Erdoğan’ın Körfez turu ve Türkiye-Körfez ilişkileri
Türkiye uzmanı yazar Said El-Hac, “Erdoğan’ın Körfez turu ve Türkiye-Körfez ilişkileri” başlıklı bir yazı kaleme aldı. El-Hac’ın El-Cezire Arapça’da yayımlanan makalesini Timeturk, Türkçeye çevirdi. İşte makalenin tamamı:

Oluşturma Tarihi: 2017-07-26 12:23:54

Güncelleme Tarihi: 2017-07-26 12:23:54

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 23-24 Temmuz'da Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt'i içine alan bir Körfez turuna çıktı.

Hatırlandığı gibi Körfez krizinin ilk saatlerinde Türkiye, Katar'dan yana durmuş ve en azından insani gıdaların girişi için hava koridoru açmıştı.

Krizin ilk döneminde Katar'a askeri darbe ihtimallerinin bile bulunduğu krize ilişkin Ankara, sağduyu çağrısı yaparak gerilimi hafifletmeye çalıştı. Türkiye'nin attığı asıl önemli adım ise çok geçmeden Katar ile 2015 yılında imzalanan askeri anlaşmaya binâen askeri birlikler gönderme kararı oldu.

Erdoğan çıkıp Katar'ın yanında olduğunu, Katar'a atılan terör suçlamasının gerçekleri yansıtmadığını ve iki ülkenin birlikte terörle mücadele ettiğini söylemişti.

Türkiye'nin açık bir şekilde Katar'dan yana olan açıklamalarına rağmen Katar'a abluka uygulayan Arap ülkelerine özellikle Arabistan'a karşı Türkiye saldırgan bir tavır takınmadı ve elinde geldiğince ortada durduğunu göstermeye çalıştı.

Krizin çözülmesi gerektiği vurgusu yapan Erdoğan, Katar, Kuveyt ve Arabistan'a ek olarak Trump, Putin ve Macron'u arayarak krizin çözülmesi için girişimlerde bulundu. Türkiye dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 14 Haziran'da bazı ziyaretlerde bulundu ancak bir sonuç alamadı. Türkiye bu girişimlerine rağmen hiçbir zaman kendini Kuveyt'in arabuluculuğuna alternatif bir şekilde tanıtmadı.

Türkiye'nin attığı en önemli ve en etkili adım Katar'a askeri birlikler yollamasıydı. Bu adım, Katar'a darbe yapılma korkusunu oldukça azalttı.

Körfez turu

Körfez krizinin ilk 5 haftasının dolmasıyla birlikte Türkiye Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı'nın ziyaretleri tamamlandı. Krizin ilk başladığı günlerde Trump'ın da desteğini alan Riyad oldukça rahata kapılmış ve olmayacak kadar rahat ve aksi hareket etmişti.

Mevlüt Çavuşoğlu'nun ziyareti bu aksi tavırları biraz daha makul çizgiye çekmek için yapıldı. Körfez krizinin başlamasının ardından Arabistan'ı ilk ziyaret eden Erdoğan'ın körfez turu ise, “artık ortada gerçekçi sorun kalmadı, diyaloğa geçme vakti geldi” mesajını verme amacını taşıyordu.

Çünkü krizin ana sebeplerinden olan Katar Haber Ajansı'nda yer alan bildirinin, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) bir oyunu olduğu ortaya çıktı. Bu da Erdoğan'ın daha kararlı ve rahat tavır takınmasına sebep olurken Riyad'ın utanç duruma düşmesine neden oldu.

Bu gerçeklerin ortaya çıkması Katar'a abluka uygulayan Arap ülkelerinin 13 maddelik talep listesini unutmalarında büyük bir rol oynadı. Katar'ın Türkiye ile olan askeri ilişkileri kesmesinin ve Türk üssünü kapatmasının artık konuşulmaması, Türkiye'nin rolünü biraz daha kabullendiklerini gösteriyor. Bu fikri destekleyen bir diğer olay ise şudur; Kriz başlarında Arabistan medyasında Türkiye sınırında bir Kürt devleti kurulmasının desteklenmesi ve HDP'ye yapılan tutuklamaların protesto edilmesi gibi Türkiye aleyhine yapılan haberler artık şuan Arabistan medyasında yer almıyor. Bu da Arabistan'ın Türkiye'nin rolünü kabullendiğini veya en azından muhalefet olmadığını gösteriyor.

Erdoğan'ın Körfez ülkelerine yaptığı ziyaret turunda BAE'ni es geçmesi gözlerden kaçmadı. Bazı yorumculara göre Erdoğan, Körfez krizinin müsebbibi ve 15 Temmuz darbe girişiminde parmak izi olan BAE'ni, bu ve buna benzer bölgedeki faaliyetlerinden dolayı ziyaret etmedi.

Genel olarak bu ziyaretin hemen olumlu sonuçlar doğurmasını beklemek doğru olmaz. Ancak bu ziyaret, diyalog aşamasına geçmek için atılan ilk önemli adımdır. Bunun olumlu sonuçlarını ise biraz süre geçtikten sonra görmek mümkün olacaktır.

İLİŞKİLERİN GELECEKTEKİ HALİ

Bu kriz sayesinde Türkiye-Katar ilişkileri eskisine nazaran katbekat iyiye gitti ve stratejik ilişkiler olarak daha da iyiye gidecek. Katar 15 Temmuz gecesi Türkiye'nin nasıl yanında durduysa Türkiye'de Katar'ın bu zorlu günlerinde yanında durması bu ikili ilişkiyi oldukça güçlendirecek. 

Türkiye-Arabistan ilişkileri ise en azından önümüzdeki kısa süre için şuan olduğu gibi devam edecek. İkili ilişkileri tekrar güçlendirmek için her iki tarafta çalışması gerekiyor. Ancak iki ülkenin uzun vadeli ilişki güzergahını Türkiye'den çok Arabistan yeni yönetim haliyle belirleyecek.

Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri ilişkileri ise önümüzdeki süre boyunca soğukluğunu koruyacak. Türkiye, BAE'nin 15 Temmuz darbe girişimine karışmasını ve desteklemesini unutması biraz zor gibi görünüyor. BAE'nin bölgede oynamaya devam ettiği yeni oyunlara da bakılırsa iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi oldukça zor gözüküyor.

Kaynak: Timeturk