BAE Filistin taraftarıyken nasıl düşmana dönüştü?
Arap liderlerin 'düşman İsrail' ile normalleşme yönündeki en önemli pozisyonlarından biri, o zamanki BAE kurucu başkanı merhum Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahyan'ın pozisyonuydu

Oluşturma Tarihi: 2020-09-13 23:00:46

Güncelleme Tarihi: 2020-09-13 23:00:46

BAE Filistin taraftarıyken nasıl düşmana dönüştü?

Çeviri-Analiz

Bugünlerde, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Enver Sedat'ın, zamanın ABD Başkanı Jimmy Carter'ın himayesinde İsrailli mevkidaşı Menahem Begin ile sonuçlandırdığı Camp David Anlaşmalarının 42. yıldönümünü yaşıyoruz.

O tarihte, 17 Eylül 1978'de Arap Yarımadası'na ulaşan İsrail işgaliyle Arap normalleşme treni yola çıktı ve iki Körfez ülkesi, bir fikir ve kararla karşı karşıya kalan, çekingen de olsa hala onunla yüzleşen tüm halkın reddine rağmen bu trene atladı.

O sırada Mısır'ın normalleşme kararına şiddetli bir Arap tepkisiyle karşı karşıya kaldı ve Araplar boykotu ilan etti. Arap ülkeleri büyükelçilerini geri çekti ve Arap Sanayileşme Örgütü'nün en güçlü ordu rüyası o sırada iptal edildi.

Sedat, Begin ve Carter, Camp David Anlaşmalarını imzaladıktan sonra...

Arap liderlerin "düşman İsrail" ile normalleşme yönündeki en önemli pozisyonlarından biri, o zamanki BAE kurucu başkanı merhum Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahyan'ın pozisyonuydu.

Şeyh Zayed, İsrail işgale son verinceye kadar duruşunda keskin ve katı kaldı, ancak onun ayrılmasıyla her şey değişti. Oğulları babalarının pusulası ile Filistin davasını desteklemekten geri çekilmeye, ardından İsrail'le uzlaşmaya, kademeli normalleşmeye ve tam normalleşme ilan edene kadar bu nasıl mümkün oldu?

İşte BAE'nin konumundaki bazı dönüm noktaları

"Çocukları ve kadınları öldürüyorlar"

"İsrail'in demokrat olduğu söyleniyor. İsrail demokrasi yanlısı ise, neden silahsız veya elleriyle çocukları kadınları öldürüyorlar. Kadınları ve çocukları öldürüyorlar, evlerini yıkıyorlar, çiftliklerini yakıyorlar? Bu demokrasi mi?”

Bu açıklama, Birleşik Arap Emirlikleri'nin kurucusu ve ilk başkanı Şeyh Zayed bin Sultan Al Nahyan'ın gösterdiği tutumlarından biridir ve İsrail işgalinin savunmasız Filistinlilere karşı işlediği suçları açıkça eleştiren bir açıklamadır.

Şeyh Zayed bin Sultan'ın önceki sözleri, Filistin davasını ve bir bütün olarak İsrail işgaline karşı Arap duruşunu destekleyen pozisyonların bir parçasıydı ve Kasım 2004'te vefat edene kadar savunmaya devam etti. Arap halkının hafızasındaki yerini hâlâ koruyor.

Şeyh Zayed, Ulusal Federal Konseyi'nin ikinci olağan oturumunun ilk açılışında, Filistin halkının haklarını destekleme konusundaki tutumunu her zaman netleştirmeye istekliydi.

Şeyh Zayed, "BAE, baskı ve saldırı güçlerine karşı adil mücadelesinde Filistin halkına desteğini açıkladı, çünkü Filistin halkı haklarından ve atalarının topraklarından mahrum bırakıldıkça Ortadoğu'da barış sağlanamaz."

Ve şöyle ekledi, "Şimdiye kadar İsrail, Arap topraklarını savaş ve saldırganlıkla ele geçirme yönündeki yayılmacı hırslarından geri adım atmadı."

Şeyh Zayed ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin yönetimi sırasında İsrail karşısındaki Arap haklarını destekleyen pozisyonları erken başladı. BAE 1972'de, İsrail'in tamamen boykot edilmesini gerektiren bir yasa çıkardı ve bu yasa, Abu Dabi ile Tel Aviv arasında 13 Ağustos 2020'de tam normalleşme duyurusu ile birlikte yürürlükten kaldırıldı.

73 Savaşı'nda BAE'nin desteği kim içindi?

Mısır 1967'den beri savaşa hazırlanırken ve işgal ettiği toprakları geri alırken Şeyh Zayed, Dünya Bankası'ndan 1 milyar dolar borç aldı ve Mısır'ın silah ihtiyacını hesaplamak için Sovyetler Birliği'ne aktardı.

