Sultan Dördüncü Murad 26 Temmuz 1612 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Sultan Birinci Ahmed, annesi Mahpeyker Kösem Sultan.
Sultan Dördüncü Murad Şeyhülislam Yahya Efendi'ye "Baba" diye hitap ederdi ve onun döneminde gece sokağa çıkma, içki ve tütün yasaklandı. Sultan Dördüncü Murad ilim adamlarını yeni çalışmalar yapmaları için teşvik etti. Sultan Dördüncü Murad döneminin önemli olaylarından biri de, Hazerfan Ahmed Çelebi'nin kanat takarak Galata Kulesi'nden Üsküdar'a uçmasıydı.
Sultan Dördüncü Murad'ın saltanatı 2 devreye ayırılır. Henüz 11 yaşında iken tahta geçtiğinden devlet işleri büyük ölçüde annesi Kösem Sultan'ın elinde yürümekteydi. Onunla birlikte olan vezirler, gözünün önünde Hafız Ahmed Paşa'yı askere parçalattılar ve genç padişahı da korkuyla dehşete düşürdüler. Osmanlı memleketlerinde asayiş ve huzur kalmadı, zorbalar şehirleri ele geçirdiler. Delikanlılık çağında idareyi bizzat ele aldıktan sonradır ki Sultan Dördüncü Murad, biraz da şiddet yolu ile bütün zorbaları bastırdı, tekrar devlet hakimiyetini kurdu.
1624 yılında Şah Abbas'ın Bağdat'ı işgal etmesi üzerine İran'la 17 yıl sürecek savaş başladı Bu sırada Sultan Dördüncü Murad daha çocuk yaşlardaydı. Bu sebeple savaşın ilk yıllarında İran büyük başarılar elde etti. Sultan Dördüncü Murad, ilerleyen yıllarda iç isyanları nispeten kontrol altına aldı ve saray içinde düzenlemeler yaptı. İran meselesine de büyük önem veriyordu. Sultan Dördüncü Murad, Revan Seferine çıkma kararı aldı ve Üsküdar'daki ordugaha geçti. Öteden beri bozulmuş olan sefer düzenini tekrar eski haline döndürmek için çok dikkatli davranıyor, askerin kanunsuz hiçbir hareketini hoş karşılamıyor, anında cezasını veriyordu. Sefere çıkan Sultan Dördüncü Murad, Konya'da bulunan Mevlana Celalleddin-i Rumi'nin türbesini ziyaret etti.
Bayburt'a geldiğinde Sadrazam tarafında karşılandı. Sultan Dördüncü Murad, Erzurum'da 30 bin asker bıraktıktan sonra 100 bin askerle Revan üzerine yürüdü. İran ordusu hızla geri çekilmeye başlamıştı. Revan'ı geri alan Osmanlı kuvvetleri, Aras nehri boyunca ilerleyerek, Eylül 1635'de 32 yıl önce İran'ın eline geçen Tebriz'i geri aldı. Bu fetih Tebriz'in Osmanlılarca altıncı fethedilişi idi. Ancak kış mevsimine girilmesi ve Sultan'ın hastalığı dolayısıyla İstanbul'a geri dönüldü. Bundan yararlanan İran bölgede yeni işgallere başladı.
Sultan Dördüncü Murad, İran'ın doğuda yeni işgallere başlaması ve bin bir güçlükle geri alınan Revan'ın kaybedilmesi üzerine, yeniden Bağdat Seferine çıkmaya karar verdi. Osmanlı ordusu İstanbul'dan hareketinin yüz doksan yedinci günü olan 16 Kasım 1638'de Bağdat önlerine geldi. Bağdat kalesi otuz yedi gün boyunca kuşatıldı ve kahramanca çarpışmalar yapıldı. Sultan Dördüncü Murad, genel saldırıya geçilmesine karar verdi. Sabah erkenden başlayan hücum sonunda kale teslim oldu.
Yapılan Kasr-ı Şirin Antlaşmasıyla Azerbaycan ve Revan Safevilerde, Bağdat Osmanlılarda kaldı. İki ülke arasındaki Zağros dağları sınır kabul edildi. Bugünkü Türk-İran sınırı büyük ölçüde bu antlaşmayla çizilen sınır esasına dayanıyor. Bu antlaşmayla On dört sene on bir ay önce bir ihanet sebebiyle Safevilere geçen Bağdad, artık kesin olarak Osmanlı İdaresine geçti. Sultan Dördüncü Murad bu zaferden sonra Bağdat fatihi diye anıldı.
Rus ve Lehlerden yardım gören kardeşlerini ortadan kaldıran Canbey Giray'ı 1628'de hanlığa getiren Sultan Dördüncü Murad, Kırım'da Osmanlı hakimiyetini kuvvetlendirdi.
Lehistan'da barınan kazaklar Osmanlı topraklarına saldırıyor Lehliler de buna göz yumuyordu. 1630 yılında antlaşmalar yenilenmiş, Lehistan Osmanlı Devleti'ne vergi vermeyi kabul etmişti. Ancak çeşitli nedenlerle vergilerini ödemeyen Lehistan toprakları üzerine sefer düzenlenmesine karar verildi. Leh Kralı Vladislas barış istedi.
Dördüncü Murad 17 yıl hükümdarlık yaptıktan sonra, Niksir hastalığından dolayı henüz 28 yaşında vefat etti.