Gürcü siyasi analist Tengiz Txilava, “Türkiye'nin Kafkasya'daki rolü büyüyor. Şimdiye kadar ekonomik hedeflerle ilgilenen Türkiye, şimdi ise bölgesel platforma siyasi bir oyuncu olarak güvenle giriyor” dedi.
Gürcü siyasi analist Tengiz Txilava'nın, ‘Telegraf.Com'da yayımlanan röportajı şöyle:
- Azerbaycan tarihi bir zafer kazandı, Ermenistan'ın işgalinden tüm topraklarını geri verdi. Ülkemizin yürüttüğü karşı saldırı operasyonlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Azerbaycan'ın zaferi sadece Azerbaycan için değil, bölgemiz için de tarihi bir zaferdir. Sovyet sonrası alanda, birkaç devletin - Gürcistan, Ukrayna ve Moldova - toprakları işgal edildi. Neyse ki, Azerbaycan artık onlardan biri değil, kaybettiği toprakları geri vermeyi başardı. Bu zafer, Azerbaycan'ın ulusal lideri Haydar Aliyev'in ve ardından Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in on yıllardır yaptığı büyük çalışmanın sonucudur. Bu dönemde Azerbaycan ordusu yeniden örgütlendi ve profesyonel olarak silahlandırıldı. Ancak savaşı sadece ordu ile kazanmak mümkün değil. Azerbaycan'ın ekonomik başarılarının farkındayız ve ekonomik büyüme oranı Batı'daki birçok gelişmiş ülke ile karşılaştırılabilir. Azerbaycan devletin gelişmesini sağlamıştır.
1990'ların başlarında Azerbaycan'ın Birinci Karabağ Savaşı'ndaki yenilgisinin Ermeni güçlerinin cesaretinden değil, Azerbaycan'daki siyasi kaosa ve durumun kontrolsüzlüğünden kaynaklandığı bir sır değil.
Aynı zamanda bölgedeki iki önemli siyasi aktörün - Rusya ve Türkiye'nin koordineli faaliyetleri sonucunda büyük diplomatik çalışmalar yapıldı. Bu savaşın tamamen askeri kısmına gelince, bu yüksek teknolojili bir savaşın şerefli bir örneğidir. Elbette şehitlerin her birinin canı kıymetlidir, ancak askeri harekat, askerlerin hayatlarını olabildiğince koruyacak ve gerçekten tarihi bir zafere ulaşacak şekilde yürütülmüştür. Azerbaycan'ı, Azerbaycan halkını ve lideri Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i bu zaferden dolayı yürekten kutluyorum.
- Bu çatışmanın çözümü bölgeyi bir bütün olarak nasıl etkileyecek?
- Bir noktaya dikkat edelim, çatışmanın BM dahil çeşitli uluslararası kuruluşların kararları çerçevesinde çözülmesi gerekiyordu. Maalesef bölgemiz bu organizasyonların verimsizliğini her zaman hissetmiştir. Ancak BM gibi uluslararası bir kuruluş kararlarının uygulanmasını sağlayamazsa, Azerbaycan bunu kendi başına yapar. Bölge, Azerbaycan tarafından tanımlanan yeni gerçeklerle karşı karşıya. Elbette Ermenistan zor günler yaşıyor ve Azerbaycanlı arkadaşlarımla Tiflis ve Bakü'de yaptığım konuşmaları hatırlıyorum, SSCB'nin dağılmasından sonra bu ülke yapıcı bir pozisyon almış olsaydı her şey yoluna girecek. Bu fırsat 1990'larda vardı, ancak Ter-Petrosyan'ın devrilmesinden sonra Ermenistan, gerçek siyasetten ziyade efsanevi bir "Büyük Ermenistan" hayalini gerçekleştirme yoluna girdi. Sonuç olarak, ülkede yenilgiler, kırık yanılsamalar ve çok acı siyasi süreçler yaşandı.
Umarım ve eminim ki Ermeni halkı sonunda liderlerinden başka kimsenin kendilerine saldırmadığını anlayacaktır. Bu uzun bir süreç, ancak yalnızca bölgesel işbirliği Ermeni devletini kurtarabilir. Olumlu bir faktör olarak Türkiye'nin bölgedeki rolü büyüyor. Şimdiye kadar Türkiye esas olarak ekonomik hedeflere sahipse, şimdi de bölgesel platforma siyasi bir oyuncu olarak güvenle giriyor. Büyük siyasi aktörlerin çeşitlendirilmesi sadece bölgemizin yararınadır. Ancak bölgedeki ana figür Azerbaycan'dır ve rolü ve önemi bölgesel çerçevenin ötesine geçmeye başlamıştır. Devlet ve milli menfaatlerini tam anlamıyla sağlamaya yönelik bağımsız politikası ile dünyaya örnek teşkil etmektedir.
- Gürcistan'ın Azerbaycan ile mevcut ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Azerbaycan'ın Gürcistan ile uzun bir geçmişe dayanan iyi komşuluk ilişkileri olduğu biliniyor. Tarihsel olarak, dünyadaki komşu ülkelerin çoğu birbirlerinin düşmanıydı. Azerbaycan ile Gürcistan arasındaki ilişkiler bunun tam bir örneğidir, Kafkasya gibi patlayıcı bir bölgede dost komşular ve dostlardır. 1990'lardan beri bu ülkeler arasındaki ilişkilere stratejik bir ortaklık eklenmiş ve bu ilişkileri onsuz hayal etmek zor. Ülkelerimiz arasında zaman zaman ortaya çıkan çeşitli sorunları biliyoruz, ancak bunlar her zaman dostluk anlaşmalarıyla çözüldü. Eminim her zaman böyle olacaktır.
Azerbaycan'ın zaferi onu siyasi olarak güçlendiriyor ve Gürcistan'ın dost bir ülke ve Azerbaycan'ın stratejik ortağı olarak büyüyen prestijini kullanabileceği ve başta siyasi olanlar olmak üzere sorunlarını çözmek için fırsatlardan yararlanabileceği oldukça gerçektir. Bu durumda Azerbaycan'ın dost ülkeye yardım etmek için elinden geleni yapacağını düşünüyorum.
Kaynak: Teleqraf