Dolar

34,5424

Euro

36,0063

Altın

3.006,41

Bist

9.549,89

“Erdoğan’ın, Katar ziyaretinin arkasındaki stratejik hedefleri nelerdir?”

'Alwaght' haber sitesinde, “Erdoğan’ın, Katar ziyaretinin arkasındaki stratejik hedefleri nelerdir?” başlıklı çıkan analiz haberde, “Türkiye Cumhurbaşkanı, bu ziyaretin arkasında ne arıyor? Bu soruları cevaplamak için üç temel hedef dikkate alınmalıdır” denildi.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-07-10 14:14:57

“Erdoğan’ın, Katar ziyaretinin arkasındaki stratejik hedefleri nelerdir?”

Alwaght Haber ve Analiz Web Sitesinde, “Erdoğan'ın, Katar ziyaretinin arkasındaki stratejik hedefleri nelerdir?” başlıklı çıkan analiz haberde, “Türkiye Cumhurbaşkanı, bu ziyaretin arkasında ne arıyor? Bu soruları cevaplamak için üç temel hedef dikkate alınmalıdır” denildi.

Alwaght Haber sitesinde çıkan makalenin tam metni şöyle:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan koronavirüsün patlak vermesinden bu yana ilk yurtdışı resmi ziyaretini, 2 Temmuz'da Katar'a gerçekleştirdi. Sembolik ve bölgesel gelişmeler açısından önemli olan ziyarette Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed es-Sani ile bir araya geldi.

Türkiye Cumhurbaşkanı, bu ziyaretin arkasında ne arıyor? İki lider arasındaki ana tartışma konuları nelerdi? Bu soruları cevaplamak için üç temel hedef dikkate alınmalıdır:
 
İkili bağları genişletmek

Kuşkusuz, Erdoğan- Sani müzakerelerindeki kilit nokta, Türkiye'deki ekonomik bağların ve Katar yatırımlarının hacmindeki artıştı. Haziran 2017'de Katar'a, Suudi liderliğindeki Arap bloğu tarafından yaptırım uygulandıktan sonra, Türkiye-Katar ilişkilerinde keskin bir artış yaşandı ve Türkiye'nin Katar'a yaptığı ihracat yüzde 99 büyüme gösterdi.

Türkiye, 2018'deki parasal değer kaybı nedeniyle ekonomik bir krizden etkilenirken, Katar, ülkenin ekonomik çöküşten kurtulmasına yardımcı olmak için Türkiye'ye, yaklaşık 15 milyar dolar verdi. Son iki yıl boyunca Katar emiri, Erdoğan'ı desteklemek için Türk bankacılık sektörüne, emlak piyasasına, otellere ve diğer işletmelere büyük yatırımlar yaptı.

Ayrıca, son aylardaki işbirliği ve ekonomik anlaşmalar da dikkat çekicidir. Bu yılın başında pandemik kriz Türkiye'yi vurduğundan beri, ülkenin döviz rezervi 17 milyar dolar küçülerek 89.2 milyar dolara geriledi. Ulusal para birimi Lira'nın Mayıs ayı sonunda ve Haziran başında değeri ciddi kayıplar vermiştir.

Bu kayıp Ankara'yı Katar'ın yardımına muhtaç hale getirdi. Kısa bir süre sonra, iki ülke bankacılık ve döviz işlemlerini artırmak için 15 milyar dolara ulaşan bir anlaşma imzaladı.
Ekonomik gözlemcilere göre, Doha ile anlaşmanın üç katına çıkması, Türk sabit döviz rezervlerine 10 milyar dolar ekledi. Türkiye'nin merkez bankası anlaşmanın iki ortak arasındaki ticareti artırmak için olduğunu belirtmesine rağmen, asıl amaç tartışmasız Türkiye'nin yaşadığı para krizini atlatmasına yardım etmekti. Katar'la yapılan anlaşmanın açıklanmasının ardından, lira yüzde 0,3 değer kazanmış ve bir ABD doları, 6,79 türk lirası olmuştur.