Ekim 1973 savaşı sırasında Şeyh Zayed, İsrail'i destekleyen ülkelere petrol ihraç etmeyi bırakan ilk Arap liderlerden biriydi ve o sırada "Arap petrolü Arap kanından daha pahalı değildir" sözü tüm coğrafyada yayıldı.

Ekim Savaşı'nın ilk günlerinde Şeyh Zayed, Mısır ordusu ile İsrailliler arasındaki savaşın gidişatını takip etmek için İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunduğu bir ziyareti kısa kesti ve ayrılmadan önce Mısır ve Arapların savaşına tam desteğini açıkladığı bir basın toplantısı düzenledi.

Savaşla birlikte Şeyh Zayed, Emirliklerin şu anki başkanı olan oğlu Halife'yi savaş cephesindeki Mısır kuvvetlerini ziyaret etmesi için gönderdi.

Birleşik Arap Emirlikleri Filistin Devleti'ni tanıyan inisiyatifiyle ilk Arap ülkelerden biri olduğu gibi işgale karşı Arap hakkın destekleyen, aynı doğrultuda pozisyon alan Şeyh Ziyad Filistin'e geldi. 15 Kasım 1988 tarihindeki Cezayir Filistin Ulusal Konferansındaki konuşmasında, merhum Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat'tın tarafını tuttu.

BAE kurucusu, İsrail'in Mısır'ı işgali 6 Ekim Savaşı sırasında operasyon odasında 

"Filistin ayaklanmasını destekleyin"

Eylül 2000'de başlayan ikinci Filistin intifadası sırasında Şeyh Zayed, İsrail saldırılarını kınadı ve ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Perens ile 14 Ocak 2002'de Abu Dabi'de yaptığı görüşmede, ABD'nin sorumluluklarını üstlenmesini talep ederek, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırganlığına son vermesini istedi.

Emirlik kurumlarının insani yardım cephesinde ise, Şeyh Zayed'in yönetimi sırasında Filistin topraklarında birçok proje uyguladı.

Dönüşümün başlangıcı

Şeyh Zayed bin Lattan El Nahyan, 2 Kasım 2004'te vefat etti. Ölümüyle birlikte, Filistin davasına Emirlik'in tam desteği çağı ve İsrail saldırılarına karşı duruşu sona erdi. Ardından, Abu Dabi ile Tel Aviv arasındaki yakınlaşma aşaması, son zamanlarda iki ülke arasındaki ilişkilerin tamamen normalleşmesiyle sonuçlanan birçok önlemle başladı.

Şeyh Ziyad bin Sultan'ın ölümünden sonra, oğlu Şeyh Halife bin Zayed, Emirliklerin hâkimiyetini devraldı, ancak o dönemde ülkenin asıl hükümdarı, özellikle Şeyh Halife'nin 2014'te ciddi bir şekilde hastalanmasından sonra küçük kardeşi Şeyh Muhammed bin Zayed, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Savunma Bakanı idi.

Şeyh Zayed'in ölümünü takip eden ilk aylardan itibaren Emirlik-İsrail ilişkileri için temel adımlar başladı. 2004 yılında Dubai Elmas Borsası kuruldu ve Dubai'nin Dünya Elmas Borsaları Federasyonu üyeliği, aynı yıl 22 üye devletin onayından sonra ve federasyonun üyesi İsrail'den de fazla muhalefet görmeden kabul edildi.

O zamandan beri Dubai'deki elmas ticareti hacmi, Dubai Menkul Kıymetler Borsası'nın kurulmasından önceki rakam olan 5 milyar doların altından 2012'de 40 milyar dolara yükseldi ve Dubai, 300 milyon dolardan az olmayan İsrail elmas ticaret hacmi ile ünlü Weintraub Borsasından sonra dünyanın en büyük ikinci elmas borsası haline geldi.

İki taraf arasındaki iletişim, Tel Aviv'i birkaç kez ziyaret eden başta Ahmed Salim olmak üzere, Emirlik işadamlarının İsrail'e ziyaretleri başladığından beri uzun sürmedi.

İlişkilerin konsolidasyonu

Ardından 2005 yılında İsrail için Gazze Şeridi'nden tek taraflı çekilme planının uygulanmasıyla birlikte iktidardaki aileye yakın Emirlik iş adamı Emaar Group Başkanı Muhammed El Abbar, ülkedeki en büyük emlak gruplarının sahibi olarak büyük tartışmalara neden olan bir adım attı.

El-Abbar, işgal altındaki Filistin topraklarına gizli bir ziyarette bulundu ve İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres ile görüştü. O zamanlar 56 milyon dolar olarak tahmin edilen büyük bir meblağ karşılığında 21 İsrail yerleşim yerini satın almak için cazip bir teklifte bulundu.

