kendisini karşılamadıkları gerekçesiyle Baytursın ve kardeşi Aktas'ın üzerine at sürer. Baytursın ve kardeşleri ona tepki gösterir ve köyden kovarlar. Sonrasında il yöneticilerinin köye gönderdiği heyet, Şoşakulı ailesinin gözaltına alınmasına karar verir. Duruşmada Baytursın ve kardeşi Aktas tutuklanır, Sibirya'ya on beş seneliğine sürgün edilirler. (Alibekiroğlu, 2005: 5)

Babası, Ahmet'in okuması için çok gayret eder, onu, Torgay şehrindeki iki sınıflık Rus-Kazak okuluna gönderir. Ahmet'i okutmak için annesi Künşi ve amcası Erğazı ellerinden geleni yapar. (Hüseyin, 2002: 223)

Baytursınulı 1882-84 seneleri arasında köydeki ilim sahibi kişilerden okuma yazma öğrenir. Sonrasında köy okuluna, 1886 yılında Rus-Kazak okuluna başlar. 1891 yılında Orenburg'daki öğretmen okuluna girer. 1895 yılında öğretmenliğe başlar. Bu arada Rusça eğitim de alır.

Kazakistan'da farklı bölgelerde öğretmenlik yapar.

Baytursınulı, 1896 senesinde Kazak tarihi, etnografyası, folkloru ve dili üzerinde çalışmalar yapan Çuvaş Türkü Alektorov ile buluşur. O, Alektorov'dan Kazakistan dışındaki Kazakların yaşayışları ve Kazak ülkesi üzerinde güdülen yayılma ve sömürü siyaseti hakkında bilgi edinir. Rus âlimi İlminskiy'nin çalışmalarının Kazakları eğitme değil misyonerlik faaliyetleri olduğunu Alektorov'dan öğrenir. Bu görüşmeden sonra Ahmet'in siyaset, eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşünce dünyası değişir. (Türk, 1999: 1)

O, İsmail Gaspıralı'nın temellerini attığı bütün Türkistan'a yayılan Usul-i Cedid adlı eğitim sistemini yakından takip eder.

Baytursınulı, Kazak dili ve edebiyatının tarihi gelişimini araştırır, modern Kazak edebiyatını oluşturmanın yollarını arar. Kazak halkının folklor malzemelerini derleme, inceleme ve araştırma işiyle de uğraşır. Kazak toplumunun sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili makaleler, şiirler yazar. Rus klasiklerinden çeviriler yapar.

Baytursınulı, Çarlık Rusyası'nın artan baskıları karşısında “Kazaklar bağımsız millettir.” diyerek kendisiyle aynı görüşte olan aydınlarla birlikte hareket eder ve böylece siyasete atılır.

Kazak çocuklarının eğitimiyle ilgili yazılarıyla dikkatleri üzerine çeken Baytursınulı, 1909 senesinde hükûmete karşı girişimlerde bulunmakla suçlanır. Önce Karkaralı cezaevine konur, sonrasında Semey hapishanesine nakledilir. Oradan Orenburg'a sürgüne gönderilir. (Oralbayeva, 1998: 92)

Baytursınulı, sürgün yıllarını geçirmek üzere 9 Mart 1910 tarihinde Orenburg'a gelir. 1910 senesinden 1917 senesi sonuna kadar burada kalır. Yazarlık ve yayıncılık hayatı başlar.

O, Kazak gençleri ile Mart 1913 tarihinde, Orenburg'da “Kazak” isminde haftalık bir gazete çıkarmaya başlar. Gazetenin çıkış amacı, “Kazakların bilimsel, edebî, siyasi, sanatsal açıdan yetişip gelişmesi, halkın eğitilmesi”dir. Gazete, 1917 senesinde hükûmet tarafından kapatılır.

Bu dönemde, ilk kitabı olan Masa (1911)'yı, Okuv Kuralı (1912) isimli eserini, Kırık Mısal (1913), Til Kuralı (1915) isimli kitaplarını yayımlar.

