Görülmesi gereken dünyanın en güzel şehirleri arasında yr alan Dünya, Roma'nın ihtişamından Şanghay'ın, ultra modern kulelerine kadar 4.416 şehre ev sahipliği yapıyor. Pitcairn Adaları'ndaki mikroskobik bir yerleşim yeri olan ve sadece 48 kişilik bir nüfusa sahip olan küçük Adamstown'u; Pastoral kanallar ve nefes kesici saraylarla çevrili yüzen bir şehir olan Venedik'i içinde bulunduruyor. Ve içinde yaşayan insanlar gibi, her birinin kendine özgü kişiliği, cazibesi, fotoğrafa değer anları ve onları ziyaret etmek için nedenleri vardır. Aşağıda dünyanın en güzel şehirlerinden örnekler var.
Roma, İtalya'nın en tarihi şehri olmanın övgüsünü alırken, Floransa saf, katıksız ve parlaklığıyla İtalyan güzelliğini yansıtıyor. Arnavut kaldırımlı herhangi bir caddede yürüyüş, şaşırtıcı meydanları ve katedralleri ortaya çıkaracaktır ve Santa Maria del Fiore katedraline hakim olan silüet kaçırılmaması gereken bir şeydir. Ayrıca görülmesi gereken bir yer mi? Müzeler ve galeriler, sadece Michelangelo'nun özel olarak tasarlanmış bir portalın altında duran ikonik Davut'u değil, dünyanın en seçkin ve kalıcı sanat eserlerinden bazılarıyla doludur.
Petersburg'dan önce - Rusya'nın kendi “Doğu'nun Paris'i” - ıssız bir bataklık alanı vardı. Çar Büyük Petro, 1728 yılına kadar Avrupa'nın Batı'sının Barok ve Rönesans kalelerine rakip olacak bir Rus şehri kurdu. Çok sayıda gizli adası, Nevsky Prospekt ve birçok sanat eserini barındıran ve salonlarında dolaşarak bir ömür geçirebileceğiniz bir müze olan Hermitage'nin yaldızlı, imparatorluk kuleleri ile dikkat çekicidir.
Güney Carolina'nın Atlantik kıyısında yer alan Charleston, sakinleri ve her yıl bu göz kamaştırıcı, kolonyal şehre giden sayısız ziyaretçi için çekici bir cazibeye sahiptir. The Battery'nin bulvarlarına (muhteşem büyüleyici evlerin sıralandığı bir cadde), Bermudian kireçtaşı ve Chalmers Caddesi'nin kaldırımlarına rağmen, 1670 yılında kurulmuş olan bu şehir kemikleşmiş bir kalıntı değildir. Daha ziyade, hareketli sokakların, ödüllü, nouveau güney mutfağının ve şık otellerin çoğalmasını teşvik eden göz alıcı ve gelişen bir yaratıcı sete ev sahipliği yapıyor.
Londra ve New York'ta yaşayanlar için, doğanın çok uzakta görünebildiği, yayılan bir gelişme yeri olarak 'şehir' fikrine alışmak kolaydır. Cape Town farklı bir hikaye anlatıyor: Masa Dağı'nın muhteşem güzelliği ve penguenlerle dolu plajlarının gölgesinde kalan harika dış mekanlar, bu hareketli, enerjik şehirde günlük yaşamın hayati bir parçasıdır. Cape Town, Kirstenbosch botanik bahçelerinin yeşil alanlarından V&A Waterfront boyunca hareketli gece hayatına kadar dünyanın en dramatik ve heyecan verici kentsel konumlarından biridir. Ve 2014 yılında, doğal güzelliğin ve insan yaratıcılığının vicdani karışımını gösteren bir Dünya Tasarım Başkenti seçildi.
Batı Flanders'deki bu eski liman, kıyıların değişmesine rağmen bugüne kadar su bazlı bir şehir olmaya devam ediyor; büyüleyici kanallardan oluşan bir ağ, çan kuleleri, evler ve pastoral meydanlardan oluşan bu küçük şehri Kuzey Denizi'nin uçsuz bucaksız sularına bağlamaktadır. 17. yüzyıldan kalma romantik malikaneler, ağaçlar ve banklarını çevreleyen yaprakların bulunduğu Groenerei'den, şehrin ticari ve sivil kalbinin attığı Barok merkez meydanı The Burg'un yaldızlı ihtişamına kadar bu şehir canlı bir resim gibidir.
