Makalede, şiddet sarmalından kaçınmak için “Amerika'nın Afrika'nın Büyük Boynuzu'nun istikrarlaştırılmasına yardım etmeli” ifadelerine yer verildi. Peki ABD tarafından bu istikrar getirici hareketler nelerdi?
Makalede Yemen Ensarullah Hareketi'nin küresel ticarete bir tehdit olduğu öne sürülerek, “Husilerin Kızıldeniz'deki kumarı, tıpkı 2010'da zirveye ulaşan Somalili korsanlık sorunu gibi, küresel ticarete ciddi maliyetler yüklüyor. ABD ve bazı müttefikleri, Yemen'in içinde Husi mevzilerini bombalayarak tehdidi askeri olarak bastırmak için devreye girdiği” bilgisi de verildi.
Forreign Affairs “Ancak bu olay Kızıldeniz güvenliğinin zorluklarını açıklayıcı olsa da kriz, Yemen'den kaynaklanan sorunların çok ötesine uzanıyor” diyerek bazı önermelerde bulundu.
ENSARULLAH'I YÜKSELTEN PARÇALANMA AFRİKA BOYNUZUNU DA ETKİLİYOR
Dergiye göre, Filistinlileri insanca yaşama hakkını desteklemek adına İsrail'le mücadele eden, Suudi Arabistan güdümlü dayatma bir yönetim istemeyen, 10 yıldır savaş halinde yaşayan Yemen'deki Ensarullah Hareketi'nin yükselişi Afrika boynuzunda da hasara yol açıyordu: “Husilerin Yemen'deki yükselişini körükleyen siyasi şiddet ve devlet parçalanması, şimdi daha geniş Afrika Boynuzu'nda hasara yol açıyor. Sudan'dan Somali'ye uzanan eyalet içi ve eyaletlerarası çatışmaların yayılma ağı, Boynuz boyunca benzeri görülmemiş bir kaosa yol açabilir, aşırılıkçı militan ağlara ve Batı çıkarlarına düşman olan ülkelere ve özgür ve açık bir Kızıldeniz'e alan yaratabilir.”
Forreign Affairs'e göre, ancak ABD'nin girişken diplomatik desteği bölgedeki durumun kötüleşmesini önleyebilir: “Durumun daha da kötüleşmesini önlemek, Boynuz'daki çoklu çatışmaları azaltacak geniş tabanlı bir diplomatik koalisyon gerektirecektir. Ancak böyle bir çaba ABD'nin girişken diplomatik desteği olmadan başarılı olamaz.”
Buna göre, “Amerika liderliğindeki bir hamlenin, Sudan gibi yerlerde savaşan aktörlere askeri destek sağlayan Birleşik Arap Emirlikleri ve İran gibi dış tarafların istikrarsızlaştırıcı müdahalelerini caydırması gerekecekti.”
Dergiye göre, aynı zamanda Sudan ve Etiyopya'da en şiddetli tehdidi oluşturan bölge çapındaki kıtlığın da önlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, “Bölgenin birbiriyle bağlantılı krizleri daha da kötüleşirse, ABD çıkarlarına ve özgür ve açık bir Kızıldeniz'e düşman olan taraflar bu önemli deniz koridorunda stratejik avantaj elde edebilir.”
Buna göre ilk adım, “Kaosun çoğunun merkezinde yer alan istikrarsızlaştırıcı Orta Doğu müdahalelerini caydırmak için ABD'nin güçlü bir çabası olacak.”
ABD, BAE, KATAR, SUUDİ ARABİSTAN GİBİ MÜDAHİL ÜLKELERİ UYARMALI
ABD'nin bu noktada BAE, Türkiye ve Katar gibi ülkeleri “ihlalciler” olarak görüyordu ve bölgeye müdahale konusunda uyarmalıydı: “Önemli ihlalcilerin çoğu BAE, Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi ABD'nin ortakları olduğundan, Washington'un ikili diyaloglarda onların davranışlarına ilişkin endişelerinin önemli ölçüde artması gerekiyor. ABD, bu dostlarına, müdahalelerinin onların uzun vadeli ekonomik çıkarlarına zarar verdiğini, ABD'nin ikili işbirliğini derinleştirmesini zorlaştıracak şekilde itibarlarına zarar verdiğini ve bölgedeki kötü niyetli aktörlerin nüfuzunu genişlettiğini anlatmalıdır.”
ABD AVRUPA VE BİRLEKŞİK KRALLIK İLE ORTAKLIK KURMALI
Dergiye göre ABD için bir diğer endişe kaynağı ise ABD'nin Gazze ve Ukrayna'yla fazlasıyla meşgul görünmesi, “Boynuz genelinde yaygın olan, üst düzey ABD politika yapıcılarının Gazze ve Ukrayna'nın sorunlarıyla fazlasıyla meşgul olduğu (Amerikan başkanlık koltuğundan bahsetmeye bile gerek yok) izlenimi ABD'nin bu stratejik bölgedeki güvenilirliğini zayıflatmaya devam edecek. Bunun doğal sonucu olarak ABD, Amerika'nın bölgedeki temel çıkarlarını paylaşmayan Körfez ülkelerine boyun eğmeye hazır.”
“ABD ise bu yola yalnız gitmemeliydi”. Makale şöyle devam etti: “Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu'ndaki istikrarsızlık, Avrupa'nın ticari ve ticari çıkarlarına yönelik doğrudan bir ekonomik ve güvenlik tehdididir. Göç, Avrupa'daki siyasi tartışmalara hakim olmaya başladı ve Boynuz'daki istikrarsızlığın yoğunlaşması, bu sorunu daha da kötüleştirme riskiyle karşı karşıya kalıyor ve Avrupa siyasetini transatlantik ittifakı karmaşık hale getirecek şekilde daha da çarpıtıyor.”
Avrupa ve Birleşik Krallık ile ortaklık kurmak gerektiğine değinilerek, “ABD, Sudan ve Etiyopya'daki ikiz savaşları sona erdirmek için arabuluculuğu desteklemeye özel olarak odaklanarak, bölgesel barışı güvence altına almak için aktif çabalarda Avrupa Birliği, üye devletleri ve Birleşik Krallık ile ortaklık kurarak Avrupa'nın bölgedeki doğrudan çıkarlarını güçlendirmeli” denildi.
ABD HAREKETE GEÇMELİ ÖNERMESİ
Makale Kızıldeniz'de istikrar için henüz geç olmadığı ancak ABD'nin harekete geçmesi gerektiği bilgisiyle sona erdi, “Kızıldeniz'i istikrara kavuşturmak için henüz çok geç değil, ancak şiddet ve devlet parçalanması yayıldıkça ve ABD'li rakiplerin etkisi genişledikçe pencere kapanıyor. Amerika Birleşik Devletleri ve ortakları, karada genişleyen krizleri durdurmak için harekete geçmeli, aksi takdirde dünyanın en hayati su yollarından birinde daha fazla istikrarsızlık yaratma riskini göze almalıdır.”
Kaynak: Forreign Affairs Dergisi