Tong Yabgu Kağan'ın doğum tarihi bilinmemektedir. Aşina ailesinin bir üyesi olan abisi Şikoey Kağan'dan sonra hükümdar olmuştur. 618- 628 seneleri arasında Batı Göktürk Devleti'ni yönetmiştir.
Batı Göktürk Devleti'nin altın çağını Tong Yabgu'nun döneminde yaşadığı kabul edilir. Hükümdarlığı sırasında Tang Hanedanı ile iyi ilişkiler kurmuş ve imparatorluk ailesinden bir prenses ile evlilik yapmıştır.
Çinli budist hacı Xuan Zang Batı Göktürk Devleti'nin başkenti Suyab'ı gezmiş ve dönemin kağanı hakkında bir tasvir yazmıştır. Tarihçiler bu kağan tarifinin Tong Yabgu'yu işaret ettiğini düşünmektedir. Fakat Gao Lei, Xuan Zang'ın bu tasvirinin Tong Yabgu'ya değil onun oğlu olan Se Yabgu Kağan'a ait olduğunu söylemektedir. Xuan Zang'ın tasviri şu şekildedir:
''Kağan saten elbise giyiyordu, saçı 10 fit uzunluğundaydı ve serbestti. Beyaz ipek bant alnını sarmış ve arkadan bağlanmıştı. Devlet erbaplarının sayısı 200 kadardı. Hepsi işlemeli elbiseler giyiyor, kağanın sağ ve sol tarafında oturuyorlardı. Ordusunun geri kalanına eşlik edenler kürk, şayak ve iyisinden yün elbise giyinmişlerdi. Mızrak, sancak ve yayları düzenliydi. At ve deve süvarileri gözün göremediği yere kadar uzanır''
Tang Kitabı'nda Tong Yabgu ve saltanat dönemi ile ilgili şu bilgiler vardır:
''Tong Yehu Kağan cesur, kurnaz ve savaş sanatında iyi bir adam. Bu sayede kuzeydeki Tiele kabilelerini, batıda karşı karşıya olduğu Sasanileri ve güneyde bağlantılı olduğu Kaşmira bölgesini kontrol altında tutabiliyor. Tüm ülkeler ona tabi. Eli ok ve yay tutan on binlerce erkek sayesinde batı üzerinde büyük bir güç ve baskı kurdu. Wusun'u ele geçirerek çadırını kuzey Taşkent'teki Qianquan'a taşıdı. Batıda yer alan tüm prensler bölgelerini Türkler adına idare etmeye başladı. Tong Yabgu ise bu bölgelere birer tudun (vali) gönderdi. Batı Türklerinin devleti daha önce hiçbir dönem böylesine bir güce ulaşamamıştı''
Tong Yabgu, İran'da hakimiyet kurmak için Sasaniler ile mücadele etmiştir. 620'li senelerin başında kağanın yeğeni Böri Şad, Kafkas Dağları'ndaki Sasani topraklarına doğru akınlar düzenlemiştir.
Pek çok tarihçi Tong Yabgu'yu Bizans kaynaklarındaki, 627-628 senelerinde Sasani İmparatorluğu'na karşı Kafkaslar'da Heraklius'la iş birliği yapan Ziebel ile özdeşleştirirler. Chavannes, Uchida, Gao ve Xue Zhongzeng'i kapsayan birkaç tarihçi ise Tong Yabgu'nun Ziebel'le özdeşleştirilemeyeceğini ve aslında 625 senelerde hayatını kaybetmiş olabileceğini savunur. Bu tarihçiler Bizans ve Çin kaynakları arasındaki tarihlerdeki tutarsızlıklara dikkat çekerken, Ziebel'i Tong Yabgu'yla bağdaştırmanın halen günümüzdeki kanıtların abartılı bir örneği olduğunu savunurlar.
627 senesinde Türkler günümüzde Derbent ismini alan Kariye'yi yağmalamışlardır. Burada gerçekleştirilen baskın tüm ülkede paniğe yol açmıştır. Sasani kuvvetleri öncelikle başkent Partav'a çekilmiş sonrasında ise Kafkas Dağları'na doğru yönelmiştir. Göktürk-Hazar birlikleri onları takip etmiş ve yakalayarak çoğunu öldürmüş, bazılarını da esir olarak almışlardır.
628 senesinde Tong Yabgu'nun ordusu Tiflis kuşatması öncesinde Heraklius'a katılmıştır. Tong Yabgu Heraklius'a okunu vermiş ve Heraklius da buna karşılık ona kendi başındaki diademi vermiştir. Orada Tong Yabgu'nun oğlu ve Heraklius'un kızı Eudoxia Epiphania'nın evlenmesi üzerine sözleşilmiş ve Hazar liderlerine hediyeler verilmiştir. Tong Yabgu da 40.000 Hazar atlısının Heraklius'un yanında olacağı sözünü vermiştir. İlk Tiflis kuşatması başarısız olmuştur. İkinci kuşatma ise başarılı olmuş, kuşatma sonrasında kaleyi savunan Gürcülerin çoğu idam edilmiştir.
Tong Yabgu kendi hakimiyeti altında bulunan bölgelerin kontrolünü sağlamak için her bir bölgeye tudun yani vali atamıştır. Batı Göktürk Devleti, Tong Yabgu'nun 628 senesinde ölümünden sonra gücünü yitirmiş ve siyasi yapısı zayıflamıştır. Sonrasında birçok kabile bağımsızlığını ilan etmiş, Hazar Kağanlığı ve Bulgarya Hanlığı gibi ardıl devletler kurulmuştur.