Saf, katıksız drama ve sarp romantizm için Edinburgh ve deniz kenarındaki yerleşim yeri Leith, İngiltere'nin en güzel şehri olma konusunda güçlü bir örnek oluşturuyor. Dünyanın en büyük yıllık sanat festivaline ev sahipliği yapan şehir, sadece Viktorya dönemine ait muhteşem caddelerin (görkemli Royal Mile gibi), pazarların ve ikonik Edinburgh Kalesi'nin değil, üstün başarılı mimarinin sağlam bir koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin limanı olan Leith, bölgenin en popüler yeni semti haline geldi. Trainspotting filmiyle ünlü hale getirilen pejmürde bir bölge, son yıllarda heyecan verici eğlence yerleri, Michelin yıldızlı restoranlar, galeriler ve performans alanlarından oluşan bir merkez haline geldi.
Hindistan'a bir gezi, Eski Şehir'in ihtişamını, devasa Şehir Sarayı kompleksinin renkleri, pembe renkli Rüzgarlar Sarayı ve Jantar Mantar'ın devasa geometrik heykel enstrümanları arasında neredeyse sinematik bir yolculuğu deneyimlemeden tamamlanmış sayılmaz. Bunlar, 1734'te Kral Sawai Jai Singh II tarafından inşa edildi ve bugün UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. Şehrin zengin ve derin tarihinin yanı sıra, (Prenses Diana ve Elizabeth Taylor'ın uğrak yeri olduğu bilinen) çarpıcı Mücevher Sarayı da dahil olmak üzere Mücevher Bölgesi'ne de uğramalısınız.
Bu efsanevi Japon metropolünde bir geçmiş hissi yayılıyor. Ülkenin en iyi korunmuş antik şehirlerinden biri olan Kyoto gezisi sizi yüzlerce yıllık Japon tarihi ve manzarasıyla tanıştıracak. Mart ve Nisan aylarında kiraz çiçekleriyle dolu Arashiyama Bölgesi'nin (içinden sakin Honzu Nehri'nin aktığı) doğal ihtişamından, tanınmış Fushimi Inari Mabedi'nin 1000 kırmızı torii kapısına kadar Kyoto'nun güzelliği büyüleyicidir. Gezginler şüphesiz Nijo'nun katmanlı, kırmızı kalesinde ve şehrin ustaca yontulmuş kuru peyzaj bahçelerinde veya Karesansui'de huzur ve güzelliği bulacaklar.
Atlas Dağları'nın nadide zirveleri arasında yükselen Chefchaouen, evleri meşhur mavi tonlarında boyanmış labirent gibi tarihi bir şehirdir. Bu geleneğin kökenleri hakkında, dini sembolizminden 1930'larda ve 40'larda şehre yerleşen Yahudi sakinlerine, rengin soğutma maddesi ve doğal böcek kovucu işlevine kadar çeşitli teoriler ortaya çıktı. Her şeye rağmen, büyüleyicidir. Marakeş'in karmaşası ve enerjisinin aksine, bu dağlık şehir, daha yavaş ve daha düşünceli bir yaşam tarzının tadını çıkarma fırsatı ve Kuzey Afrika'daki en inanılmaz manzaralardan bazılarının tadını çıkarmak için dikkate değer bir yer sunuyor.
Queenstown, Yeni Zelanda
Wakatipu Gölü'nün sakin kıyılarında yer alan Queenstown, tüm gerçek adrenalin bağımlılarının bildiği gibi dünyanın macera sporları başkenti olarak bilinir. Yeni Zelanda'nın Güney Adası'nın nefes kesici dramatik manzaraları ile çevrili olan ve yemek-eğlence ve şarap için hareketli bir merkez olan şehir, genellikle dünyanın en samimi ve en misafirperver şehirlerinden biri olarak tanımlanmaktadır. Kendi Göller Bölgesi ve The Remarkables (bir dizi çarpıcı bitişik dağ) ile çevrili olan bu şehir, dünyanın en muhteşem konumlu şehri olabilir.
Mekong kıyılarındaki bu çekici derecede uykulu şehir, Laos'un geri kalanı gibi 1980'lere kadar turistlere kapalıydı. Kapılar açıldığında ve ilk meraklı gezginler içeri adım attığında, zarif Fransız kolonyal mimarisi, dik taş merdivenleri, ağır ağaçları ve ağustos böcekleriyle bugüne kadar çok az değişen bir dünyayla karşılaştılar. Turuncu cüppeli keşişler, pazar günü trafiğini bisikletle örüyor ve gökyüzü, kuşların hüzünlü sesleriyle doludur. Cennette hissettiren ormanları, padagoların yumuşak silüeti, ,sessiz ve düşünülmüş bir maneviyatla konuşan süslü kuleleri olduğu için birçoğu buraya ütopya adını verdi.
Burası müzik, ses, dans, hareket ve romantizm kenti; Futbolun enerjik taraftarları stadyumlarına çektiği ve imparatorluk bulvarlarının zarif, tarihi binalar ve cephelerle dolduğu bir metropol. Buenos Aires, sayısız mahallesinin her biri daha samimi şehirlerin çekiciliğine sahip olan geniş, bir ortamdır.
