TİMETURK | HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA
Beştepe'de muhtarlar toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Iraklı mülteciler üzerinden Musul sorununa ve Bağdat yönetimine eleştirilerde bulunurken.
Avrupa'yı da uyardı...
İşte o ifadeler:
"SURİYELİLER KURBAN EDİLDİ"
Türkiye, Suriye ve Irak'ta da bu yeni güvenlik anlayışımıza uygun duruş sergiliyor. Baktık ki biz bekledikçe sorunlar üzerimize geliyor, bir yandan DEAŞ terör örgütü, bir yandan PYD terör örgütü karşımızda bayrak salladıkça anladık ki kimseden bize fayda yok, kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Cerablus operasyonuna başlarken elbette koalisyon ülkelerini bilgilendirdik, bakın izin almadık. Hamd olsun başarıyla yürütüyoruz. Şimdi bizim elde ettiğimiz başarılar 4 yılda elde edilememiştir. Araziye girince gördük ki mesele DEAŞ değil, Suriyeliler maalesef pis bir oyuna kurban edilmiştir.
"DABIK'IN İLERİSİNE GİTMEYİN DİYE UYARIYORLAR"
İşte Cerablus DEAŞ'tan temizlendi. 30 bine yakın Cerabluslu geldi buraya yerleşti. Şimdi bunların kutsalları olan Dabık, bizim tarihimizde de Mercidabık olarak geçen orası aynen DEAŞ'tan boşaltıldı, oraya da sakinleri yerleştiriliyor. "Dabık'a girdiniz, harika, temizlediniz ama daha aşağı gitmeyin" diyorlar. Aşağıda ne var? El Bab. Kusura bakmayın biz El Bab'a da gideceğiz. Niye gideceğiz? Bizim tehdidi altında olduğumuz yer Dabık'ta bitmiyor, El Bab'ın da güneyine iniyor, Mümbiç'i de kuşatma altına almamız lazım. Çünkü Mümbiç yüzde 95'iyle Araptır. Orayı kim işgal etmek istiyor? YPG ile PYD. Şimdi bakalım ABD söz verdi, bunlar buradan gidecekmiş.
"ABD RAKKA İÇİN TEKLİFTE BULUNUYOR"
Bakalım, "Rakka'da birlikte olur muyuz?" diyorlar. Tamam, edelim, Rakka'nın sahipleri gelsin, yerleşsin. Buna da varız. Şimdi benzer bir senaryo Musul'da sergileniyor. Kendi ülkesini terör örgütlerinin cirit attığı bir yer haline gelen hükümetin bu oyunun bir aktörü olmadığı açıktır. İstiyorlar ki Türkiye yerinde otursun, bedeli neyse o ödesin. Daha önce de aynı şeyi mülteciler üzerinden denediler. 3 milyon mülteciyi gönderenler bizim bu yük altında ezileceğimizi sanıyorlardı.
"BİZ ŞU KAPILARI AÇIK TUTSAK..."
AB'den size destek vereceğiz dediler ve hala verecekler. Gelen rakam herhalde 200-300 milyon Euro'dan fazla değil. Çünkü Temmuz başı itibariyle bu para gelecekti. Biz şu kapıları bir açık tutsak Avrupa'ya gidecekler. Bundan çekindikleri için para vermeyi kabul ettiler. Biz de "bu insanları bombalar altında bırakamayız" dedik, 2 milyon 700 bin Suriyeliye, 300 bin Iraklıya kapılarımızı açtık.
IRAK YÖNETİMİNE ÇAĞRI
Ey Irak yönetimi, 300 bin Iraklıya kapısını açarak seni rahatlatan Türkiye değil mi ya? Türkiye'ye bir laf atarken ya bunu düşüneceksin ya, böyle bir dost bulamazsın. Sen bu dostu incittiğin taktirde kaybedersin. Onun için ne diyoruz günlerdir? Biz hem sahada olacağız hem masada olacağız. Ve bu yeni yaklaşımın gereği olarak da Musul meselesini Musul'da çözmek zorundayız. Musul'u mezhepçiliğe feda edersek sorunun sınırımıza dayanmasını engelleyemeyiz. Suriye'de hangi amaçla nasıl harekete geçtiysek Musul için de aynı şekilde davranmaya mecburuz.