Erdoğan'ın pandemi krizinden sonra Katar'a ilk ziyareti, Doha ile ekonomik ve ticari işbirliğinin Ankara için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Aslında Türkiye, Katar'ın, koronavirüs krizine karşı mücadelede Türkiye ekonomisi için bir finansör olarak kalması konusunda umutlu. Buna karşılık Katar, Erdoğan'ın Katar ile Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Bahreyn'i içeren Suudi başkanlı Arap bloğu arasında devam eden kriz nedeniyle Doha'ya diplomatik ve lojistik desteğini sürdürmesini bekliyor.
 
Suudi Arabistan ve BAE'ye mesaj gönderme

Erdoğan'ın Doha'yı ziyareti son aylarda gelirken, Suudi Arabistan ve BAE Katar'a gerginliği azaltmak için istekli olduğunun sinyallerini gönderdi. Sinyaller, sadece Katar karşıtı yaptırımlar hafifletilmekle kalmadı, aynı zamanda bölgesel ve hatta uluslararası krizlerin ortasında, iki taraf da rekabetlerini artırdı.

Suudi Arabistan, Mısır ve BAE'yi Türkiye'ye karşı getiren Libya krizinin artan zorluğu, bu ziyareti motive eden faktörlerden biri olabilir. Türk ve Katar liderleri toplantılarıyla, Libya krizinin karşı tarafına Ankara ve Doha'nın hala müttefik olduklarını ve aynı tutumlara sahip olduklarını açıkça belirtmek istiyorlar. Erdoğan ayrıca Riyad ve Abu Dabi'ye de Ankara'nın Doha'ya hala destek verdiğini söyleyen bir mesaj gönderdi. Suudiler ve Emirlik'e, Katar'la krizi sona erdirme çabalarına rağmen, Ankara'nın Doha'nın bölgenin gelecekteki siyasi denklemlerindeki stratejik müttefiki olarak kaldığını söylemek istiyor.

Türkiye-Katar bölgesel konulardaki tutum birliği

Yukarıda belirtilen hedeflere ek olarak Erdoğan, iki devletin Yemen savaşı, Filistin davası ve Suriye çatışması gibi bölgesel davalara ilişkin görüşlerini vurgulamak istiyor.

İlk etapta Katarlar, Suriye krizine katılan uluslararası ve bölgesel aktörlere, İdlib davasında Doha'nın Ankara tarafından kabul edilen siyasi ve askeri politikaları desteklediğini bildiren bir mesaj gönderdi.

Ayrıca, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarına ilhak etme planı ve Trump yönetiminin, İsrail işgalini tanımak, Filistinli mültecilerin eve dönme hakkını yok etmek isteyen “yüzyılın anlaşmasını” uygulamaya zorlamasının ortasında, iki lider İsrail işgalini ve Trump'ın Filistin davasını engellemeye yönelik planlarına karşı iş birliğini vurgulamak istiyor.

Dahası, iki ülke Suudi Arabistan'ın Yemen'e karşı saldırganlığına karşı daha şeffaf bir tutum almaları gerektiği sonucuna varmış gibi görünüyor.

Mart 2015'te Suudi Arabistan, BAE ve diğer bazı müttefik Arap devletleri ile komşu Yemen'e karşı bir savaş başlattı. Savaş şimdiye kadar binlerce Yemen sivilini öldürdü, daha fazlasını ise yaraladı ve milyonlarca insanı yerinden etti. Durmadan yapılan bombardıman yerleşim bölgelerini ve altyapıyı hedefledi.

Erdoğan Katar'ı ziyaret ederken, Türkiye'nin BM Büyükelçisi Feridun Sinirlioğlu, Çarşamba günü BAE'yi bölgedeki demokratik hareketleri bastırmakla suçladı ve Abu Dabi'nin "daha geniş bölgeye hâkim olma" konusundaki aşırı tutkusunun, insanların acı çekmesinden başka bir şeyle sonuçlanmadığını söyledi. Bakan, BAE'nin, Yemenli çocukların öldürülmesine suç ortağı olduğunu da sözlerine ekledi.

Kaynak: http://alwaght.com/en

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu analizde yer alan görüşler Alwaght haber sitesine aittir.

Çeviri: Feyza Akyıl

Haber Ara