Stephen Hawking 8 Ocak 1942 tarihinde İngiltere‘nin Oxford kentinde, biyoloji uzmanı olan Frank Hawking ve Isobel Hawking‘in çocukları olarak dünyaya geldi. Hawking'in, doğumundan sonra ailesi Londra‘ya geri döndü.
Stephen Hawking 8 yaşındayken ailesiyle birlikte St. Albans, Hertfordshire‘a taşındı ve 11 yaşına geldiğinde burada, şu anda halen çeşitli konferanslar verdiği yerel bir özel okul olan St Albans School‘da öğrenim görmeye başladı.
Bilime ilgisi o yıllarda başlayan ve daha sonra babasının da mezun olduğu Oxford University College‘a matematik dalında öğrenim görmek için girmesine rağmen okulda matematik bölümü olmadığı için fizik bölümüne giren Hawking'in o dönemde ilgisini, termodinamik, kuantum fiziği ve görelik konuları çekmeye başladı. Hawking'in babasıysa oğlunun tıp okumasını arzuluyordu.
1962 senesinde Oxford University'den mezun olan ve astronomi dalında incelemeler yapmak için okulda kalan Hawking daha sonra, incelemeden çok teori geliştirmeye ilgi duyduğunu farketti. Bunun ardından okuldan ayrılarak Cambridge, Trinity Hall‘a geçen Hawking, burada teorik astronomi ve kozmoloji çalışmalarına başladı.
Cambrige'e geldiği sıralarda, bir motor nöron hastalığı olan ve tedavisi olmayan Amyotrofik Lateral Skleroz'a yakalandı. Cambridge'deki ilk iki yılında çok zorluk çekmeyen Hawking, hastalığının ilerlemesinin ardından akademik danışmanı Dennis William Sciama‘nın da yardımıyla çalışmalarına devam ederek doktorası için çalışmaya başladı. Bu dönemde çok yakında ölebileceği fikriyle yaşayan ve kendi için neden doktora yaptığını sorgulayan Hawking, daha sonra yaptığı açıklamalarda, 1965 senesinde bir dil öğrencisi olan Jane Wilde ile yaptığı evliliğin, yaşamında bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. 1985 senesinden bu yana sesini de kaybeden Hawking, kendini tekerlekli sandalyesindeki, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı vasıtasıyla iletişim kurmaya başladı.
Kara deliklerle ilgili teorileri ve kuantum fiziği alanındaki çalışmalarıyla, günümüzde yaşayan, en tanınan bilim insanı olarak kabul edilen Hawking'in kitapları, 40 dile çevrildi.
Dünya çapında on milyondan fazla satılan Zamanın Kısa Tarihi adlı kitapla şöhreti yakalarken, devamı sayılabilecek Zamanın Daha Kısa Tarihi adlı kitabıyla teorilerini geliştirmeye ve pekiştirmeye devam etti. Son kitabı Ceviz Kabuğundaki Evren‘de Hawking, kuantum teorisinden Süpersicim Kuramı‘na, bütünsel beyin algılanımından süper kütle çekimine, süpersimetriye ve görelikten zaman yolculuğuna kadar evrenin birçok merak uyandıran konularına eğilerek, Albert Einstein'in Genel Görelik Teorisi ve Richard Feynman‘ın çoklu geçmiş düşüncesini birleştirerek evrende olup bitenleri tanımlayarak, tek bir bütün teori üretmeyi hedefledi.
Fiziğe katkılarından dolayı 12 onur derecesi alan, 1974‘te Royal Society‘nin en genç üyelerinden biri olan ve 1979 yılında, Isaac Newton için kurulan Lucas Kürsüsü‘ne getirilen Hawking, 1982‘de de Kraliçe Elizabeth II tarafından CBE ile ödüllendirildi. 1989‘da Companion of Honour‘a layık görülen Hawking, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyesidir.
Ocak 2007‘de 65 yaşına basan Hawking, bir havacılık şirketin sponsorluğunda uzaya seyahat etmek istediğinin haberini verdi.
Ocak 2017'de 75. doğum günü etkinlikleri kapsamında BBC'ye konuşan Hawking, dünyanın Venüs gezegenindekine benzer bir sera etkisiyle 250 dereceye kadar ısınabileceği ve gökten sülfürik asit yağabileceği uyarısında bulunurken, benzer senaryolar nedeniyle insanlığın soyunu devam ettirmek için başka bir gezegeni kolonileştirmesinin zorunlu olduğunu söyledi.
Kitaplarında genellikle bir "Yaratan"ın varlığını reddeden Stephen Hawking, Her Şeyin Teorisi (Birleştirilmiş Alan Kuramı)'ne ulaşıldığı zaman, kainat'ın yaratım sürecinde, ‘Tanrı' kavramına ihtiyaç olmadığını da net bir dille ifade eder.
Stephen Hawking, Einstein'dan bu yana dünyaya gelen en parlak teorik fizikçi olarak kabul edilen Hawking, 12 onur derecesi ve 1982'de CBE ile ödüllendirilmiş, bundan başka birçok madalya ve ödül aldı. Royal Society'nin ve National Academy of Sciences (Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi) üyesi