ABD neden Rusya’nın uydu karşıtı silahları için endişeleniyor?
Yasmin Rasidi’nin, İnsideover’da yayınlanan “ABD neden Rusya’nın uydu karşıtı silahları için endişeleniyor?” başlıklı analiz haberinde, ”Anti-uydu testleri, uzay enkazına neden olabilir” uyarısında bulunuyor.

Oluşturma Tarihi: 2020-08-01 14:43:03

Güncelleme Tarihi: 2020-08-01 14:43:03

Yasmin Rasidi'nin, İnsideover'da yayınlanan “ABD neden Rusya'nın uydu karşıtı silahları için endişeleniyor?” başlıklı analiz haberinde, ”Anti-uydu testleri, uzay enkazına neden olabilir” uyarısında bulunuyor.

Yasmin Rasidi'nin analiz haberinden kesitler şöyle:
 
ABD ve İngiltere geçtiğimiz günlerde, Rusya'nın uzay tabanlı anti-uydu silahlarını 15 Temmuz'da test etmesi üzerine, uzayda, dünyanın güç merkezleri arasında bir silahlanma yarışına yol açabilecek bir hamle yaptılar. Kelimelerin Savaşı: Rusya ve ABD

Özellikle, ABD Dış Uzay Komutanı, yıkıcı olmasa bile Rusya'nın silah testi hakkında kanıtları olduğunu iddia etti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, bu tür faaliyetlerin uluslararası hukuka uygun olduğunu ve herhangi bir uzay nesnesine tehdit oluşturmadığını öne sürerek Washington ve Londra'nın iddialarını reddetti. Uydu Karşıtı Silah nedir?

Uydu karşıtı silah (ASAT), stratejik askeri hedefler için uyduyu açıkça mahvetmek üzere tasarlanmış bir silah. Şimdiye kadar dört ülke böyle bir silaha sahip oldu: 2019'da ilk ASAT füzesini test eden Çin, Rusya, ABD ve Hindistan.

ABD ilk ASAT silah denemesini 1959 yılında bu tür teknolojinin hala nadir olduğu bir zamanda gerçekleştirdi. ABD, geri dönüştürülmüş nükleer enerjili balistik bir füze olan Bold Orion adlı füzeyi kullandı.

O zamanki Sovyetler Birliği 1960 ve 1970'lerde füzenin yörüngeye ulaştığı ve patlayıcı madde içeren bir uyduyu yok ettiği sırada davayı izledi.

ABD, 1985 yılında F-15 savaş uçağından fırlatılan bir ASAT füzesini daha test etti.

2008'de de ABD, bir savaş gemisinden SM-3 roketini kullanarak bir ASAT testi başlattı.

2007 yılında Çin, hava uydusunu vurarak silah yarışına girdi. Faaliyet sırasında 3000'den fazla parça üretimiyle birlikte, anakara testi en yıkıcı olarak test kabul edildi. O zaman yok edilen nesne 300 kilometreden daha yüksekteydi. Çin ve Rusya ABD'ye
Uzay Tehdidi Getiriyor

Pentagon geçen Haziran ayında askeri mükemmelliğini korumak için yeni bir uzay savunma stratejisi hakkındaki son raporu yayınlayarak, ABD'nin Rusya ve Çin'den gelen sorunlarla karşı karşıya olduğunu da sözlerine ekledi.

Rapor, Çin'in teknik sorunlar nedeniyle BeiDou-3 uydu fırlatmasını erteleme kararının ardından geldi.

ABD Başkanı Donald Trump, 2019'da uzayın küresel hakimiyeti artırmak için yeni bir savaş alanı olduğunu açıkladı.

Trump, 2020 yılında ABD Hava Kuvvetleri'nin bir kolu olan Uzay Gücü'nü oluşturmak için 2020 Ulusal Savunma Yetkisi Yasasını imzaladı.

Washington'ın Moskova'yı Benzer
Testlerle Suçlaması İlk Değil

2018'de Rusya, “uydu katili” olarak da adlandırılan PL-19 Nudol füzesini test etti. Test, 2014'ten bu yana sekizinci oldu. İlk iki testin altı başarılı testten önce başarısız olduğu düşünülüyordu.

15 Nisan'da Rusya ayrıca Dünya yörüngesindeki düşük bir uyduyu yok etmek için tasarlanmış doğrudan bir yükselme önleyici uydu (DA-ASAT) üretti.

Uzay Kuvvetleri komutanı Orgeneral John “Jay” Raymond, “Rusya'nın DA-ASAT testi, ABD ve müttefik uzay sistemlerine yönelik tehditlerin gerçek, ciddi ve büyüyen olduğuna bir başka örnek daha sağlıyor,” dedi. Bu Testler Uzay Enkazına neden olabilir

Bu ülkeler testlerinin minimum yer enkazı sağlayacağını iddia edebilirler. Örneğin, 2019'da Hindistan uydu karşıtı silah testinin asgari düzeyde enkaz oluşturduğunu iddia etti.
Hindistan Dışişleri Bakanlığı, “Üretilen enkaz haftalar içinde dağılacak ve yeryüzüne düşecek” dedi.

Ancak astrofizikçi Jonathan McDowell, testin etkisinin patlayıcı maddelerden daha fazlası olduğunu açıkladı.

McDowell, “Fırlatılan füze hiçbir patlayıcı taşımıyor, ama ancak kendini uydunun yoluna koyuyor. Uydu 29.000 km / s hızla gidiyor. Bu etkinin kinetik enerjisi taşınabilecek yüksek patlayıcıdan çok daha fazlası, bu yüzden üzerinde patlayıcı  olmamasının bir anlamı yok” dedi.

İçerik özetlenerek verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir

Kaynak: İnsideover

Çeviri: Feyza Akyıl