TİMETURK I HABER MERKEZİ
Melahat KEMAL
Dünya Ekonomik Forumu ekonomik büyümedeki yavaşlık, artan eşitsizlik, iklim şartlarının sertleşmesi, veri dolandırıcılığı, düzen karşıtlığına dayalı siyaset ve zorunlu göç verilerine dayanarak 2017 yılının 2016'ya nispetle daha “çetin” bir yıl olacağını iddi etti.
TRUMP FAKTÖRÜ
Forum, tüm bu göstergelerin yanında Trump'ın başkanlığının da yaşanacak olumsuzluklarda önemli bir faktör olduğunu belirtti.
ABD'nin yeni başkanı Trump'ın tahmin edilemeyen siyasi gücünün ülkenin gerek içeride gerekse dışarıdaki önceliklerini değiştirmesi bekleniyor.
ABD İÇE Mİ DÖNECEK?
Trump, NATO müttefiklerini savunma bütçelerine yeterince pay ayırmamakla suçlarken serbest ticaret anlaşmalarını hükümsüz bırakacağını vaat etti.
Yeni başkan ayrıca ABD'nin yurt dışındaki çatışmalardaki rolünün de sorgulanacağını belirtti.
Trump'ın siyasetteki yaklaşımı, ABD dünya genelinde demokrasinin, insan haklarının ve adaletin yayılmasına aktif olarak katkıda bulunması anlamına gelen ‘Amerikan istisnacılığı'nın reddine dayanıyor.
Amerikalı siyaset bilimci Ian Bremmer'e göre Trump uluslararası işbirliğini tam olarak “etkileşimsel” manada değerlendiriyor: “Eğer ABD açısından yakın zamanlı belirgin bir faydası yok ise Trump, o noktada ABD'nin yapacağı bir şey olmadığını düşünüyor”.
ABD'nin dünya sahnesinden çekilmesi müttefiklerinin ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmasını kaçınılmaz kılacağını düşünen Bremmer'e göre II.Dünya Savaşı'ndan bu yana küresel düzenin temel taşı olan ABD bu konumunu yitirmiş bulunuyor, işte bu da dünyanın karşı karşıya kalacağı en büyük risk.
KIZGIN SEÇMENLER
Zengin ile fakir, genç ve yaşlı nüfus arasındaki uçurumun giderek açılması toplumlardaki kızgınlığı ve memnuniyetsizliği arttırıyor.
Dünya Ekonomik Forumu dünyadaki eşitsizliğin son 30 yılda düştüğünü ancak ABD ve İngiltere de dahil olmak üzere toplumların kendi içindeki eşitsizliğin arttığını ifade ediyor.
Forum yıllık risk raporunda “ Irk, çok kültürlülük, çevre sorunları ve uluslararası işbirliği konuları ülke nüfuslarındaki yaşlı ve eğitim seviyesi düşük insanları kendilerini vatanlarında dışlanmış hissettiklerini” açıkladı.
2017 yılında Fransa, Almanya ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde genel seçimler gerçekleştirilecek. Popülist ve Avrupa Birliği'ne karşı olan siyasi partilerin bu seçimlerde büyük kazanım sağlaması ve bölgenin kırılgan siyasi dengesini daha da bozması bekleniyor.
ÇİN AÇISINDAN FIRSAT MI RİSK Mİ?
Çin'i 2017 yılında bir çok zorluk bekliyor. Trump Pekin'i gümrük tarifeleri ile cezalandırmayı planlarken Tayvan ile bağımsız bir devletmiş gibi ilişki yürütecek gibi görünüyor.
Uzmanlar, dünyanın iki ekonomik devi arasındaki ilişkilerin 2017 yılında ciddi bir biçimde değişeceğini söylüyor.
Gerçek siyasi farklılıklara rağmen iki güç, ticaret ve yatırım ilişkilerini korumak için geçmişte ciddi çatışmalar yaşamaktan uzak durdular.
Analistler Trump'ın başkanlık görevine resmen başlamasının ardından bu karşılıklı anlayışın değişeceğini belirtiyor.
Amerikalı analistler Andrew Gilholm ve Michael Moran konu hakkında “Pekin'deki liderler kesinlikle çok daha fazla deneyimli. Ancak Çin'in hassas olduğu konularda ABD'nin yeni yönetimi tarafından yapılacak kışkırtmalara nasıl karşılık vereceklerine dair çok az verimiz var” diyor.
“BOZGUNCU VE HİLEKÂR RUSYA”
ABD'nin jeopolitik rolünün azalmasına karşılık Rusya'nın “hilekâr ve bozguncu tavır” benimsediğini belirten Ian Bremmer Putin'in Rusya seçimlerine müdahale emrini verdiği iddialarından yılmayacağını belirtti.
Bremmer “Putin Fransa ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde gerçekleşecek seçimlere de müdahale edecek. Batı da buna karşılık ciddi bir karşılık vermek üzere ortak hareket etmek istemeyecek ya da edemeyecek. Bu durum Trump'ın umurunda olmadığı gibi Avrupalı liderlerin de umurunda olmayacak. Rusya'yı yaptırımlarla zayıflatmaya çalışacaklar” dedi.
