Rusya Suriye'de gerçekleştirdiği bu büyük harekat ile birkaç hedefini hayata geçirmeyi planlıyor.
Bu hedeflerin ilki Esed'i desteklemek. Bu görünüşte İran'ın Arap Sünnileri ve İsrail'i kuşatmaya almayı planladığı Şii Hilali'ne hizmet ediyor gibi görünmekte. Ancak aslında Putin, bölgeye sevk ettiği tıkama kuvvetleri ile Şii Hilali'ni çoktan ikiye bölmüş durumda. Bu durumda Esed varlığını İran teokrasisine değil de Putin'e borçlu olmuş olacak.
Putin, İran ile kazanç ittifakı yapmış bulunuyor ancak Rusya'nın I.Dünya Savaşı'ndan bu yana Müslüman düşmanları ile savaş tecrubesi bulunmakta. Çeçenistan'da Müslüman mücahitlerle savaşan Putin'in hemen yanı başında nükleer güce sahip bir Hilafet'i istemeyeceği çok açık.
Putin kimseyle dost değil. Ortodoks Kilisesi ile yakın iç ittifakları olan Putin, eski zamanlardaki çarlar gibi bir Rus milliyetçisi.
Putin her zaman olduğu gibi çift taraflı oynuyor. İran'ın her biri füze saldırılarının açık hedefi haline gelecek büyük nükleer tesisler kurmasına yardımcı oluyor. Putin İran'a 100 adet havada yakıt ikmali yapabilecek uçaklar satarak parasını alıyor. İşin aslı bu uçaklar Rusya'yı İran'ın yeni nükleer bombalarının uçuş menzilinin radyanına sokuyor. Putin böylece İran'ın Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail etrafındaki çift taraflı harekatını ortadan ikiye bölmüş oluyor.
Hareket, karşı hareket.
Putin şimdi IŞİD'e karşı savaşmak istediğini iddia ediyor. Yapabilir de. Güzel bir kılıf, ve bu Rusya'ya Irak ve Suriye'nin bir kısmındaki askeri nüfuz sağlayacak.
Putin, Avrupa'daki siyasi nüfuzunu korumak için daha büyük bir enerji ikmaline ihtiyaç duymakta ve Rusya bu gaz ikmali ile Rusya'nın başında olduğu ikinci bir OPEC kurmayı planlamakta.
Rusya'nın Suriye'deki yeni askeri durumu ona savaşta yeni bir nüfuz kazandırıyor: Türkiye'nin yanında olmak; Obama'nın yeni müttefiki bölgedeki egemen İran'ı engellemek; Suudi Arabistan'ı ve Körfez'in petrol üreticilerini koruyan yeni süper güç olmak.
Rusya'nın Suriye'deki üssleri ayrıca yeni enerji kaynakları ile dikkati çeken Doğu Akdeniz'de de baskı oluşturmakta; NATO'nun Batı kanadı; ve İran'ın Sunnileri sakinlerini Şiileştirme tehlikesi altında bulunan Balkanlar.
Amerika'nın eski müttefikleri Mısır, İsrail ve Suudi Arabistan Obama yönetimi tarafından göz ardı edildi ve şimdi Rusya'nın Suriye'ye müdahalesine karşı hiçbir şey söylemiyorlar. Putin'e güvenmeseler de onunla anlaşma yapıyorlar. Onun ne istediğini biliyorlar. Suudi Arabistan Rusya'ya petrol ve fiyat koordinasyonu önerebilir ve Çeçen muhalifleri kontrol altına almaya yardım edebilir. İsrail Doğu Akdeniz'deki yeni petrol keşiflerinden istifade edebilir. Mısır her ne kadar IŞİD ile uğraşıyor olsa da Sina Çölü'nde doğrudan askeri yardım olarak kullanılabilir. Hatta Ürdün dahi İran'ın doğrudan tehdidi altında.
Sovyet modeli bir yıkılışa tanıklık etmiş Putin, şimdi dünyanın son en büyük kilisesi ittifak yapmış bir biçimde yeni bir egemen güç olarak ortaya çıkmakta.
Americanthinker.com adresinde yayınlanan değerlendirme Melahat Kemal tarafından Timeturk için Türkçe'ye aktarılmıştır.