İngiltere Burma Rohingya Organizazyonu Başkanı Tun Khin'in, Aljazeera'da “Dünya, Rohingyalıları unutamaz” başlıklı makalesinde, “Halkımız hâlâ acı çekiyor. Myanmar'da bize karşı yapılan soykırımı sona erdirmek için dünyanın yardımına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var” dedi.
Tun Khin'in Rohingya Müslümanları ile ilgili makalesi şöyle:
Uluslararası toplum tarafından terk edilmiş olan Rohingyaların tek bir umut ışığı var: Uluslararası adalet.
Bu hafta, Myanmar ordusunun Arakan Eyaletine akın edip Rohingya halkına karşı korkunç bir operasyon başlatmasının üzerinden tam üç yıl geçti. Birkaç hafta içinde binlerce kadın, erkek ve çocuk öldürüldü, sakat bırakıldı ve tecavüze uğradı, bütün köyler yerle bir edildi ve yüz binlerce kişi komşu Bangladeş'e kaçtı.
Ülkemizde onlarca yıldır zulüm gören ve vatansız bırakılan biz Rohingya için bile 2017'de yaşanan vahşetin eşi benzeri görülmemişti. Bugün, kötü durumumuz uluslararası medyada çoğunlukla manşetlerden düştü, unutulup gitti, ancak halkımız hâlâ acı çekiyor. Myanmar'da bize karşı yapılan soykırımı sona erdirmek için dünyanın yardımına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Bir milyona yakın Rohingya, Bangladeş'te, çoğu Cox's Bazar'ın güneydoğu bölgesinde olmak üzere mülteci olarak yaşamaya devam ediyor. Bangladeş hayatları için kaçan insanları cömertçe karşıladı ve ev sahipliği yaptı ancak aşırı kalabalık bir mülteci kampı itibarlı bir yaşam için uygun bir yer değil. Rohingyalı çocuklardan oluşan koca bir nesil, acınacak koşullarda, eğitime çok az erişimle veya gelecek için umutla büyüyor.
Mültecilerin en çok istediği şey Myanmar'a, evlerine dönmek, ancak bu bugün mümkün değil. Arakan Eyaletinde kalan 600.000 Rohingya, bir açık hava hapishanesinde yaşıyor. Hayatlarının tamamı devlet tarafından kontrol ediliyor: Birinin okula gitmek, geçimini sağlamak veya hastaneye gitmek için köyünü terk etmesi genellikle özel izin veya iyi verilmiş bir rüşvetle mümkün oluyor.
Şu anda, Myanmar 8 Kasım'da genel bir seçim yapmak için hazırlanıyor. Bu, Aung San Suu Kyi'nin Ulusal Demokrasi Ligi'nin (NLD) on yıllardır süren doğrudan askeri yönetimi sona erdirerek galip çıktığı 2015'teki tarihi seçimlerden bu yana ilk oylama. Pek çok Rohingya, o dönemlerde NLD'yi destekledi, ancak o zamandan beri partinin politikaları konusunda acı bir şekilde hayal kırıklığına uğradı. Aung San Suu Kyi ve sivil hükümeti, ordunun eylemlerini desteklemeye devam ederek ve uluslararası platformlarda sahada olup bitenleri inkar ederek bize karşı soykırımın suç ortağı olduğunu kanıtladı.
Geçmişte Myanmar'daki birçok Rohingya oy kullanıp seçimlere aday olabilmiş olsa da, bugün her ikisinden de men edilmiş durumdadır. 2015 yılında Myanmar, onlara oy kullanma hakkı veren etnik Rohingya'dan geçici vatandaşlık kartlarını aniden geri çekti. Yetkililer bu yıl, seçimlere katılmak için kayıt yaptırmaya çalışan Rohingya topluluğu üyelerini de ailelerinin vatandaş olmadığını ve bu nedenle kriterleri karşılamadıklarını iddia ederek reddetti. Red cevabı, bu adaylardan bazılarının önceki seçimlerde aday olmasına izin verilmiş olmasına rağmen geldi.
