Azeri Siyaset bilimci Natig Miri, ‘Telegraf.com' ile yaptığı röportajda, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'le yapılan telefon görüşmesinde Dağlık Karabağ meselesini ciddi bir tartışma konusu haline getirdi ve Türkiye'nin Azerbaycan'ı sadece sözlerle desteklemediğini gösterdi” dedi.
Natig Miri, ‘Telegraf.com' ile yaptığı röportaj şöyle:
Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde benzeri görülmemiş bir hareketlilik var. Sizce bu yakınlaşmanın temel amacı nedir?
Natig Miri: Bu yakınlaşma her iki tarafın da jeopolitik çıkarlarından kaynaklanıyor. En önemlisi, Azerbaycan'ın güvenliği konusunu da içeriyor. Bölgede hassas süreçlerin yaşandığı biliniyor. Özellikle Rusya anayasasını değiştirdikten sonra Moskova, "kapsamı" olarak gördüğü Sovyet sonrası alanda daha aktif hale geldi ve bu ülkeleri bastırarak yörüngelerine döndürme politikası izledi. Beyaz Rusya'da da gördük. Aynı zamanda Güney Kafkasya ve Ukrayna sınırlarında Rus askeri kuvvetlerinin yoğunlaştığını görüyoruz. Tovuz'daki provokasyon, Azerbaycan'a yönelik bir takım tehditler olduğunu da gösterdi. Doğrudan yapmasa da Rusya'nın Ermenistan'a karşı bir takım adımlar atmaya çalıştığı doğrudur. Böylelikle Rusya, Azerbaycan'ı baskı altına almak ve politikasını bölge ülkelerine uygulamak niyetinde.
Azerbaycan'ın güvenlik sistemini güçlendirmek için Türkiye ile işbirliğini genişletmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Türkiye'nin buraya ilgisi nedir?
Natig Miri: Kardeş Türkiye her zaman Güney Kafkasya ile ilgilenmiştir. Kuzey Kafkasya'da olmasa da, Güney Kafkasya'daki jeopolitik çıkarlarını güvence altına almak için güçlü bir temele sahiptir. Güney Kafkasya'da bölgenin en stratejik ülkesi olan Azerbaycan'ın konumu, Türkiye'nin buradaki varlığının temelini oluşturmaktadır. Tovuz provokasyonu sadece Azerbaycan için değil, Türkiye ve Batı için de tehdit oluşturdu. Azerbaycan ve Türkiye'nin stratejik işbirliğini askeri ittifaka dönüştürme arzusunun da bu faktörlerle ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu, hem Türkiye'nin hem de Azerbaycan'ın bölgedeki konumunu güçlendirecektir. Aynı zamanda iki kardeş ülke entegrasyonlarını hızlandıracak. Bugün kardeş halkların buna çok ihtiyacı var.
Türkiye tarafından Azerbaycan'a destek açıklamaları yapıldı. Bu ifadelerin ne içerdiğini düşünüyorsunuz - açık askeri destek mi yoksa siyasi mi?
Natig Miri: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kardeş ülkenin kolluk kuvvetleri başkanları Azerbaycan'a destek veriyor. Bu destek sadece siyasi değil. Erdoğan, Türk ordusunun yirminci yüzyılın başlarında atılan adımlara destek vermeye hazır olduğunu ifade etti. Geçen yüzyılın başında Nuru Paşa liderliğindeki Osmanlı ordusunun Azerbaycan'ı Bolşeviklerden ve Ermeni Taşnaklardan temizlemek için geldiği biliniyor. Türk ordusu, Bakü'nün kurtuluşuna ve Ermeni teröristlerin imhasına katıldı. Erdoğan bunu ifade ederek işgalci Ermenistan taraftarlarına bu açıklamaların sadece siyasi destek olmadığını, ordu dahil tüm alanları kapsadığını iletti.
Ankara, Türk-Azerbaycan tatbikatlarıyla saldırgan taraftarlara hiç kimsenin Azerbaycan'ı tehdit etmemesi veya Azerbaycan'ı yalnız görmemesi mesajını gönderdi. Yani böyle bir tehdit varsa önlerinde Türk ordusunu göreceklerdir. İlginç bir şekilde, Tovuz provokasyonunun ardından Türk cumhurbaşkanı Rus mevkidaşını aradı. Erdoğan, bu telefon görüşmesinde Dağlık Karabağ meselesini ciddi bir tartışma konusu haline getirdi ve Türkiye'nin Azerbaycan'ı sözlerle desteklemediğini gösterdi.
Rusya bugüne kadar Karabağ meselesini Türkiye ile görüşmek istemiyordu. Çünkü Türkiye'nin Kafkasya'ya girmesine izin vermek istemedi. Ancak jeopolitik durum değiştikçe Türkiye Putin'e birçok gerçeği anlattı.
Hangi gerçeklerden bahsediyoruz?
Natig Miri: Erdoğan, Putin'e, tebaanız olarak gördüğünüz Ermenistan'ı tam olarak kontrol edebilirseniz, Azerbaycan'a yönelik bu provokasyonların adı nedir? Ermenistan'ın sizi dinlememesi ve bu saldırganlığından vazgeçmemesi halinde bu süreçte Türkiye'nin müdahalesine ihtiyaç olduğu da Rus tarafının dikkatine sunulmuştur. Bu doğrudan Azerbaycan'ın güvenliğiyle ilgilidir. Bu gerçeklerin ortaya çıkmasının ardından Rusya gerçekleri kabul etti ve Karabağ konusunu Türkiye ile görüşmek zorunda kaldı. Bu, Türkiye'nin Dağlık Karabağ sürecinde bir oyuncu olarak da var olduğu anlamına geliyor.
Türkiye'nin desteğinin sadece sözlü değil aynı zamanda askeri olduğunu düşünüyorum. Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve diğer askeri yetkililerin Azerbaycan'a yaptığı son ziyaretler, Azerbaycan'ın güvenliği konusunun ciddi bir tartışma konusu olduğunu bir kez daha gösterdi. İşgal edilen topraklar kurtarılmamış olsa da iki kardeş ülke arasında ciddi tartışmalar var.
Aynı zamanda Azerbaycan ile Türkiye arasında askeri ittifak anlaşmasının imzalanması da görüşülüyor. Sanırım bu belgenin imzalanmasını çok yakında göreceğiz. Her iki ülke tarafından da kabul edildiği takdirde, belge yakında parlamento tarafından onaylanacak. Bu, Türkiye'nin askeri açıdan Azerbaycan'da zaten var olduğunu gösteriyor. Sadece yasal olarak kapatılması gerekiyor. Bu yönde de ciddi bir süreç başladığını düşünüyorum. Bu hukuki dayanak oluşturulduktan sonra Türk ordusunun Nahçıvan'da ve Azerbaycan'ın diğer bölgelerinde askeri üsler kurma sorunu olmayacak.
Kaynak: Telegraf.com
Çeviri: Feyza Akyıl