WikiLeaks belgelerinde normalleştirme

Öte yandan WikiLeaks web sitesinde 2007 yılında yayınlanan bir belgede, Muhammed bin Zayed'in ABD Dışişleri Bakanlığı danışmanı Büyükelçi Nicholas Burns ile görüştüğü ve bu görüşmede BAE Başkan Yardımcısı ve Savunma Bakanının Burns'e, "BAE'nin İsrail'i düşman olarak görmediğini" söylediği ortaya çıktı!

Ekonomik normalleşmenin arka kapısı

2008'de İsrailli işadamı Benny Steinmetz, İsrail'in 2008'de Gazze'ye yaptığı saldırı sırasında "Givati ​​Tugayı" bünyesindeki İsrail elit savaş kuvvetlerinin en önemli bağışçılarından biri olan Emirlikler ile İsrail arasındaki ekonomik normalleşme hattını kurdu.

Steinmetz Şirketler Grubu, Karadağ Cumhuriyeti'nde bir dizi otel ve gayrimenkul projesi kurmak için DP World ile bir sözleşme imzaladı.

Ardından 2009'da, İsrail ve BAE'nin ABD büyükelçileri, Obama'nın Ortadoğu danışmanıyla bir toplantıda ABD'yi İran konusunda daha iddialı bir duruş benimsemesi için ortak bir çağrı yaptı.

16 Ocak 2010'da İsrail Ulusal Altyapılar Bakanı Uzi Landau, Abu Dabi'de bir yenilenebilir enerji konferansına katıldı. BAE'yi ziyaret eden ilk İsrailli bakandı.

Matematiksel normalleştirme

Aynı yıl içinde BAE, İsrail işgaliyle birlikte normalleşme sporu daha sonra birçok kez tekrarlanan bir olaydı.

Bir WikiLeaks belgesi, BAE'nin, İslami Direniş Hareketi (Hamas) lideri Mahmud Al-Mabhuh'un İsrail istihbarat servisi (Mossad) tarafından Dubai'de öldürülmesiyle bağlantılı olarak bir İsrail judo ekibi ülke içine aldığını ortaya koydu.

Servis asansörü ile gizli toplantı

Eylül 2012'de İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed Al Nahyan ile New York'taki "Regency" Oteli'ndeki dairesinde bir araya geldi.

Bu toplantı 21 Temmuz 2017'de İbranice "Haaretz" gazetesinde açıklandı. Bin Zayed'in BAE'nin Washington büyükelçisi Yusuf Al-Uteybe ile geldiklerini ve çok gizlice otelin yeraltı otoparkından giriş yaptıktan sonra ikilinin hizmet asansörüyle Netanyahu'nun bulunduğu yere ulaştıkları yazıldı.

İsrail tarafında toplantıya katılanlar, ulusal güvenlik danışmanı General Yaakov Amidror ve askeri sekreteri Yohanan Locker Netanyahu oldu.

BAE Washington büyükelçisi İsrail tarafı ile gizli görüşmelere katılanlardan...

Dolaylı normalleştirme

Kasım 2015'te İsrail Dışişleri Bakanlığı, Abu Dabi'de bulunan Birleşmiş Milletler Yenilenebilir Enerji Ajansı "IRENA"da "Tel Aviv" diplomatik temsilciliğinin açıldığını duyurdu.

Şubat 2019'da İsrail medyası, ABD önderliğindeki Orta Doğu Konferansı olarak bilinen Varşova Konferansı toplantılarından sızdırılmış bir video klibi yayınladı.

Videoda, Emirlik Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, "İsrail"in kendisini İran ve Hizbullah'tan gelen tehditlere karşı savunma hakkından bahsetti.

Daha sonra aynı yılın Mart ayında BAE'de düzenlenen Özel Olimpiyatlara bir İsrail heyeti katıldı ve İsrail Dışişleri Bakanlığı, "Arap topraklarında düzenlenen bir spor turnuvasında İsrail'i temsil eden en büyük spor heyeti aracılığıyla bir Arap ülkesinde bayraklarının tekrar yükseltilmesinden gurur duyduğunu” belirtti.

Ardından Temmuz 2019'da İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Birleşmiş Milletler Çevre İşleri Konferansı'na katılmak için Abu Dabi'yi ziyaret etti, üst düzey bir Emirlik yetkilisiyle görüştü ve bölgesel barış için bir girişimde bulundu.

Bu şekilde sırlarını açıklayan veya ifşa edilen pek çok toplantı, temas ve anlaşma kimsenin görmediği bir sır olarak kalıyor ancak sonuç aynı… çünkü Emirlik ile İsrail arasındaki gizli normalleşme grubu hazırlıkların son aşamalarına geldi ve bizi zaman zaman şaşırtan, şok eden halka açık alanlarda havalanıyor.

Kaynak: Arap Postası-Özel Dosya