21-28 Temmuz 1917 tarihindeki Kurultay'da Kazak partisinin kurulması kararı çıkar. Baytursınulı, “Kazak” gazetesinin 27 Kasım 1917 tarihli sayısında yeni kurulan “Alaş” partisinin programını yayınlar. O seneden 1919'a kadar da “Alaş-Orda” hükûmetinin eğitim bakanlığını yapar. 1919 yılında “Alaş-Orda” dağıtılır. “Alaş”tan ayrılıp hürriyet ve bağımsızlık vaatleriyle gelen Bolşeviklerin safına geçer. Moskova'ya giderek bizzat Lenin'le görüşür. 1920 senesinde Lenin'in isteğiyle “eğitim bakanlığı”na atanır.

Baytursınulı 1921-1925 seneleri arasında bilim ve edebiyat komisyonu başkanlığı, Kazakistan Araştırmaları Komisyonu fahri başkanlığı, 1921-26 seneleri arasında Orenburg'daki Kazak Eğitim Enstitüsü'nde hocalık vazifelerini yürütür. Komünist Partisi üyeliğini 1925 senesine kadar yürütür. Sonra tamamen bilime ve öğreticilik faaliyetlerine yönelir. Taşkent'teki Kazak Pedagoji Enstitüsü'nde Kazak Dili ve Edebiyatı dersleri verir. 1928 senesinde Almatı Kazak Memleket Üniversitesi'ne davet edilir ve burada Kazak Dili ve Edebiyatı profesörü unvanıyla dersler vermeye başlar (Oralbayeva, 1998: 94). Bu seneler Stalin'in ilk seneleridir. Stalin'in ilk icraatı Orta Asya Türk aydınlarını takibe almak ve onları ortadan kaldırmak olur. Türk aydınları “halk düşmanı”, “devrim düşmanı”, ve “pantürkist” olmakla suçlanır. Ahmet Baytursınulı da bu fırtınadan nasibini alır ve 1 Haziran 1929 tarihinde halk düşmanı suçlamasıyla gözaltına alınır. 2 Haziran'da tutuklanarak Arhangelsk'e sürgün edilir.

1934 senesinde Rus yazar Maksim Gorki'nin eşi E. P. Peşkova'nın Sovyet Komünist partisine yazdığı, sürgündeki aydınların affedilmeleri içerikli rica mektubu üzerine Sibirya'daki mahkûmiyetinden erken döner. Ona verilen “Herhangi bir iş sahibi değildir” (Buran, 2010: 426) belgesi nedeniyle Almatı'da hiçbir işe kabul edilmez. Eskisi gibi bilimsel çalışma yapmasına, çocuk okutmasına, bir işte çalışmasına izin verilmez. Baytursınulı ve ailesi adeta açlığa terk edilir.

Baytursınulı'nın 1935-37 seneleri arasında görüştüğü kişiler bahane edilir. 1936-37 senelerin kasırgası “Kızıl Kırgın” onu da bulur, 8 Ekim 1937 tarihinde Baytursınulı tutuklanır.

Bazı kaynaklara göre 8 Aralık 1937 tarihinde; bazılarına göre de 9 Ekim 1938 tarihinde Torgay kasabası, Cangeldi köyünde kurşuna dizilerek katledilir. Tüm Türk aydınlarına olduğu gibi onun da ismine ve eserlerine bu tarihten sonra yasak konur, tarih ve edebiyat kitaplarından ismi çıkartılır (Buran, 2010: 427; Türk, 1999:2). 1985 senesinde yönetimdeki rahatlamadan sonra Kazak SSR Yüksek Mahkemesi'nin 4 Kasım 1988 tarihinde aldığı bir kararla Baytursınulı, M. Cumabayev, C. Aymavıtulı, M. Duvlatov ve Ş. Kudayberdiyev'in adları; “ Halka hizmet etmekten başka hiçbir suçları yoktu.” denerek Kazak halkına iade edilir (Oralbay, 1998: 95).

Baytursınulı'nın 8 Aralık 1937 tarihinde kurşuna dizilerek öldürüldüğünü ailesi seneler sonra öğrenir.