Rohingyalar için hâlâ bir umut ışığı var: Uluslararası adalet sürecinin arkasındaki güç. Geçen Kasım ayında Gambiya, Rohingya'ya karşı soykırım yapmakla suçlayarak Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) Myanmar aleyhinde bir dava açtı . Birkaç gün sonra Uluslararası Ceza Mahkemesi, Myanmar ordusuna insanlığa karşı suçlardan soruşturma başlattığını duyurdu.
Bu yılın Ocak ayında UAD, Myanmar'a, Rohingyalara yönelik soykırım uygulamalarına son vermesini ve bu emirlere nasıl uyduğu konusunda düzenli olarak rapor vermesini emretti. Ancak hükümet o zamandan beri Arakan Eyaleti'ndeki koşulları iyileştirdiğini iddia etse de, gerçekte neredeyse hiçbir şey değişmedi. Salgın bölgeyi kasıp kavururken ordu ve silahlı gruplar arasındaki çatışmalar yoğunlaştığı için Rohingya için koşullar bu yıl daha da kötüleşti.
Kendi kuruluşum, İngiltere Burma Rohingya Organizasyonu da, Arjantin yargısı önünde Aung San Suu Kyi, hükümeti ve ordusu aleyhine bir dava açtı. Bazı iğrenç suçların nerede işlandiğine bakılmaksızın her yerde yargılanabileceği fikri, evrensel yargı ilkesine dayanır.
Ancak bu çabaların etkili olabilmesi için uluslararası toplumun desteğine ihtiyacımız var. Son üç yılı dünyaya kötü durumumuzu anlatarak ve aynı hikayeleri defalarca tekrarlayarak geçirdik. Karşılığında, boş vaatler ve anlayıştan biraz fazlasını aldık.
Dünya, Rohingyalara yardım etmek için somut eylemlerde bulunmakta başarısız oldu. Myanmar aleyhine işledikleri suçlarla ilgili ezici kanıtlara rağmen, gerçekliğimiz aynı - ister Arakan Eyaletindeki köylerde olsun ister Bangladeş'teki mülteci kamplarında her durumda Rohingyalar acı çekiyor.
ABD ve AB, güvenlik güçlerinin üyelerine bireysel yaptırımlar uyguladı, ancak askeri liderliğe baskı yapmakta yeterince başarılı olmuyorlar. Ayrıca, bununla birlikte bazı yasal yükümlülükler getireceği için "soykırım" terimini de kullanmayı reddediyorlar.
Rohingyalar sadece kendi ülkemizde onurlu bir hayat yaşamak için bir fırsat istiyorlar. Bizi vatansız ve kendi evlerimizde tutsak eden zulüm bir an önce sona ermelidir. Bize karşı şiddetin sorumlularından, bunun bir daha olmasını önlemek için hesap sorulmalıdır.
Bunlar büyük ama imkansız görevler değil - tarih, soykırım rejimlerinin uzun sürmediğini gösteriyor. Bundan bir yıl sonra, bir sonraki yıldönümünde, umarım bunu gerçeğe dönüştürmeye yaklaşmış oluruz. Rohingya Hakkında
Rohingyalar, Myanmar'da (Burma) yaşayan Müslüman bir azınlıktır. Çoğu batı Burma'daki Arakan eyaletinde yaşıyor. Bu eyalette yaşayanların çoğu etnik Arakan Budistleridir. Rohingyalar, 2012 Arakan Bölgesi ayaklanmalarında Arakan Eyaletinin kuzeyinde yaşayan komşu Budist Arakan (Rakin) halkının etnik temizlik saldırılarına maruz kaldılar ve Bangladeş'e sığındılar. Birleşmiş Milletlere göre Rohingyalar Dünya′nın en çok eziyet gören etnik gruplarından biridir
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.
Çeviri: Aljazeera