Fiyortlarla çerçevelenmiş bir şehir olan Bergen, son yıllarda Oslo'dan (Norveç'in eklektik başkenti) ve ötesinden kalabalıklar çekti. Bu turizm akını için birincil faktör, Yedi Dağlarla çevrili ve ülkenin en etkileyici kıyı manzaralarından bazılarına çok yakın olan şaşırtıcı güzelliğidir. Fløyen Dağı'nın zirvesine çıkan füniküler, tablo güzelliğinde olan bu şehri izlemek için mükemmel bir fırsat sunacak. Dahası, alçak kentsel planı, yeşillikleri ve bakır kubbeli kiliseleri, kendilerini daha sakin bir kentsel geri çekilme hayal edenler için bir nimettir.
Hallstatter See ve Dachstein masifinin eteklerinde yer alan sersemletici bir yerleşim yeri olan Hallstatt'ın tarihi, eski yerleşimcilerin bu kıyılarda tuz ürettikleri tarih öncesi döneme kadar uzanıyor. Ve teknik olarak bir 'şehir' olmasa da, bu UNESCO Dünya Mirası Alanı, karla kaplı dağların (bıçaklar gibi keskin) karla beslenen suların mükemmel bir şekilde bozulmamış bir göle baktığı Alp güzelliğinin tanımıdır.
Hem Karayipler hem de Pasifik'e bitişik eski bir İspanyol kolonisi olan, kompakt, parlak ve büyüleyici güzellikte bir şehir olan Cartagena, Avrupa ayrıntıları ve tarihi için kuvvetli bir şehir planlaması yapıyor. Endülüs tarzı ahşap korkuluklara sahip dalgalı limon sarısı evler, Arnavut kaldırımlı kaldırımların ve avluların yanında yer alır. Canlılığı insanından ve küçüklüğüne yaptığı vurgudan kaynaklanır; yemek tezgahlarının ve kafelerin doldurduğu, egzotik meyvelerin ve renklerin her tabağı, kıyafeti ve vitrini büyülediği bu kent, nihayetinde butik güzellikler kentidir.
Singapur büyük aynı zamanda son derece modern bir şehirdir. Dünyanın gece hayvanları için ilk safari parkından Jewel Changi'ye (belki de dünyanın en güzel havalimanı) kadar, Singapur, doğal ve modernin bir araya gelmesinin ilginç bir yolunu bulduğu bir şehir.
Barselona ve Madrid hakkında çok şey konuşuluyor (ve bunun iyi bir nedeni var), ancak büyüleyici kentsel güzelliğe gelince, Sevilla tacı elinde tutuyor. Yaldızlı altın çağın zarif, görkemli otelleri ve modern müzik mekanlarının yanı sıra Sevilla'nın Gotik ve Rönesans cazibesi, onu İspanya'nın en sıcak yeni kentsel destinasyonlarından biri haline getirdi.
Madrid'in yaklaşık 175 mil güneybatısında, İspanya'nın Extremadura bölgesindeki tarihi bir şehir olan Merida, solmuş, görkemli eski binalar, atmosferik Roma kalıntıları ve çiçeklerle bezeli Arnavut kaldırımlı sokakların gizli bir mücevheri. Solmuş pişmiş toprak çatıları, pembe sıvalı avluları ve dökülen suyun titreyen sesini düşünün. UNESCO finansmanı, şehrin cazibesini artırdı ve onu Avrupa'nın en güzel (ve en kolay Instagramlanabilir) şehirleri arasında güçlü bir rakip haline getirdi. Eglence mekanları, şehrin güzel merkezine parlak bir gece enerjisi veriyor.
Güzel ara sokakları, geniş güzel kanalları ve Hansa sokaklarının karşısında, Van Gogh'un memleketinin büyüleyici başkentinden neden bu kadar ilham aldığına dair çok sayıda kanıt var. Burası, Rembrandt ve Vermeer'in eserleriyle yakın karşılaşmalar yaşayabileceğiniz modaya uygun hoş Nine Streets mahallesinden Rijksmuseum'un sanatsal dramasına kadar bir nezaket, güven ve kültür dünyasıdır. 17. yüzyıl Altın Çağı boyunca Avrupa ticaretiyle ünlü (ve güçlü) bir şehir olan Amsterdam, yaldızlı kanal kenarı binaları, süs cepheleri ve güzel detaylara sahip kiliselerin gerçek bir hazine kutusudur. Nefis kanal evleri ve otelleri de daha modern tasarım zevkine sahip olanlar için çok şey sunuyor.
Kaynak: Harpersbazaar