Sultan İkinci Murad 1402 yılında doğdu. Babası Mehmed Çelebi, annesi Dulkadiroğulları beyliğinden Emine Hatun.
Sultan İkinci Murad'ın tahta çıkışından yararlanmak isteyen Bizanslılar, Mehmed Çelebi zamanında hapsettikleri Mustafa Çelebi'yi serbest bırakıp ayaklanması için desteklediler.
Sultan İkinci Murad'ın üzerine gönderdiği birlikleri Rumeli taraflarında yenen Şehzade Mustafa Çelebi, Edirne'ye gelerek hükümdarlığını ilan etti. Ancak daha sonra Ulubat civarında karşılaştığı Sultan İkinci Murad'ın ordusu karşısında direnemedi ve kaçmaya çalıştı. Edirne'de yakalanan Mustafa Çelebi (Düzmece Mustafa) idam edildi.
1421 yılında Azeb ismiyle yeni bir askeri sınıf kurduran Sultan İkinci Murad, Mustafa Çelebi ayaklanmasında baş rol oynayan Bizans'ın üstüne yürüyerek İstanbul'u kuşattı.
Sultan İkinci Murad, Bizans'ın kışkırtmaları ve Anadolu beyliklerinin destekleriyle ayaklanan 13 yaşındaki küçük kardeşi Şehzade Mustafa'nın Bursa'yı kuşattığı haberinin alınması üzerine, İstanbul kuşatmasını kaldırarak Anadolu'ya geçti ve isyanı bastırdı. Yakalanan Şehzade Mustafa boğduruldu.
Sultan İkinci Murad, Şehzade Mustafa olayını da çözdükten sonra, devamlı olarak Osmanlı'ya karşı ayaklanan Anadolu Beyliklerini etkisiz hale getiremeye karar verdi.
Sırasıyla Aydın, Menteşe, Teke ve Germiyan beyliklerine son verildi.
Sultan İkinci Murad, 1438'de Sırbistan üzerine sefere çıktı. Sırbistan vergiye bağlandı. Selanik, Makedonya, Teselya ve Yanya dolayları Osmanlı topraklarına katıldı. Arnavutluk Osmanlı himayesini kabul etti. Ayrıca, ayaklanan Eflak Bey'i Vlad'ın (Kazıklı Voyvoda) üzerine kuvvet gönderildi ve Eflak Beyliği yeniden Osmanlı'ya bağlandı.
Türklerin Balkanlar'daki bu başarıları Bizans ve Avrupa'yı telaşa düşürmekteydi. Avrupa'da haçlı seferi hazırlıkları yapılıyordu. Balkanlar'da Erdel Bey'i Hünyadi Yanoş'un Türkler'i pusuya düşürmesiyle 20 bin şehit verildi. Bu başarılar Osmanlı Devletine bağlı bütün beylerin ayrılmalarına neden oldu.
Osmanlı Ordusu bu kötü gidişe son vermek için çalıştıysa da başarılı olunamadı. Ardı ardına alınan bu yenilgiler Haçlıları ümitlendirmişti. Osmanlı ordusu Rumeli'de ilk defa böyle bir mağlubiyete uğramıştı. Haçlı ordusu "Tabur cengi" denilen bir usül ile arabalara bağlı top bataryaları kullanıyor, Osmanlı ordusu üzerlerine geldiğinde arabaları çember haline getirerek içine saklanıyor ve toplarla dört bir yana ateş ederek Osmanlı ordusuna ağır darbe vuruyordu.
Haçlı kuvvetleri kazanılan her başarı sonrası daha da güçlü ve kuvvetli ittifaklar yaparak, Osmanlı Devleti'ne saldırmaya devam etti. Sırp, Eflak, Erdel, Macar kuvvetleri ilerlemeye devam ediyordu.
Niş yakınlarında yeniden büyük bir kayıp verildi. Haçlı birlikleri Filibe'ye kadar geldiler. Ancak soğukların şiddetlenmesi ilerlemelerine engel oldu.
Balkanlarda ardı ardına uğranılan yenilgiler, Osmanlı Devleti'ni zor duruma soktu. Bizans'ın Avrupa'da tahrikleri devam ediyordu.
Bu şartlarda her ne pahasına olursa olsun anlaşmaktan başka çıkar yol yoktu. Sultan İkinci Murad, barış için girişimlerde bulunarak, 12 Haziran 1444'de Segedin Barış Antlaşması'nın yapılmasını sağladı. Barışın devamlı olmasını sağlamak için de antlaşmaya taraf olan kralların yemin vermesi şart koşulmuştu.
Bu antlaşma ile Osmanlılar Balkanlar'da bir rahatlama sağlayarak, yeniden toparlanmak için zaman kazanmışlardı. Ayrıca ilk defa bir sınır kavramı ortaya çıkmış ve Tuna nehri sınır olarak kabul edilmişti.
Sultan İkinci Murad, Segedin antlaşmasıyla birlikte tahttan çekildi ve Manisa'ya gitti. Yerine henüz çocuk denebilecek yaşta olan Şehzade Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) tahta çıktı.
Şehzade Mehmed'in tahta çıkması Avrupa'da yeni bir Haçlı seferi hazırlıklarının başlamasına sebep oldu. Kralların yeminlerini bozarak antlaşmaya aykırı hareket etmeleri ve yeni bir haçlı seferi düzenlemeleri üzerine Sultan İkinci Murad, oğlu Sultan İkinci Mehmed tarafından bir mektupla Manisa'dan Edirne'ye davet edildi.
Sultan İkinci Murad büyük bir hızla Edirne'ye geldi. Osmanlı Ordusunun başına geçti. Varna önlerine gelen Osmanlı Ordusu, Haçlılara karşı saldırıya geçti. 10 Kasım 1444 yılında Haçlı Ordusunun Varna önlerinde bozguna uğratılmasıyla büyük bir zafer kazanıldı
Varna Savaşı, Haçlıların İstanbul'un Türkler tarafından fethedilmesini engellemek için yaptıkları son girişim oldu.
Bu savaş, Osmanlıları Segedin Antlaşmasına zorlayan şartları tamamen değiştirdi.
Varna Savaşı'nın üzerinden dört yıl geçtikten sonra, Macar Kralı Jan Hunyad; Macar, Eflak, Leh ve Almanlardan oluşan ordusuyla Sırbistan'ı işgal etti.
Osmanlı topraklarına girerek Kosova'ya kadar geldi. Savaş, Jan Hunyad'ın saldırısıyla başladı. 19 Ekim 1448 yılında savaşın üçüncü günü sahte bir geri çekilmeyle çember içine alınan Jan Hunyad ve ordusu, ağır bir yenilgiye uğratıld
İkinci Kosova Savaşı sonunda Balkanlar kesin olarak Türk yurdu haline geldi. Haçlılar bir daha Osmanlılara saldırma cesareti gösteremediler.