Bu hayatta kesin olan hiçbir şey yok. Ne kadar uğraşırsan uğraş, hayat belirsizdir. Ancak bu öngörülemezlik hayatı heyecanlı hale getirebilir. Yarının ne olacağını kimse bilmiyor. Herkes geleceğe hazırlanmak istese de yapabilecekleri tek şey hazır olmaya çalışmaktır.
Hayatta başımıza negatif şeyler gelebilir ama, önemli olan onunla nasıl başa çıkabileceğini bilmek önemlidir.
Anksiyete (kaygı bozukluğu), kendimizi başkalarıyla karşılaştırarak da tetiklenebilir. İnsanların internet, sosyal medya platformları ve sürekli mesajlaşma yoluyla hiper bağlanabilirliği, insanların ne yaptığının fazlasıyla farkına varmamızı sağlar ve belki de daha az hissetmeye başlarız - çünkü çok fazla şey başaramıyoruz ya da yapmıyoruz. İnsanların bu karşılaştırmalı doğası, kişinin kendi kendine büyümesine odaklanmasını daha da imkansız hale getiriyor.
Ne yazık ki teknoloji insanlara, başkalarının nasıl daha hızlı büyüdüğünü kontrol edebilecekleri bir platform sağladı. Bu yüzden kendilerini daha iyi olmaya hazırlamak yerine, korkuları içinde yuvarlanırlar. Gelecek korkusu her zaman oradadır, şimdi olduğunuzdan daha iyi olma arzusu da öyle.
Kaygı bozukluğu (anksiyete), neredeyse herkes için tanıdık bir duygu haline geldi. Her şeyin belirsiz olduğu günümüzde, endişe ve stres işleri ancak daha da kötüleştirebilir. Ama bununla nasıl başa çıkacağız?
Kaygı bozukluğuyla (anksiyete) başa çıkma söz konusu olduğunda herkes için işe yarayacak tek bir çözüm bulunmamakla birlikte, herkesin yalnızca stresle başa çıkmakla kalmayıp aynı zamanda gelişmeye çalışabileceği çeşitli alışkanlıklar vardır. Kaos ve belirsizliğin ortasında, kendinizi devam ettirecek tek şey kendinize güvenmektir.
Anksiyeteye Ne Sebep Olur?
En önemli nedenlerden biri geleceğin belirsizliğidir. Bununla birlikte, hiç kimse gelecekte ne olacağını tam olarak bilemediği için ve özellikle insanlar doğru yolda olmadıklarını hissederlerse kaygı döngüsü çalışmaya devam eder.
Diğer bir neden ise başarısız olma korkusudur. İnsanlar başarmak istedikleri şeyler ve bunu tamamlamak için geçecekleri zaman konusunda endişelenirler. Sürekli huzursuz hissederler ve eğer durumları devam ederse, sonunda kendilerinin ve çevrelerinin kontrolünü kaybedeceklerini hissederler.
İnsanlar her zaman bunlardan endişe etseler de, bu korku, ortak olumsuz yaşam değişiklikleri sırasında artmaktadır. Örneğin:
• Bir işi kaybetmek ve yeniden nasıl başlayacağını bilmemek
• Borç veya sizi mali tehlikeye atan beklenmedik bir fatura
• İçinizdeki veya sevilen birinin içindeki hastalık veya bağımlılık
• Sevilen birinin ölümü
• Tanıdık olmayan bir yere taşınmak, özellikle de bu yeni konumda herhangi bir destek sisteminiz yoksa
Bu stresli durumların neden olduğu artan duygular genellikle daha fazla kaygıya neden olur. Kendinizi böyle bir durumun ortasında bulduğunuzda, her şey parçalanırsa hayatın nasıl olacağını merak etmeye başlarsınız.
Kaygı döngüsünün başladığı yer burasıdır. Kendinizi stresli bir durumda buluyorsunuz. Bir veya iki ders alırsınız. Sonra bir başkası size tekrar vurduğunda, kendinizden şüphe duyarsınız, endişelenirsiniz ve bunun üstesinden gelirsiniz. Döngü asla bitmez ve yorucu olabilir. Kronik anksiyete, vücut ağrıları, panik ataklar, kalp sorunları ve sindirim sorunları gibi başka sağlık sorunlarına bile yol açabilir .
Belirsizlik Kaygısıyla Nasıl Başa Çıkarsınız?
Kaygınız hakkında bir şeyler yapabileceğinizi anlayana kadar döngü asla bitmeyecektir. Stresin kabulü en önemli adımdır. Acı çektiğinizi kabul etmeyi öğrendiğinizde, bunun üstesinden gelmeniz sizin için o kadar kolay olacaktır.
Kaygıyı kabul etmenin anahtarı, yalnızca yaşamın belirsizliğinden kaçınmak veya onu görmezden gelmek değildir. Bunun yerine, onu ne kadar planlamaya çalışırsanız çalışın, hayatın her zaman belirsiz olacağını kabul edin.
Başarısızlıklar ya da kayıplar konusunda fazla bir şey yapmamaya çalışın çünkü bu herkesin başına gelir. Kaybettiğinizde öğrenirsiniz. Kaybetmeye odaklanmayın; bunun yerine derslere odaklanın.
Şu anda zor bir durumda olabileceğinizi unutmayın, ancak bu dünyanın sonu değil.
Kendinize dirençli olmayı öğretin. Kendinize bu durumda yalnız olmadığınızı ve çevrenizde gerçekten önemseyen insanlar olduğunu söyleyin.
İşte sizi karanlık kaygı deliğinden çıkarmak için ihtiyaç duyduğunuz alışkanlıkları geliştirmenize yardımcı olacak bazı ipuçları.
Acıyı hissetmenize izin verin
Bir çözüm bulmak için acele etmek yerine, acıyı ve rahatsızlığı hissetmenize izin verin. Bu konuda endişelenmenin hiç faydası olmadığı için yuvarlanmaktan kaçının. Bunun yerine, kendinize bazı şeylerin bir nedenden dolayı olduğunu kabul etmeyi öğretin. Stresi hissetmemize izin verme alışkanlığı edinmek, dönüştürücü bir hale gelecektir.
Kendine bazen kaybolmuş hissetmenin sorun olmadığını öğret
İnsanlar topraklarını kaybeder ve bu konuda endişelenirler. Korkmanıza gerek yok. Bunun yerine, temiz bir sayfa olarak düşünün. Temelinizi kaybettiğinizde, büyüme ve öğrenme için fırsatlar arayın. Daha önce hiç düşünmediğiniz şeyler bulabilirsiniz. Her insanın öğrenmeye tamamen açık olmasının çok önemli olduğunu unutmayın; o zaman gerçek neşe bulacaksın.
Kendine biraz sevgi ver
Tüm bunların ortasında, kendinize biraz sevgi göstermeyi unutmayın. Eski alışkanlıklarınıza geri dönmek ve kendinizi kapatmak yerine, kendinizi tüm endişelerden kurtarın. Kendinize hak ettiğiniz sevgiyi verme alışkanlığı edinin. En iyi aşk türü, kendinize verdiğiniz sevgidir. Kendinize ve başkalarına karşı şefkatli olun.
Günün sonunda kesin olan bir şey kalacaktır: Kendinize sevgi gösterirseniz ve bazen başarısız olduğunuz için kendinizi affederseniz, arzu ettiğiniz her şeyi elde edersiniz.
Kaynak: Spiritsciencecentral
